ERZURUM gazetesi
Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, '50 başın üzerinde büyükbaş hayvan barındıran işletme sayısı 4500'den 18 bin 650'ye çıktı. En büyük gösterge budur. Bunların hepsi kayıtlı' dedi.
Eker, Elazığ'da düzenlenen Türkiye'nin Tarımsal Gücü ve Geleceği toplantısı'nda TÜİK tarafından ilk hayvan sayımının 1984 yılında yapıldığını, ondan önceki verilen rakamların tamamının afaki olduğunu belirterek, o zaman rakamın 14 milyon olduğunu söyledi. Bu rakamın içinde kültür ırkının ise sadece yüzde 3 olduğuna dikkat çeken Eker, şöyle dedi:
'Oranın yüzde 60'ı yerli, yüzde 40'a yakını da melezdi. Kültür ırkı demek verim demek. Bir ülkenin süt et verimi hayvan varlığın içindeki kültür ırkı varlığıyla ölçmek lazım. Bizde 2002'de sığırın sayısı 9 milyon. Bunun içindeki kültür oranı yüzde 19. Bugün toplam sığır sayısı 10,8-11 milyon. Yüzde 36'sı kültür ırkı. Süt verimi 8,4 milyondan 12,5 milyon tona çıktı. Aynı hayvandan demek ki yüzde 50 daha fazla süt alıyoruz. Ette de öyle. Ortalama hayvan başına 180'den 215 kilolara çıktı.'
KAYIT DIŞI SORUNU
Eker, asıl sorunun görünmediğini, konuşulmadığını, TÜİK rakamları ile deri sayısından ortaya çıkan et miktarı arasında büyük bir fark olduğunu dile getirdi.
Eker, şöyle dedi: 'En büyük sorun kayıt dışılık. 11 milyon sığır varsa kasaplık gücü yüzde 30'dur. Bu standarttır. 100 sığır varsa her sene 30'u kesilir. Dişi materyal de belirli bir yaştan sonra kesilir. 11 milyon varsa 3,3 milyon hayvan demektir. Bunun etini hesaplayın 800-850 bin ton yapar sadece sığır olarak. Bir de koyun var. Türkiye'de talep büyümesi var. Hayvancılık profesyonelleşiyor. 50 başın üzerinde büyükbaş hayvan barındıran işletme sayısı 4500'den 18 bin 650'ye çıktı. En büyük gösterge budur. Bunların hepsi kayıtlı. Bu alanda büyük yatırım var. 2010 sadece GAP ve DAP bölgesinde 274 tane 50 başın üzerine işletmeye destek verdik.'
'KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIKTA SORUN VAR'-
Küçükbaş hayvancılıkta sorun olduğunu ifade eden Eker, 'Kentleşmeyle ilgili. Bingöl, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Ağrı'ya kadar bu havzada koyunculuk çok önemli. Bu vatandaşlar şehire geldikçe azalma meydana geliyor. Türkiye olarak koyundan vazgeçemeyiz' dedi.
Koyun sayısının 33 milyonlardan son 8 yılda 27 milyona düştüğünü belirten Eker, 'Bu da hayat tarzıyla ilgili. Şehirleşme var. 10 koyun besliyor, ihtiyacını gideriyor, 3-5'ini de kurbanda adakta satıyordu. Bunların hepsi hem üretimden çıktı hem de tüketici oldu. Bu iyi mi kötü mü? Bir yönüyle iyi bir yönüyle bizim arzu ettiğimiz şey değil' şeklinde konuştu.
Üretim değerine bakıldığında 7,5 milyon insan tarımda çalışırken 23 milyar dolar; 5,2 milyon insan çalışırken 56 milyar Dolar tutarında tarımsal üretim yapıldığını ifade eden Eker, kişisel olarak tarımı ekoloji, biyoloji ve ekonomi disiplinlerinin kesişim kümesi olarak gördüğünü söyledi.
Eker, 'Ekolojik dengeyi, biyolojiyi bilecek, ekonominin rasyonel verimlilik prensibini hesaba katacaksınız. Pazar için üretim yapıyorsanız. Kimse zarar etmek için tarımsal üretim yapmaz' dedi.
KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIĞA DESTEK-
küçükbaş hayvancılığı destek kapsamına aldıklarını, kayıt sistemi getirdiklerini kaydeden Eker, şunları söyledi: '2010 yılında her hayvana bir para veriyoruz. Koyun sütüne de ineğe verdiğimin 2,5 katı fazla para veriyoruz. Türkiye genelinde 1800 tarımsal kalkınma kooperatifini destekledik. Çok ciddi para ödedik. Bunlar devam ediyor. Biz Türkiye'yi bir tarımsal üretim potansiyeli düzeyine çıkarmak için yapıyoruz. Tarıma stratejik bir sektör olarak bakıyoruz. Bio çeşitlilik alanında çok büyük zenginliğe sahip. Endemik bitki 3900 üzerinde bitki var. Avrupa'da 10 milyon kilometrekarede 2400 endemik tür var. Eğer biz Türkiye'nin sulamayla ilgili meselesini azami şekilde çözer milyonlarca hektar alanı sulanmasını imkan getirirsen o zaman Türkiye mevcut üretimini çok daha iyi bir noktaya getiririz.'
ARAZİ BÖLÜNMESİ VE MERA ISLAHI
Eker, Türkiye'de arazilerin bölünmesi ve meraların ıslahının temel sorun olduğunu belirterek, bu sorunların konsensüsle çözülebileceğini söyledi.
Medeni kanuna göre tarım arazilerinin babadan evlada geçerken menkul mal gibi bölündüğünü belirten Eker, 'Bu çok büyük bir sorundur. 84 yılda Türkiye giderek tarımsal arazileri parçalanır hale geldi' şeklinde konuştu.
Eker, buna karşın tarımda gelişmiş hiç bir ülkede böyle bir uygulamanın olmadığını kaydetti. Eker, şöyle dedi: 'Avrupa'da en büyük evlat kuralı vardır. Baba öldüğünde tarım arazisi en büyük evlada kalır. Kural bu. İngiltere'de böyle. İsrail'de de mirasa konu değildir tarım arazileri Osmanlı gibi. Ama Türkiye'de bölündükçe bölünüyor, bölündükçe bölünüyor. Bu sorundur, bunu mutlaka çözmemiz lazım. Bu çözülmeden tarımda gerçek bir reformdan bahsedilmez. Miras haktır. Alıyor ne satıyor, ne devrediyor, ne işliyor. Şehirleşmeyle de birlikte kullanılmayan arazi miktarı artıyor. Kendisi kapıcılık, asgari ücreti tercih ediyor koyunculuk yapmıyor. Arazi kalıyor.'
MERALAR
Eker, Türkiye'de meraların devletin mülkiyetinde olduğunu, ancak herkesin bunun sahibi olduğunu belirterek, 'Herkesin sahip olduğuna kimse sahip çıkmıyor. Mutlaka ıslah edilmesi, verimli hale getirilmesi lazım. Bunu kim daha iyi kullanacaksa ona imkan sağlamamız lazım.' dedi. Eker, her köylünün çiftçi olmadığını, çiftçiliğin bir sanat, meslek olduğunu profesyonelce uğraşıldığını söyledi.