ERZURUM (İHA) - Türkiye Diyanet ve Vakıf Görevlileri Sendikası (Diyanet Sen) Erzurum Şube Başkanı Dursun Mehmet Dindi, Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Camiler, tarihin her döneminde irşat ve tebliğin merkezi olmuştur. Camilerimiz yalnızca ibadethane değil aynı zamanda sosyal hayatın içinde yer alan eğitim ve kültür hatta ekonomik hayatın çok canlı bir şekilde yaşandığı mekanlardır” dedi.
CAMİLERİN ÖNEMİ
Yüce dinimizin ibadethaneleri ve kutsal mekanları olan camiler ve peygamber mesleğini yürüten din görevlilerinin toplum hiç farklı bir yere ve öneme sahip olduğunu dile getiren Dindi, “1986 yılından beri her yıl ekim ayının ilk haftası “ Camiler Haftası olarak kutlanırken, 2003 yılından itibaren de bu hafta “ Camiler ve Din görevlileri Haftası “ olarak kutlanmaya başlamıştır. Hiç kuşkusuz dinler gerek birey gerekse toplum için vazgeçilmez unsurlardır. Yeryüzünde ibadet etme ve bu ibadetleri yerine getirmek için mabet inşa etme ilk insan Hz. Adem ile başlamıştır.
Başlangıcından bu güne kadar cami ve mescitler İslam toplumlarında ortak sağduyunun ve dindarlık bilincinin oluşumu, insanların ruhen temizlenmeleri ve hayatlarında istikamet kazanmaları, birbirleriyle kaynaşmaları ve bütünleşmeleri yönünde önemli fonksiyonlar icra etmişlerdir.
Allah’ın evi olarak kabul edilen cami ve mescidler biraraya toplandığımız dualarımızı ve ibadetlerimizi Allah’a topluca arz ettiğimiz, herkesin eşit olduğu, aynı safta yer aldığı, toplumsal statülerin yok olduğu, genç-ihtiyar, zengin-fakir, siyah-beyaz, çirkin-güzel demeden bir araya gelerek omuz omuza gönül gönüle ibadet ettiğimiz yerlerdir.” diye konuştu.
CAMİLER İRŞAT MERKESİ
“Camiler, tarihin her döneminde irşat ve tebliğin merkezi olmuştur” diyen Dindi açıklamasında şunları kaydetti;“Camilerimiz yalnızca ibadethane değil aynı zamanda sosyal hayatın içinde yer alan eğitim ve kültür hatta ekonomik hayatın çok canlı bir şekilde yaşandığı mekanlardır. Dinimizin öğretildiği, yardıma muhtaçların yardımına koşulduğu camilerimiz aynı zamanda milli birlik ve bütünlüğümüzün de teminatıdır. Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanan bir çok olay camilerimizin ve din görevlilerimizin vatan savunmasında ne denli öneme sahip olduklarını gösteren yüzlerce örnekle doludur. Kur’an-ı Kerim’de mescitlerin Allah’ın evi olduğu ve oralarda Allah ile birlikte hiç kimseye kulluk edilmemesinin gerekliliği ( Cin 18) vurgulanmış, mescitlerde Allah’ın adının anılmasına engel olan veya mescitlerin harap olmasına çalışanların büyük bir haksızlık ve zulüm içinde olduğu bildirilmiştir.
Başlangıçtan günümüze insan, her zaman rehberliğe ihtiyaç duyan bir varlık olmuştur. İnsanın, yaratıcısına karşı kulluk bilincine ulaşabilmesi, iyi ve kötü, sevap ve günah arasında doğru tercihte bulunabilmesi için, doğuştan taşıdığı din duygusunun sağlıklı ve sağlam bilgiyle beslenmesi, yani din konusunda sağlıklı bilgiler edinilmesi gerekir. Bu, bireysel ve toplumsal bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacı gidermek için gönderilen peygamberlerin varisleri de din görevlilerimizdir.
Peygamber varisi din görevlileri aynı zamanda toplumun fikir önderleridir. Gerek yaşantıları gerekse anlattıkları ile topluma her konuda örnek olma görevini yüklenen din görevlilerin yaşadığı sorunların giderilmesi konusunda somut adımlar atılmalıdır.
Maalesef üzülerek ifade etmek istiyorum günümüzde bir kısım derneklerin halkımızdan yardım toplayarak imam evi yaptırmaktadırlar bu güzel bir şey buna gönülden katılıyorum;tabi şunu da ifade etmek istiyorum bir kısım dernekler halkın parası ile yapılan u imam evlerini başkalarına kiraya vermektedirler bir çok arkadaşımız kiraların pahalı oluşu nedeni ile merkezde veya camii sine yakın yerlerde ev tutamamış daha ekonomik yerlerde oturuyor camisine uzak olduğu için ulaşım konusunda çok zahmet çekmektedirler bu kısım dernekleri bu tavırlarından vaz geçmeye davet ediyoruz.
Yine şunu ifade etmek istiyorum diğer memur kardeşlerime ait günlerde siyesi veya sivil toplum örgütlerinin gazetelerde sayfalar dolusu demeçlerini rastlarken ekim ayını ilk haftasında kutladığımız camiler ve din görenlileri haftasın hiç seslerini çıkmaması bizleri üzüyor.
Din görevlilerimizin daha verimli çalışabilmesi için, maddi durumlarının iyileştirilmesi, mesai ücretlerinin ödenmesi, ek göstergelerinin yükseltilmesi, lojman temin edilmesi, cami temizliğinden sorumlu tutulmamaları gibi yıllardır devam eden sorunların bir an önce giderilmesi gerekmektedir .”