Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, bazı maden sahalarının ruhsat devir ihalesini yaptıklarını söyledi. Bakan Dönmez, güneş enerjisinden elektrik üretimine ilişkin de, "Bundan sonra hem konutlarımız hem iş yerlerimiz çatılarını elektrik üretmek için kullanabilecekler. Son derece ekonomik bir model olacak, olumlu geri dönüşler de var. Sanayimiz de güneş paneli üretmeye başladı. Bunların yerlileşme oranı giderek artıyor" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, İhlas Medya’ya önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Dönmez, maden ve petrol işletmelerinden çatı ve cephe uygulamalarına ve batarya depolama sistemlerine kadar İHA muhabirinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bakanlığa kısaca "Enerji Bakanlığı" denilmesinden dolayı tabii kaynaklar kısmının, doğal kaynaklar ve maden alanlarının kamuoyunda çok fazla gündeme gelmediğini belirten Bakan Dönmez, bu alanda ciddi hamlelerin olduğunu aktardı. Geçtiğimiz 2-3 yıl içerisinde yasal mevzuatta bir takım boşlukların tamamlandığını dile getiren Dönmez, maden sektörünün kurumsal kapasitesinin enerji sektörüne göre bir miktar daha düşük olduğunu belirtti. Bu kapsamda orta ve büyük ölçekli yerli ve yabancı yatırımcıların gelmesi için gerekli yasal ve yönetmelik düzenlemelerinin yapıldığını kaydeden Bakan Dönmez, "Maden İşleri Genel Müdürlüğü (MİGEM) ile Petrol İşleri Genel Müdürlüğü birleştirilerek yeni bir kurum doğuyor artık. Kendisi bağlı kuruluş haline geliyor. Daha önce bakanlığımızın merkez bünyesi içerisindeydi. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, kısaca MAPEG diye anılacak. Maden ve petrole ilişkin ruhsat işlemleri, onların denetlenmesi takibini bu kurumumuz yapacak. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte böyle bir yola da gitmiş olduk" şeklinde konuştu.
"BAZI SAHALARIN RUHSAT DEVİR İHALESİNİ YAPTIK"
Özel sektörün alana daha fazla ilgi duyması gerektiğini aktaran Dönmez, her fırsatta çalıştaylar düzenleyerek sektörün sorunlarını dinlediklerini ve önerilerini değerlendirdiklerini dile getirdi. Maden alanında kamunun ciddi bir oyuncu olmadığını ifade eden Bakan Dönmez, özel sektörün işlettiği 13 bin civarında ruhsat ve işletme olduğu bilgisini verdi. Yıllık yaklaşık 22 milyar liralık sektörel büyüklüğü olduğunu söyleyen Dönmez, şöyle devam etti:
"Her ne kadar bazı maden kalemlerini ihraç ediyor olsak da ciddi miktarda ham madde tedarik için ithalatımız da var. Cari açıkla mücadele için madende ithalatı azaltmak ve yerli üretimi artırmak için de bir takım teşvik mekanizmalarını da harekete geçiriyoruz. Sadece hammadde üretmek değil uç ürün odaklı bir takım çalışmalarımız da var. Özellikle kıymetli metal madenlerimizi ihale ederken burada işlenmek ve uç ürün haline dönüştürmek şartıyla bunların ihalelerine hazırlıyoruz. Önümüzdeki hafta muhtemelen bunların ilanlarına da çıkmış olacağız. Çinko, bakır, alüminyum gibi krom sahalarında Türkiye’de bunu izabe dediğimiz yarı mamüle dönüştürmek üzere bir ihale modeliyle hazırlık yaptık."
