Atatürk Üniversitesi’nin ilk kurulan fakültelerinden olan Diş Hekimliği Fakültesi 40. Yılını düzenlediği törenle kutladı.
Fakülte Konferans Salonunda gerçekleştirilen programa hoca ve dekan olarak uzun yıllar görev yapan Prof. Dr. Muzaffer Kürkçüoğlu, Prof. Dr. Seyfettin Baydaş, Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt, Prof. Dr. Nilgün Seven, Prof. Dr. Recep Orbak gibi isimlerde katıldı. Programının açılış konuşmasını Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abubekir Harorlı yaptı. Harorlı, Türkiye’de diş hekimliği eğitiminin 22 Kasım 1908’de İstanbul’da başladığını ve uzun yıllar yaygınlık kazanamadığını belirterek, Anadolu’da, Atatürk Üniversitesi bünyesinde Diş hekimliği Fakültesi’nin 11 Şubat 1971 yılında kurulduğunu ve 40 yıldır bölgesine ve ülkesine hizmet ettiğini söyledi.
A.Ü. DİŞ HEKİMLİĞİNİN ÖNEMİ
Şu anda Türkiye’nin en kaliteli diş hekimliği eğitimi veren fakülteleri arasında yer aldıklarını ve mezunlarının ülkenin her yerinde tercih edildiklerini vurgulayan Harorlı, bu başarıyı, fakültenin nitelikli öğretim kadrolarına ve sahip olduğu uygulama ortamına borçlu olduklarını ifade etti.
Diş Hekimliği Fakültesi’nde şu anda 20’si profesör, 12’si Doçent, 24’ü Yardımcı Doçent olmak üzere toplada 56 öğretim üyesinin görev yaptığını hatırlatan Harorlı, şöyle devam etti:
“Fakültemizde ayrıca 72 araştırma görevlisine sahibiz. Bugüne kadar bin 313 diş hekimi yetiştirdik. 450 öğrencimiz mevcuttur. 2010 yılında 83 bin 784 hasta başvurusu yapıldı ve 419 bin işlem gerçekleştirildi. Hastanemizde aynı anda 133 hastaya bakabiliyoruz.”
YENİ BİNAYA İHTİYAÇ VAR
Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Kaya ise, konuşmasında, fakültenin kurucu elemanları arasında yer aldığını anımsatarak geçmiş yıllarda yaşanan bazı zorlukların üzerinden nasıl geldiklerini anlattı. Kaya, mezunlarının aranan ve tercih edilen diş hikemleri olduğunu, fakültenin bu özelliğini koruması gerektiğini ifade etti. Kaya, Atatürk Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi’nin yeni bir binaya ihtiyacı olduğunu da dile getirdi.
BÖLGEMİZİN EN İYİSİYİZ
Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ise, konuşmasında, zamanın geçiciliğine vurgu yaparak, insanın, bulunduğu zamanı ve mekânı iyi değerlendirmesi gerektiğini hatırlattı. Koçak, “Diş hekimliği Tıp Fakültesiyle iç içe bir fakültedir. Sağlık zaten bir bütündür. Ayrılamaz. Biri diğerinden daha çok önemli değildir, hepsi önemlidir,” dedi.
Koçak, Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun olan hekimlerin el becerileri ve teorik bilgilerinin yüksek olduğunu, Türkiye’nin her yanından bu yönde takdir ifadeleri aldıklarını belirtti ve bu başarının ardındaki hocalara teşekkür etti.
Atatürk Üniversitesi’nin son yıllarda dışa açılma çabalarının arttığını, özellikle komşu ülkeler ve Türk dünyası ile yakın ilişki içerisine girmek istediklerini anlatan Rektör Koçak, şöyle devam etti:
“Tıp, Diş Hekimliği ve Eczacılık Fakültelerimizle bölgemizin en önemli sağlık merkezi olmak istiyoruz. Şu anda zaten önemli bir yerdeyiz. Daha iyi olmak istiyoruz. Bilim ve teknoloji üretmek de artık üniversitelerin ilgi alanı içerisindedir. Bu yönde başta Ata Teknokent olmak üzere, çeşitli kuruluşlarımızla AR-GE çalışmaları yürütüyoruz. Üniversite olarak bu yöndeki çabamızın daha da artması gerekiyor.”
YENİ YASA ÇIKARILDI
Daha sonra konuşan Erzurum Milletvekili ve Diş Hekimliği Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Muzaffer Gülyurt, 1928 yılında çıkarılan ve diş hekimliğini de düzenleyen "Tababet ve Şuabatı San`atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun”un ilgili maddelerinin değiştirilmesi konusunda TBMM’nde yürüttüğü çalışmaları anlattı.
Gülyurt, “ 83 yıl aradan sonra, yürüttüğüm çalışma ve verdiğimiz uğraşı sonucu, yeni ve modern bir diş hekimliği yasasına sahip olduk. 2010 yılında çıkardığımız 6088 sayılı kanunla, şu anda, ülkemiz, AB standartlarında bir Diş Hekimliği Yasası’na sahiptir,” dedi.
Gülyurt, Dış Hekimliği Fakültelerinde uygulanan ücretlerin 2007 yılından beri güncellenmediğini de hatırlatarak bu konuda yürütülen çalışmaların kısa sürede sonuçlanacağını söyledi.Gülyurt, diş hekimliğinde elde edilen uzmanlık ve doktoranın aynı olmasına rağmen uygulamada farklı değerlendirildiğini, bu konuda mağduriyetler ortaya çıktığını hatırlattı ve uygulamanın düzeltilmesi için çalışma yaptıklarını anlattı.
Diş hekimliği eğitiminin altı yıla çıkarılması gerektiğini de savunan Gülyurt, bu eğitimin ilk üç yılının genel tıp eğitimi, son üç yılının ise diş hekimliği eğitimi olması gerektiğini ifade etti.
ONUR PLAKETİ VERİLDİ
Gülyurt, üniversitelerin bilim ve teknoloji üretmeleri gerektiğini de belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Ülkemiz dışarıdan aldığı ilaç ve tıbbı malzeme için her yıl 35 milyar dolar civarında bir para harcıyor. Bunun 20 milyar dolara yakın bir kısmı ilaç alımına kalanı da tıbbi malzeme alımına gidiyor. Üniversite olarak, Teknokentlerde, sanayi kesimiyle de işbirliği yaparak daha fazla AR-GE yapmalıyız, gerek ilacı ve gerekse tıbbı malzemeyi kendimiz üretebilmeliyiz. Savunma Sanayiinde yaptığımız büyük gelişmeyi bu alanda da gösterebilirsek ülkemiz birkaç yıl sonra dünyanın gelişmiş sayılı ülkeleri arasında yer alacaktır.”Konuşmalardan sonra Diş Hekimliği Fakültesi’nde daha önce dekanlık yapan hocalara onurluk verildi. Ayrıca akademik unvan değişikliği olan öğretim üyelerinin cübbe töreni de yapıldı. Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı ile Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcılarının da hazır bulunduğu kutlama töreni verilen kokteyl ile sona erdi.