Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, “Joe Bidon’a karşı hiç aman vermeden iktidar ve muhalefet ile karşı durmamız gerekiyor. Hadi oradan dememiz gerekiyor. Sen kimsin Türkiye’ye ayar vermek kim dememiz gerekiyor” dedi.
BBP Genel Başkanı Destici, haftalık basın toplantısında gündeme dair açıklamalar yaptı. Joe Bidon’un özür dilemesi gerektiğini söyleyen Destici, “Joe Bidon’u kınıyorum ve bu hadsizliğinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletinden özür dilemeye ve sözlerini düzeltmeye davet ediyorum. Herkes artık şunu bilmelidir ki Türkiye ne 60’ların, ne 70’lerin, ne 80’lerin ne de 90’ların Türkiye’sidir. Türkiye kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi sistemini milletinin verdiği oyla, Anayasa değişikliğiyle oluşturmuş, halkının milli iradesiyle seçtiği cumhurbaşkanı ve hükümeti ile yoluna devam etmektedir. Batıyı emperyalistleri ve siyonistleri de çıldırtan budur. Önceki sistemde diledikleri zaman Türkiye’ye müdahale edebiliyorlardı. Artık bu müdahale etme dönemi geride kaldı. Türkiye artık kendi yoluna kararlı bir şekilde devam edecektir, kendi yönetimini de kendi cumhurbaşkanını da kendi hükümetini de kendi halkının seçtiği oylarla belirleyecektir. ABD’nin başkan adayı olan ve seçilme ihtimali de bulunan bir kişi açıkça Türkiye’nin yönetimine müdahale edeceğini ilan etmiştir. Darbe yolu ile başaramadıklarını Türkiye’deki bir takım muhalefet partileri ile işbirliği yaparak başaracaklarını ve bunun için çaba göstereceklerini hep söylediler. Özellikle Cumhur İttifakı’nın karşısında bulunan muhalefet partilerine düşen topyekün Joe Bidon’a, ABD’ye dönüp 'Allah sizi kahretsin. Bizim sizden bir beklentimiz yok. Biz kendi irademizle muhalefetimizi sürdürüyoruz. Sizin desteğinize de ihtiyacımız yok, sizi kınıyoruz sizi lanetliyoruz' demeleri gerekiyor. Bunu demek yerine hükümete dönüp bunu neden sekiz ay sonra gündeme getiriyorsunuz lafı gerçekten çok gülünç ve bunu söyleyenler tarafından acı verici bir durumdur. Topyekün Joe Bidon’a karşı hiç aman vermeden iktidar ve muhalefet ile karşı durmamız gerekiyor. Hadi oradan dememiz gerekiyor. Sen kimsin Türkiye’ye ayar vermek kim dememiz gerekiyor. Sen kimsin Türkiye’de iktidarı değiştirmek kim dememiz gerekiyor. Sen kimsin, Türkiye’nin oyları ile iki kez seçilmiş cumhurbaşkanını hedef almak kim dememiz gerekiyor. Bunu hep birlikte söylememiz gerekiyor. Bu konu üzerinden siyasi partilerimizin birbirine girmesini doğru bulmadığımı ve yadırgadığımı ifade ediyor ve biran önce buna son verilmesini, bu dış müdahale heveslisine karşı ortak tepki vermemiz gerektiğini ifade ediyorum. Türkiye artık eski Türkiye değildir. Türkiye’de cumhurbaşkanını da, hükümeti de TBMM’yi de büyük Türk milleti verdiği oylarla belirler. Bunun dışında hiç kimsenin gücü bunları değiştirmeye yetmez” değerlendirmesini yaptı.