"TAŞ KÖMÜRÜ ÜRETİMİYLE İSTİHDAM SAĞLANACAK"
Kömürde de ciddi bir linyit rezervi olduğunu paylaşan Dönmez, taş kömürü rezervi olduğunu, yaklaşık son keşiflerle birlikte linyit rezervinin 15 milyar tondan 18 milyar tona çıktığını söyledi. Başta elektrik üretimi olmak üzere bunun ekonomiye kazandırılabileceğine dikkat çeken Bakan Dönmez, "Taş kömüründe hala bir ithalatımız söz konusu. Onun için de biliyorsunuz Zonguldak havzamız taş kömürü açısından oldukça zengin bir bölgemiz. Orada da yaklaşık 1,5 milyar tonluk bir rezervimiz var. Bugüne kadar Taş Kömürleri yıllardır işletti ama yıllık 1 milyon tonun üzerine çıkartamadık üretimimizi. Şimdi o üretimi arttırmak ve istihdamı arttırmak için orada yeni bir modele geçtik. Bazı sahaların ruhsat devir ihalesini de yaptık, benzer şekilde Türkiye Kömür İşletmeleri'nin Soma’daki ve Tunçbilek’teki sahalarının ihalelerini de gerçekleştirdik. Bu hafta inşallah Perşembe günü (yarın) bunların ruhsat devir törenlerini de yapmak suretiyle yeni sahiplerine, özel sektöre devretmiş olacağız. Bunları devrederken kazan-kazan modeli üzerinde çalıştık. Hem Türkiye Kömür İşletmelerimiz hem de Türkiye taşkömürümüz üretilen kömürden pay alma esasıyla bir ihaleyle bunları gerçekleştirmiş olduk. Üretim artışımız olacak. Artık özellikle taş kömür ithalatında da bir azalma bekliyoruz. Biliyorsunuz yerli kömürden elektrik üretenlerin ürettiği elektriğin bir kısmımı yüzde 50’sini alıyorduk. Bu yeni modelle eğer yerli kömürü kullanacak olurlarsa onların da ürettiği elektriğe alım garantisi vermiş olacağız. Böylece hem kömürümüz yerli olacak hem de işin kaynağından tüketici noktasına kadar yerlileştirme hedefini de gerçekleştirmiş olacağız. İstidam burada çok önemli, bin megavatlık bir termik santralde yaklaşık 300, 400 kişi çalışırken buna kömür üretecek işletmeyi de eklediğinizde bu rakamın üzerine en az bin, bin 500 kişi daha koyuyorsunuz. Kömür ithal ettiğinizde kömür ithal ettiğiniz yerdeki maden sektörünü ve istihdamı desteklemiş oluyorsunuz. Böylelikle bu kaynağın Türkiye’de kalmasını da temin etmiş olacağız" diye konuştu.
"SANAYİMİZ GÜNEŞ PANELİ ÜRETMEYE BAŞLADI"
İHA muhabirinin çatı ve cephe uygulamasındaki gelişmelere ilişkin sorusunu yanıtlayan Dönmez, "Güneş enerjisi üretiminde geçtiğimiz yıl bir rekor kırdık. Avrupa Birliği’nde bile bizim kadar güneş santrali kuran bir ülke çıkmadı" diyerek kurulum kapasitesinde 5 bin megavatın aşıldığını ve yaklaşık 6 bin megavata doğru gidildiğini anımsattı. Dönmez, bunların çoğunun lisanssız küçük ölçekli yatırımcıların kurduğu tesisler olduğunu hatırlattı. Çatı ve cephe uygulamasının önünü açan birtakım düzenlemelerin de yapıldığını dile getiren Bakan Dönmez, "Bunların bir kısmını EPDK yaptı, bir kısmını biz bakanlar kurulu kararı ile tamamlamış olduk. Bundan sonra hem konutlarımız hem iş yerlerimiz çatılarını elektrik üretmek için kullanabilecekler. Anadolu’da güneyde zaten çatlarda güneş ısıtma sistemleri vardı, insanlarımız bu kültüre yatkın ve yakın. Onun yanına şimdi bir de güneş paneli koyarsanız evinizin iş yerinizin ihtiyaç duyduğu elektriği kendiniz üretebilirsiniz. Son derece ekonomik bir model olacak, olumlu geri dönüşler de var. Sanayimiz de güneş paneli üretmeye başladı. Bunların yerlileşme oranı giderek de artıyor, yeter ki talep içeride büyümüş olsun. Şuan da yaklaşık Türkiye’de 30’a yakın irili ufaklı güneş paneli üreten şirketimiz var, bunların bir kısmı kendi lisanslarıyla yapıyor, bir kısmı yurt dışından lisans üretimi altında yapıyor. Burada bir yerde teknoloji transferinde yapmış oluyoruz. Sanayinin hemen her kesiminde yeni bir sektör doğmuş oluyor" dedi.
"Bundan sonraki adım batarya depolama"
Güneş enerjisini yedekleyebilmek için enerjinin, elektriğin depolanmasına yönelik teknolojilerin de geliştiğini söyleyen Dönmez, "Bizim bir sonraki adamımız bataryada, yani elektriğin depolanması ile ilgili bir çalışma. Onu da çok kısa süre içerisinde kamuoyuyla ve sektörle paylaşacağız. Özellikle yenilenebilirde fazladan ürettiğimiz elektriğin bizim ihtiyaç duyduğumuz saatlerde kullanmak üzere belli oranda depolanması söz konusu olacak. YEKA modellerin olduğu gibi belli bir oranda yerli üretim şartı getireceğiz bu batarya depolama teknolojisini Türkiye’ye getirebilirsek, Türkiye’nin elektrikli otomobil projesinin en önemli ekipmanlarından biri batarya. Eğer bu teknolojiyi yerleştirebilirsek elektrikli otomobilde ciddi oranda yerli kaynaklarımızla bu ihtiyacı karşılayabileceğiz. Ev ve işyerlerinde elektriğin ucuz olduğu saatlerde elektriği alıp depolamak, elektriğin daha pahalı olduğu saatlerde o depodan kullanmak gibi birtakım mekanizmaları da piyasaya sunmuş olacağız" değerlendirmesinde bulundu.