Erzurum Teknik üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Türkez, ABD ve İtalyan bilim adamlarıyla birlikte keşfettiği ‘yeni bir molekül’ ile prostat ve beyin kanserlerinin tedavisi için etkin bir ilaç geliştirdi. İlacın piyasaya çıktıktan sonra direkt tedavide kullanılabileceğini belirten Doç. Dr. Türkez, “Lösemi ve meme kanserleri üzerindeki etkisini de araştırıyoruz” dedi.
Genetik dalında Türkiye’nin önde gelen bilim adamlarından biri olan Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hasan Türkez son çalışmasıyla tıp dünyasında adından söz ettirdi. Üç yıl önce aralarında ABD ve İtalyalı bilim adamlarının da bulunduğu ‘İleri Kanser Araştırma Grubu’yla birlikte çalışmalara başlayan Doç. Dr. Türkez, ‘MRJF4’ adını verdikleri ‘yeni bir molekül’ keşfettiklerini açıkladı. Bu molekülün başta prostat kanseri olmak üzere beyin tümörlerinin tedavisinde kullanım potansiyelini açığa çıkardıklarını anlatan Doç. Dr. Türkez, Avrupa’da bir ilaç firmasıyla anlaştıklarını ve patent müracaatı yapıldığını bildirdi. Türkez ayrıca bu önemli buluşa ‘Avrupa Tıbbi Kimya Dergisi’nin geniş yer verdiğini ve tıp dünyasından olumlu tepkiler aldıklarını söyledi.
“YÜKSEK BİR POTANSİYELİ VAR”
Uzun bir sürecin önemli kısmını tamamladıklarını kaydeden Doç. Dr. Türkez şöyle devam etti. “Molekül keşfinden sonra ilacın ilk etapta prostat kanseri üzerinde etkili olduğunu düşündük fakat baktık ki genel amaçlı kanser tedavisinde de kullanılabilecek potansiyeli var. Beyin tümörleri ve meme kanserleri modellerinde de kullanım potansiyeli yüksek genel bir anti-kanser ilaç olabilecek durumda. Halk arasında kötü huylu olarak bilinen beyin tümörleri, beyin kanserleri içinde en ölümcül olanlarından biri. Sağ kalma oranları çok düşük. Biz bu süreçte yeni bir kemoterapik madde üzerine araştırmalar yaptık. Dünya üzerinde bu tarz çalışmalar oldukça popüler ve çoğunun da klinik denemeleri devam ediyor. Tıbbi literatürde gördüğümüz şu ki; iyi bir cerrahi operasyon ve bunun ardından uygun anti kanserojen ilaç muamelesi hastalarda kullanılan en yaygın tedavi biçimi. Ancak bu kemoterapi de kullanılan ilaçların hem ciddi yan etkileri hem de ilaca karşı direnç kazanmaları hastalarda ciddi problem teşkil ediyor. O yüzden etkin ajanlarında ara ara değiştirilmesi gerekiyor. Çünkü kanser hücreleri de o ajana karşı direnç kazanıyor.”
“SÜREKLİ ARAŞTIRMAK GEREK”
“Artık 10-20 yıl önceki molekülere karşı bakıyorsunuz bu dönemde kullanılan aynı ilaçların aynı dozları etkisiz hale geliyor. O yüzden bu alan sıcak bir alan sürekli bir araştırma yapılması ve geliştirmesi lazım. Ayrıca bu molekülün ilk etapta çok önemli özellikleri olduğunu fark ettik ki bunlardan biri beyin tümörleriyle ilgili oldu. Beyin tümörlerinde en büyük engel kan beyin bariyerini geçmesi lazım. Normalde bin bileşikten bir tanesi bu bariyeri geçebiliyor. Bizde çok denemeler yaptık, bizim molekülümüzün kan beyin bariyeri geçirgenliği çok iyi. Bunun için belli şartlar var tabiî ki. Bu aşamadan sonra başta prostat ve beyin tümörlerine karşı kullanabilecek ilaç olarak telif haklarını almış durumdayız.”
DESTEĞİ YABANCILAR VERECEK
Kanser çalışan herkesin amacının etkin bir molekül keşfetmek olduğunu söyleyen Doç. Dr. Türkez, bundan sonraki süreçte ekonomik desteğe ihtiyaç duyduklarını, bunu da ABD ve İtalya’daki firmalar kanalıyla sağlayacaklarını dile getirdi. Türkez, “Ne yazık ki Türkiye’de bu konuda ilaç firmalarının desteğini hissedemiyoruz. Ekonomik krizde olan İtalya bile bu alanda önemli yatırımlar yapabiliyor. Dünya’da bir ilk olan bu çalışmayla ilaç piyasaya çıktığında direkt tedavide kullanılabilecek bir ilaç olacak. Halen ilacın diğer kanser türlerine etkisi konusunda çalışmalar yapıyoruz” dedi.