Lübnan Maruni Patriği Beşara Rai ve beraberindeki heyet, Diyanet İşleri Prof. Dr. Mehmet Görmez’i makamında ziyaret etti. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, her iki ülkenin dört asırlık ortak bir tarihi bulunduğunu belirterek, “Son yüzyılda her ne kadar hudutlar değişmişse de birliktelikler devam ediyor.” dedi.
“Bu bölgede, bu coğrafyada farklı dinlerin, farklı mabetlerin asırlarca bir arada yaşamış olması, bugün hâlâ insanlık için bir örneklik teşkil ediyor.” diyen Başkan Görmez, modern zamanlarda bu birlikteliğin sekteye uğradığını belirterek şöyle konuştu: “Asıl barış, insanların kalplerinden geçer. Esas olan, barışın, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın insanın kalbine yerleşmesidir.”
FARKLI KÜLTÜRLERİN BİR ARADA YAŞAMASI
Özellikle Arap Baharının yaşandığı ülkelerde yaşayan ve tarih boyunca varlığını sürdürmüş olan kilise mensuplarının, ülkedeki güvenliğin sağlanması konusunda ortak hareket edilmesi gerektiğini söylediklerini aktaran Diyanet İşleri Başkanı Görmez geçtiğimiz aylarda Rus Ortodoks Patriği Kirill’in, İslâm ülkelerindeki kilise mensuplarının durumlarını görüşmek üzere kendisini Moskova’ya davet ettiğini hatırlattı. Başkan Görmez, şöyle konuştu: “Bu konuda İstanbul’daki kilise temsilcileri ile de telefon görüşmelerim oldu. Ben onlara söylediklerimi sizin huzurunuzda da söylemek istiyorum:
Aslında İslâm dini, bizimle birlikte yaşayan Müslüman olmayan unsurlara karşı davranışlarımızı bize bırakmamıştır. İslâm, bu ilişkileri ahlâk ve hukuk üzerine inşa etmiştir. Tarih boyunca Halep’te, Bağdat’ta, Beyrut’ta bulunan bütün kiliselerin barış içinde varlıklarını sürdürmeleri de bunun bir göstergesidir. Bu, doğunun batıya olan üstünlüğüdür. Batı, bu konuda henüz çok tecrübesiz. Batıdaki farklı inançların bir arada yaşaması tecrübesi henüz yüzyıllık bir tecrübedir. Ancak bu yüzyılda iki dünya savaşı, sayısız mezhep çatışması ve son dönemde değişik birçok problem yaşanmıştır. Ben hâlâ farklı kültürlerin bir arada yaşaması konusunda doğunun batıya öğreteceği çok şeyler olduğunu düşünüyorum.”Başkan Görmez, Rai’ye, Osmanlı arşivlerinde yer alan tarihi belgeyi takdim etti.
Arap Baharının yaşandığı bölgelerde meydana gelen olaylara da değinen Başkan Görmez, bölgede yaşanan üzücü olayların en kısa sürede sona ermesini dilediğini belirterek “Bu gelişmeler, inşallah, barışla ve milletlerin iradelerinin tahakkuku ile neticelenir. Tarihte olduğu gibi bu bölgelerde bütün dinler ve mabetler barış içinde, bir arada ve birlikte yaşarlar.
“Tarihte barış içinde, bir arada yaşamanın bir vesikası olarak, size bir hediye sunmak istiyorum” diyen Başkan Görmez, Patrik Rai’ye, Başbakanlık arşivinde yer alan Sultan II. Abdülhamid’in bir fermanını ve meclis tutanaklarını içeren belgelerin tablosunu sundu.
OSMANLI HOŞGÖRÜSÜ
Başkan Görmez, şöyle konuştu: “1891 yılında Lübnan Mutasarrıflığı İstanbul’a bir mektup yazıyor. Maruni Kilisesi’nin başında bulunan Patrik Johanna, Roma’da din adamı yetiştirmek üzere kurulan medresenin restorasyonu için İstanbul’dan yardım istiyor. Patrik mektubunda, restorasyon için 6 bin Frank’ın Lübnan’da toplandığını ve 10 bin Frank’a daha ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Zamanın padişahı Sultan II. Abdülhamit, Marunilerin Roma’da tesis edecekleri bu medrese için 10 bin Frankı derhal tahsis ediyor. Ferman, parlamentoya geliyor ve ittifakla kabul ediliyor. Bu belge de bu paranın Maruni Kilisesi’ne tahsis edildiğini gösteriyor.”
Devlet arşivlerinde bunun gibi binlerce belge olduğunu vurgulayan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, tablodaki mektupta yer alan ilginç bir ayrıntıya da dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Maruni Kilisesi, restorasyon için lazım olan bu 10 bin Frankı önce Fransa’dan istemiş. Ancak Fransa, yardım etmeyi reddetmiş. Fermanda, ‘Onlar reddetmiş olabilir; ancak biz bunu vermeliyiz’ diyor.”
“BELGELER, İLİŞKİLERİMİZİN NE KADAR GÜÇLÜ OLDUĞUNU GÖSTERİYOR.”
Tablodan duyduğu memnuniyeti dile getiren Patrik Rai “Biz bu hikâyeyi biliyorduk; ama belgeleri ve vesikaları bilmiyorduk. Bu yapı, 1854 yılında yapılmış. Osmanlı Devleti’nin sağladığı bu parayla 1891 yılında restore edilen bu yapı, bugün hâlâ ayaktadır.” diye konuştu.
Türkiye’yi ziyaret eden ikinci Maruni Patriği olduğunu belirten Rai, Başkan Görmez’in sunduğu belgelerin iki ülke ilişkilerinin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini söyledi.
Marunilerin Osmanlı topraklarındaki tarihinin çok eskilere dayandığını aktaran Rai, 1826 yılında İskenderun, Adana, Mersin ve Tarsus’taki Marunilere dini hizmetlerin verilmeye başlandığını kaydetti. Rai sözlerini şöyle tamamladı: “Biz de tarihten beri devam eden bu ilişkileri çok önemsiyoruz. Müslüman ve Hıristiyanların ortak bir kültür oluşturarak bir arada, barış içinde yaşamasını çok önemsiyoruz. Biz Arap Baharını destekliyoruz. Ayrılıkçı ve savaşa iten fikirleri dışlayarak bu desteği veriyoruz. Şiddeti, hangi taraftan olursa olsun reddediyoruz. Bölgede demokrasilerin, temel hak ve hürriyetlerin ortaya çıkmasını bekliyoruz.”