ERZURUM gazetesi
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Eğitimde reform ve devrimlere ihtiyaç var" dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Avcı, okulda öğretilenlerin iş hayatına ve toplumsal yaşama katkı sunmada yetersiz kaldığını ve diplomasını alan gençlerin gerçek hayatta sudan çıkmış balığa döndüğünü kaydederek, "Eğitimde yapılan yenilik ve reformlar her ne kadar fayda ve başarı getirmiş olsa da kesinlikle yeterli olmamıştır. Eğitim sistemimiz dağınıklıktan kurtarılmalıdır. Yap-boz uygulamalardan vazgeçilerek kalıcı, çağdaş ve özgün medeniyet perspektifli bir eğitim sistemine bir an önce
geçilmelidir" dedi.
//ARTIK DİPLOMA İŞE YARAMIYOR
Okulların verdiği diplomaların işe yaramadığını kaydeden Avcı, "İstihdam olanakları açısından Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu meslekler dikkate alınarak bir planlama yapılmalıdır. Ülkemizde anaokulu, ilköğretim, lise ve üniversitelerde 20 milyon öğrenci eğitim görüyor. Bu rakama veliler, öğretmenler, yöneticiler, akademik ve idari personel ile yardımcı hizmetler de dahil edildiği zaman, nüfusumuzun yarısından fazlası eğitim bileşeni haline geliyor. DES olarak daha çok eğitim, daha çok okul ve eğitime dahaçok bütçe istiyoruz. Nitelikli ve gerekli olmak kaydıyla yeni üniversitelerin kurulmasına devam edilmeli, üstün yetenekli ve üstün zekalı çocuklarımız için özel okul ve akademiler açılmalı, eğitimde fırsat eşitliği ve eğitim kalitesinde eşitlik sağlanmalı, öğretmen yetiştirme politikamızı sil baştan değiştirmeli, öğretmen ve akademik personel açığımızı gidermeli, 10 yıllık bir perspektifle eğitime bütçeden yüzde 7'lerin üzerinde bir pay ayırma politikası gütmeli, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasında geç kalınmamalıdır" dedi.
//HER ÜÇ ÜNİVERSİTELİDEN İKİSİ İŞSİZ
Resmi verilere göre sınava giren her 5 gençten 4'ünün üniversiteyi kazanamadığını ve üniversiteyi kazanarak mezun olmayı başaran her 3 kişiden 2'sinin işsiz olduğunu kaydeden Avcı, "Binlerce kimyager, fizik, biyoloji, matematik, felsefe, sosyoloji, tarih, psikoloji mezunu ve mühendis ve mimar işsiz. İşsizlik tehdidine rağmen üniversite kapılarındaki yığılma her yıl daha da artıyor. Öte yandan sanayicilerimiz nitelikli işçi bulamamaktan yakınıyor ve yurtdışından işçi ithal ediyor. Bu büyük bir çelişkidir"
dedi.
//ÜNİVERSİTELİ OLMANIN MALİYETİ
Üniversiteye giriş sisteminin ailelere ve ülkeye maliyetinin de oldukça yüksek olduğunu belirten Avcı, "Sayın Başbakanımız da dersanelere karşı. Fakat güdülen eğitim politikaları nedeniyle velilerimiz çocuklarını dersanelere göndermeye kendilerini mecbur ve mahkum hissediyorlar. Yapılan araştırmalara göre üniversiteye hazırlık için ailelerin bir yılda yaptığı harcamalar, devletin üniversitelere ayırdığı bütçeyi geçiyor. Öte yandan üniversitede okuyan bir öğrencinin barınma, harç, kitap, yemek, yol ve giyimden oluşan masraflarının yükü yıllık 10 bin TL'yi geçiyor. Devletin üniversite öğrencisi başına yaptığı harcama ise yılda ortalama 9 bin TL. Bu durumda üniversiteyi 4 yılda bitiren bir gencin ailesine ve devlete toplam maliyeti 76 bin TL'yi buluyor. Diğer bir ifadeyle milyonlarca işsiz üniversite mezunu milyarlarca lira harcadığımız bu nitelikli işgücünü sokakta avare dolaştırıyoruz. Her alanda yıldızı parlayan, bölgesel ve küresel güç haline gelen Türkiye'nin eğitim sisteminin okul öncesi eğitimden başlayarak, üniversite eğitimine kadar masaya yatırılması gerekir. Küresel sorunların çözümünde aktif rol üstelenen, dünyada barışın, huzurun, refahın ve adaletin tesisinde proaktif katkılarda bulunan Türkiye için çok önemli reformlar, devrim niteliğinde kararlar ve stratejik politikalar üretilmesi gerekir. Sayın Başbakan'ın bir gözünün eğitimde ve eğitim politikalarının tespit ve icrasında olması gerekir kanaatindeyim" dedi.
//ÜNİVERSİTE KAPISINDA YIĞILMA
"Üniversite kapılarındaki yığılma, mesleki ve teknik eğitime gereken önem verilerek önlenebilir. Öte yandan mesleki eğitimi AB projeleri ve dayatmalarıyla değil, ülke gerçekleriyle, ihtiyaçlarıyla ve gelenekleriyle tesis etmeliyiz" diyen Avcı, "Küreselleşen dünyada, küresel sermayeye ara eleman yetiştiren bir Türkiye değil, mesleğini dünya ölçeğinde en iyi şekilde yapan, mühendis, yönetici ve girişimci hedefleyen ve bu doğrultuda bir vizyon kazandıran, büyük işadamları ve büyük patronlar yetiştiren mesleki eğitim sistemi ve ayakları yere basan Büyük Türkiye planlanmalıdır. Kültür ve değerlerinden uzak, internette zaman geçiren, cips, kola, hamburger ve tost yiyen, kahve ve kafelerden çıkmayan, üretimde değil tüketimde yarışan bir genç işsizler ordusu yetiştiren eğitim sistemini çöpe atmalıyız" dedi.