Bakanlığın, sendikaların, merkez teşkilatı ana hizmet birimlerinin ve İl Milli Eğitim Müdürlüklerinin görüşlerini aldığını, fakat yine kendi bildiğini yaparak; “mış gibi” kültürünü hizmete soktuğunu ifade eden Şimşek, “Yönetmelik taslağı için hazırlanan görüşlerin içinde bulunan “Zorunlu Hizmet Muafiyeti”nin yönetmeliğin çıktığı tarihten itibaren geçerli olması hususu üzerinde yeterince fırtınalar koparken, çıkan yönetmelik adeta taslağa rahmet okuttu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın nihai hedefi çalışanlarının önemli bir çoğunluğunun memnun olabileceği değişiklikler hazırlamak olmalıdır. Zaten yapılan istişare çalışmalarının amacı da budur. Ancak, yayınlanan bir yönetmelik, ülkenin bir bölümünü oldukça memnun ederken, başka bir bölümünü mağdur ediyorsa, bu yönetmelik üzerinde düşünülmesi gereken daha çok şeyin olduğunu kabul etmek gerekir.” diye konuştu.
//ŞİMŞEK TEPKİLERİNİN NEDENİNİ AÇIKLADI
Bir taraftan dolaylı olarak zorunlu hizmet affı getirilip, öğretmenlerin bir bölümünü memnun edildiğine dikkati çeken Şimşek, “Daha önceden zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamak için bu bölgelere gelerek, üzerlerine düşen her görevi seve seve yerine getiren öğretmenlerimizi ailelerinin yanına veya istedikleri serbest bölgelere gitmelerini geciktirebilecek bu kararın mağdur olacak arkadaşlarımızın lehine revize etmemek açıklamaya muhtaçtır. Kaldı ki, yeni çıkan yönetmelikle eskiden sahip olunan il emri uygulaması, il içi sıra tayinleri gibi uygulamalara son verilmiş, il içi yer değişikliğinde geçici maddeyle sağlanan hak il dışı tayin başvurularında tanınmamıştır.” dedi.
//DOĞU’DA EĞİTİM SORUNU
Eğitim Bir-Sen ailesi olarak, doğu illerinin ülke genelinde yapılan hemen her sınavda son sıraları paylaştığını dile getiren Şimşek, bunun nedenlerini ise, bölgenin sürekliliği sağlanamayan öğretmen istihdamı, derslik ihtiyacının bir türlü giderilememiş olması, ekonomik sıkıntılar sebebiyle senenin önemli bir bölümünü şehir dışında çalışarak geçiren ailelerin çokluğu şeklinde sıraladı. Şimşek, “Bizim kesin çözüm olarak belirlediğimiz yegâne yöntem, kesinlikle zorunluluk temeline dayandırılmayan, pozitif ayrımcılık uygulanarak oluşturulacak, bölgede çalışmayı özendirecek çeşitli teşviklerle gönüllülük esasına dayalı bir sistem oturtmaktır. Zorunlu hizmet bölgesinde faaliyet gösteren Eğitim-Bir-Sen şubeleri olarak, konuya ilişkin tespitlerimizi ve çeşitli çözüm önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz. Zorunlu hizmet uzun yıllardan beri bölgemizin öğretmen ihtiyacını giderebilmek için uygulanan bir yöntemdir. Başka çözümler üzerinde durulmadığından dolayı da bölgeyi kalkındırmanın tek çaresi olarak düşünülmüştür. İlave bir tedbir alınmadan zorunlu hizmet muafiyetinin bu şekilde uygulanması bölgedeki öğretmen açığında önemli derecede artışa sebep olacaktır.” ifadelerini kullandı.
//ERZURUM VE ÖĞRETMEN AÇIĞI
Erzurum’un, Türkiye’de öğretmen açığı en çok olan iller arasında olduğunu vurgulayan Bakan Şimşek, “Bölgedeki diğer iller gibi, öğretmen sirkülâsyonun fazla olması beraberinde başka bir sorunlar da getirmektedir. Buna rağmen yayınlanan hizmet puanları ve hizmet alanlarına göre; Erzurum il merkezinde bulunan okulların tamamı 1., 2., ve 3. hizmet bölgesi olarak belirlendiğinden zorunlu hizmet bölgesi olmaktan çıkarılmıştır. Eğer bazı kesimlerin niyeti bu yolla Erzurum’daki eğitim-öğretim ortamının tamamen düzeldiğini, hiçbir sorunun kalmadığını göstererek, buradan kendilerine çıkar sağlamaksa, unutulmamalıdır ki, bu durum, vebalinin altından kalkılamayacak kadar büyük mağduriyetler yaratılacaktır. Öğretmenlerimiz bölgemize zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamak üzere ilk atamayla veya naklen gelmektedirler. Maddenin bu şekilde çıkmış olması, her 10 yılda bir af olacağı rahatlığıyla öğretmenlerimizin ilk atamada bölgemizi tercih etmek istemeyecekleri sonucunu çıkaracaktır. Çıkan yönetmelikle zorunlu hizmet yükümlülüğü ile ilgili olarak zihinlerimizde oluşan bir şablonu yıkmıştır. Zorunlu hizmet artık ülkenin geneline yayılmıştır. Yani artık her ilimizde zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlayabilecek okullar mevcuttur. İlk bakışta bu uygulama çok gerçekçi olarak görünse de, bütün illerin bir gecede eşit şartlara kavuştuğuna camianın inandırılması zor olacaktır.” şeklinde konuştu.
//“SORUNUN ÇÖZÜLMEMESİ HALİNDE YARGIYA BAŞVURACAĞIZ”
Erzurum’un, hizmet alanlarının belirlenmesinde kullanılan şartlara haiz olmasının herkesin temennisi olduğunu anlatan Zinnur Şimşek, şunları kaydetti: “Ancak olmayan bir şey varmış gibi göstermek eğitimcilere yakışmayan bir durumdur. Bu sebeple, Erzurum il merkezindeki okullarının hizmet alanlarının tekrar gözden geçirilerek düzenlenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu konuyu yargıya taşıyacağımızı belirtmek isteriz. Sözleşmeli ve kadrolu tüm öğretmenlere özre bağlı il dışı atamalarda il emrine atanma hakkı geri getirilmelidir. İl içi ve il dışı atamalarda, en son görev yerinde en az 3 yıllık çalışma şartının, il içi atamalar için 2010 ve 2011 yıllarını kapsamak üzere 2 yıl olarak uygulanması geçici maddeyle teminat altına alınmıştır. Aynı durum il dışı atamalar için de uygulanmalıdır. Aksi halde eşitlik ilkesine aykırı bir uygulama hayata geçirilmiş olacaktır.”