Her yıl Dünya Meteoroloji Örgütü ve uluslararası meteoroloji camiasının 23 Mart’ı Dünya meteoroloji Gönü’nü olarak kutladığı belirtilen açıklamada, “1950 yılında yürürlüğe giren Dünya Meteoroloji Örgütü, eş zamanlı gözlemler ile standartlaştırılmış gözlem aletlerini içerecek şekilde meteoroloji alanında işbirliğini sağlamak için kurulan Uluslararası Meteoroloji Örgütü’nün sorumluluklarını da üslenmiştir.
2009 KUTLAMA TEMASI
Dünya Meteoroloji Günü kutlamalarının belli bir tema etrafında gerçekleştirilmesi gelenek haline gelmiştir. Bu bağlamda yürütme konseyi 2009 yılı Dünya Meteoroloji temasının ‘Hava, İklim ve Soluduğumuz Hava’ olarak belirlemiştir. Bilim adamları ve doktorlar: hava durumu, iklim ve soluduğumuz havanın bileşimi arasındaki kritik bağlantı ve bunun insan sağlığı üzerindeki etkileri konusundaki bilgi ve farkındalıklarını her geçen gün artırmaktadır” denildi.
Son onyıllar boyunca nüfus ve bağlantılı olarak enerji kullanımındaki artış ve endüstriyel gelişim insan hayatını etkileyen gaz ve partiküllerin salınımında artışa neden olduğu belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi; “Böylelikle azalan hava kalitesi: astım, kalp hastalıkları. Akciğer kanseri ve pek çok başta sağlık problemini ortaya çıkarmış yada artırmıştır. Dahası, hava kirliliği, bitkileri, ürünleri ve ekosistemi bozarak küresel ekonomiyi, su ve gıda güvenliğini ve sürdürülebilir kalkınmayı da tehdit etmektedir.
SOLUDUĞUMUZ HAVA VE ETKİLERİ
Meteorolojistler. İklimbilimciler ve atmosfer kimyacıları elbirliğiyle çalışmak suretiyle: sağlık ve çevre alanındaki uzman ve araştırmacılara atmosferik dağılım, atmosferdeki gaz ve partiküllerin taşınımı ve konsantrasyonu ile ilgili analiz ve tahminler sağlayarak hava, iklim ve soluduğumuz havanın hayatımız üzerindeki etkilerinin azaltılmasına katkıda bulunmaktadır. Meteoroloji, Atmosferin yapısına ilişkin gözlem ve analizlerin koordinasyonuna öncülük etmiştir. Yerinde ve uzaktan algılama ile ölçüm yapan yer istasyonları, balonla yapılan gözlemler ve uydulardan oluşan küresel ağ aracılığıyla sadece ölçümü yapılan klasik meteorolojik ve hidrolojik parametreler değil, sera gazları, aerosollar ve ozon bilgileri de elde edilmektedir. Bu bilgiler atmosferin kimyasal yapısındaki değişimleri anlamamızı sağlamakta, hava ve iklimimiz üzerindeki etkisi hakkındaki halihazır bilgimizi de şekillendirmektedir.
ATMOSFERİK KİRLETİCİLER
Rüzgar, yağmur, kar, güneş ışığı ve sıcaklığın atmosferik kirleticilerin taşınması ve kalıcılığı üzerinde önemli etkileri vardır. Şehir ısısı, kirleticileri tutarken yağmur ve kar atmosferden yere ve okyanuslara indirir. Bilim adamları, bu sebeple hava kirliliğinin ölçülmesi ve tahmininde meteorolojik modellerden yararlanırlar. Dünya Sağlık örgütü, hava kirliliği yüzünden her yıl ortalama 2 milyon kadar prematüre ölüm tahmin etmektedir. Ozon tabakasındaki nispi azalma, partiküller ve diğer kirleticiler, özellikle gelişmekte olan ülkelerde solunum ve kalp hastalıkları üzerinde yaygın etkiler yaratır. Bu yüzden hava kalitesi tahminleri, gerekli erken uyarı imkanlarını yaratır ve atmosferik kirleticilerden kaynaklanan tehlikelerin azaltılmasına yardım ederler. Ulusal Meteoroloji Servisleri, hava iklim ve soluduğumuz hava arsındaki yakın ilişkinin karar alıcılar ve kamuoyu tarafından açık bir şekilde anlaşılmasına gayret etmektedir. İnsan sağlığı ve çevreyi korumak amacıyla yürütülen bu hayati girişim süresince Ulusal Meteoroloji Servisleri ana güç olmayı sürdüreceklerdir.”