Korona virüse karşı alınan önlemlerin virüsü ortadan kaldırabilecek güçte olduğunu belirten Destici, ”Salgının ülkemizde tekrar yükselmeye başladığını görüyoruz. Normalleşme süreci ile ilgili vatandaşlarımızda artık virüs bitti gibi bir yanlış anlayış meydana geldi. Bazı vatandaşlarımız sanki hiçbir şey yokmuş gibi ne sosyal mesafe gözeterek, ne maske takarak ne de hijyen kurallarına tam uymadan bir yaşam sürdürmeye başladı ve bunun acı faturası ile karşı karşıyayız. Biran önce normalleşelim istiyorsak belli bir süre kurallara uyma zorunluluğumuz var. Mesele büyük, virüs büyük ve mücadeleyi de ancak hep birlikte yaparsak kazanırız” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadelede güvenlik güçlerinin yanında olduklarını söyleyen Destici, “Terörle mücadelemiz ülke olarak devam ediyor. Hem Türk Silahlı Kuvvetlerimiz hem İçişleri Bakanlığımız, polisimiz, jandarmamız omuz omuza bu mücadeleyi sürdürüyor. Bu mücadelede onlara başarılar diliyorum. Bingöl’de Yıldırım 6 Karacehennem Operasyonu başladı. Ben kendilerine Yüce Rabbim’den başarılar diliyorum. İnşallah ülkemizden terörün kökünü kazıyana kadar mücadelelerinde her daim yanlarında olduğumuzu hem bedenen hem dualarımızla buradan belirtmek istiyorum. Terörle mücadele sadece yurt içinde değil, ülke sınırları dışında da Suriye ve Irak’ın kuzeyi başta olmak üzere devam ediyor. Bu mücadelede de Türkiye sonuna kadar gidecektir. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın” diye konuştu.
Libya ile yapılan anlaşmaların batı devletlerini rahatsız ettiğini dile getiren Destici, “Libya’da da müzakeremiz devam ediyor. Türkiye’nin Libya’nın meşru ulusal mutabakat hükümeti ile yaptığı anlaşmalar başta Fransa olmak üzere pek çok emperyalist gücü ve kuklalarını rahatsız etmiş durumda. Eğer Türkiye müdahale etmeseydi Libya bugün çok büyük bir iç savaş daha yaşıyor, belki de yüzbinlerce insanını kaybediyordu. Baktığınız zaman burada Türkiye’ye karşı yeni ittifaklar kuruluyor. Fransa bir taraftan Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile anlaşmalar yaparken, diğer taraftan da Yunanistan ile bir takım anlaşmalar yapıyor. Bu anlaşmaların hiçbirinin uluslararası zeminde yeri yoktur. Bunlar meşru anlaşmalar değildir. Bu gayrimeşru anlaşmaları Türkiye tanımayacaktır” dedi.
Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’deki çabalarının boş olduğunu vurgulayan Destici, “Doğu Akdeniz’de küçücük kaya parçacıkları marifeti ile bizi kara sınırlarımıza hapsetme rüyası gören Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Fransa başta olmak üzere bütün dünya şunu bilsin ki mavi vatanımızdan asla vazgeçmeyiz ve burada bizi kimsenin çıkarmasına da müsaade etmeyiz. Yunanistan’ın özellikle Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımız üzerinden Türkiye’ye gözdağı verme çabaları da beyhudedir. Ne Batı Trakya’da ne başka bir noktada soydaşlarımıza dokunanın yanacağını herkesin bilmesi lazım. Kim dokunursa yakarız” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin esas gündemine dönmesinin önemini vurgulayan Destici, “Televizyonlarda bakıyorum daha seçime üç sene varken seçim konuşuluyor. Demokrasi ile yönetilen ülkelerde seçime üç sene kala seçim konuşulur mu? Daha bu köprünün altından çok sular akar. Bunlar bana göre boş gündemler, halbuki Türkiye’nin daha önemli meseleleri var. Türkiye’nin ekonomisi neredeyse hiç konuşulmuyor, eğitim yüzde bir konuşuluyor. Terörle mücadele, dış politikadaki gelişmeler. Vatandaşın diğer beklentileri. Bütün bunlar konuşulmuyor. Bizim tavsiyemiz Türkiye gerçek gündemine dönsün ve onlar konuşulsun” ifadelerini kullandı.
İstanbul Sözleşmesi’ne de değinen Destici, “Türkiye geçmiş dönemde bir yanlış yapıp Türkiye’nin aile, inanç, kültür, medeniyet yapısına uymayan İstanbul Sözleşmesi'ni herkesin önünde koşa koşa imzalamıştır. Türkiye bugün bunun bedellerini ödüyor. Bizim biran önce bu sözleşmeden çıkmamız ve kadına şiddeti tam manası ile durduracak hem eğitim hem hukiki hem de ahlaki zemini hazırlamamız lazım. Bizim medeniyetimiz buna yeter. Yeter ki biz özümüze dönelim ve çareyi özümüzde arayalım” diyerek sözlerini noktaladı.
Basın toplantısında Doğu Türkistan’dan gelen anneler de yer aldı.