İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında Tarihi Van Kalesi Höyüğü'nde yapılan kazı çalışmalarında, Urartuların son kadınlarına ait mezarlar bulundu.
Van Kalesi civarında yaklaşık 8 yıldır Kültür Turizm Bakanlığı izniyle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında sürdürülen kazı çalışmaları, Türkiye’nin 12 üniversitesinden öğretim üyesi ve öğrencilerin katılımıyla devam ediyor. Urartu Krallığı tarafından yaptırılan ve Urartuların başkenti olan Tuşba’yı kuş bakışı gören Van Kalesi 3 bin yıldır görkemiyle ayakta kalmaya devam ederken, etrafında gerçekleştirilen kazı çalışmalarında ise heyecanlandıran bulgulara ulaşılıyor. Bu yıl Van Kalesi Höyüğü’nde devam eden kazılarda 2 bin 700 yıllık 7 adet mezar bulundu. Antropolojik çalışmalar sonucunda bulunan 7 mezardan, 3’ünün kadın mezarı olduğu anlaşıldı. İHA muhabirine konuşan Doç. Dr. Erkan Konyar, bulunan takılı kadın mezarlarının höyük ortamında ilk defa karşılaşılan bir durum olduğunu belirtti. Devam eden kazılarda geç Urartu tabakasında yeni bir yapıyla karşılaştıklarını ifade eden Doç. Dr. Konyar, "Eski Van şehri, Van Kalesi ve Van Kalesi Höyüğü kazıları Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle İstanbul Üniversitesi tarafından gerçekleştirilmektedir. Yaklaşık 2 ayı aşkın bir süredir biz bu alanda kazı çalışmalarımızı sürdürmüş bulunmaktayız. 12 ayrı ekiple çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çalışmaların sonuna geldiğimiz süreçte daha çok Urartu Mahallesinde kazı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Geç Urartu tabakasında bir metropol diyebileceğimiz bir yapıyla karşılaştık" dedi.
"Bu bizim için bir sürpriz oluşturdu"
Yeni bulguların kendileri için bir sürpriz olduğunu dile getiren Konyar, "Şu ana kadar 7 tane basit toprak mezarımız ortaya çıktı. Bunları bizlere farklı kılan gömü biçiminden çok taşıdıkları hediyelerdi. Çok yoğun ve arkeolojik önemi fazla olan bir mezar armağanıyla gömülmüş olan Urartu’nun son kadınları çok zengin gömü armağanlarıyla gömülmüşler. Aralarında boncuk kolyeler, fibulalar, monetler, küpler, yüzük ve bilezikler var. Çok zengin bir kreasyonla karşı karşıya kaldık" diye konuştu.
"Höyük ortamında ilk defa karşılaşılan bir durum"
Antropolojik çalışmalar neticesinde bulunan 7 mezardan 3’ünün kadınlara ait olduğunu anladıklarını belirten Konyar, kadınlara ait 3 mezarda birçok takı, çanak, çömlek bulunurken, erkeklere ait mezarlarda ise hiç bir şey bulmadıklarına dikkat çekti. Urartu’nun son kadınlarının daha seçilir olduğunu anladıklarını dile getiren Konyar, "Bir tane kadında 22 tane takı gelebiliyor ve bu da kadınların daha farklı gömüldüğünü, erkeklere ait mezarlarda da ne yazık ki hiçbir şey bulmadık. Kadınların bu noktada daha özgün olduğunu, daha seçilir olduğunu gösteriyor. Takılarıyla ve çanak, çömleğiyle gömülmüş kadınlara ait buluntular, daha çok Urartu mezarlığından geliyor. Bu höyük ortamında ilk defa karşılaşılan durumdur. Kadınların gömülürken öteki dünyada yanına katı yiyeceklerinin konulacağı bir tabak ve içeceğinin konulacağı bir testi türünde bir kabın olduğunu burada da görmüş olduk. Bu da ilginç bir veri olarak karşımıza çıkıyor" şeklinde konuştu.