ERZURUM FOLKLORU’NUN İKİNCİ BASKISI ÇIKTI
İlginç halk inanışları
Erzurum ve yöresinde pek çok halk geleneğinin hala yaşatıldığı ve düğün, doğum, sünnet gibi birçok sosyal olayın bu halk inançlarına göre düzenlendiği bildirildi. Atatürk Üniversitesi’nin 50. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Yrd. Doç. Dr. Lütfü Sezen'in kaleme aldığı ''Erzurum Folkloru'' adlı kitabın genişletilmiş 2. baskısı yapıldı.
50. yıl armağanı olarak dağıtılan ''Erzurum Folkloru'' adlı kitapta, yörede yaşatılan halk inançları yer alırken, düğün, doğum, sünnet gibi birçok sosyal olayın bu halk inançlarına göre düzenlendiği ifade edildi.
HALK İNANÇLARINDAN BAZILARI
Yörede yetişen ışkın adlı bitkinin kökünü kaynatarak sabah aç karnına içen kadının hamile kalmayacağına inanılırken, nar kabuğunun da kaynatılarak aç karnına içilmesinin hamileliği önleyeceği düşünülüyor.
Kedi yavrusunu atın üzengisinden geçiren kadının hamile kalmayacağı da halk inançları arasında yer alıyor. Hamile kadının aşermesinin geçmesi için ayakları tandıra sallandırılırken, pişmiş soğan yenmesinin de aşermeyi geçirdiğine inanılıyor.
Hamileliğinde ekşi yiyen kadının çocuğunun hırçın olacağı, manda eti yenmesi ve sütünün içilmesinin de doğumu geciktirdiği şeklinde de halk inançları bulunuyor.
CİNSİYET TAYİNİ
Gebe kadının rüyasında armut görürse oğlu, elma görürse kızı olacağına, ayrıca tatlıya aşerenin oğlu, ekşiye aşerenin de kızı olacağına inanılıyor.
Gebe kadının memesinden suya damlatılan süt dağılırsa kız, dibine çökerse erkek çocuğu olacağı inancı bulunuyor. Ayrıca, gebe kadının karnının sivri olması halinde oğlu, yuvarlak olması halinde de kızı olacağı düşünülüyor.
GÜZEL SESLİ OLMASI İÇİN GÖBEK BAĞINI UZUN KESİN
Doğum sonrası yapılan halk inançlarından bazıları ise şöyle:
Çocuğun sesinin güzel olması için göbek bağının uzun kesilmesine dikkat edildiği, kısa kesilen göbek bağının çocukta ses kısıklığına neden olacağı düşünülüyor.
Düşen göbek parçası cami duvarına saklanırsa çocuğun hafız olacağına inanılıyor.
Kız çocuğunun evine bağlı olması için göbek bağı tandır damına saklanıyor.
Çocuk bir yaşına gelmeden saçı ve tırnakları kesilirse uykusunın kaçağına inalıyor.
İlk kesilen saçı yastığına konulan çocuğun akıllı olacağı düşünülüyor.
Çocuğa mavi renkli elbiseler giydirilirse nazar değmeyeceğine, sarı renkli giydirilirse sarılığa yakalanmayacağına inanılıyor.
Alnı öpülen çocuğun akıllı, ağzı öpülen çocuğun geveze olacağı düşünülüyor.
EVLENMEYLE İLGİLİ İNANIŞLAR
Erzurum ve yöresinde evlilikle halk inanışlarından bazıları da şöyle:
Evde kalan kız, koluna bağladığı ipi yedi yolun birleştiği kavşakta açarsa bahtı açılır.
Ayna kıran kız yedi yıl evlenemez.
İki bayram arasında düğün uğursuz sayılır.
HAYVAN VE BİTKİLERLE İLGİLİ İNANIŞLAR
Hayvan ve bitkilerle ilgili de bazı halk inanışları şöyle:
Kedinin devamlı ocak başında kıvrılıp yatması kışın şiddetli geçeceğini gösterir.
Pencerede karga ölürse bir yerden haber gelecektir.
Kurbağaların toplu ötmesi yağmur yağacağına, kuşların toplu uçması fırtına olacağına işarettir.
Leylek ağzında yeşillik getirirse bolluk, bez parçası veya böcek getirirse kıtlık olur.
Soğan, sarımsak kabuğu şeytan parasıdır.
Ceviz ağacı gölgesinde uyumak uğursuzluktur.
GÜNLERLE İLGİLİ HALK İNANIŞLARI
Erzurum ve yöresinde günlerle ilgili halk inanışları da şöyle:
Pazartesi hayırlı gündür.
Kadınlar salı günü işe başlamazlar, salı günü işe başlamak uğursuzluktur.
Salı günü tırnak kesmek, tıraş olmak ömrü kısaltır.
Çarşamba günü komşuluk yapanların evinin bereketi azalır.
Çarşamba günü tırnak kesinin serveti azalır, perşembe günü kesenen serveti artar, cumartesi günü kesene hediye gelir.
Cuma günü çamaşır yıkayanın ömrü kısalır, pişirilen hamur bereketsiz olur.