Başbakan Ahmet Davutoğlu, kamu düzeni ve hukuki sorumluluk konusunda taviz vermeyeceklerini belirterek, kamu düzeninin olmadığı yerde çözüm süreci ve hiçbir sürecin olamayacağını söyledi.
Adalet Bakanlığı’na yaptığı ziyaretin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap veren Başbakan Ahmet Davutoğlu, son günlerde yaşanan olaylar nedeniyle en çok Kürt vatandaşların zarar gördüğünü, bundan sonra kamu düzeni ve hukuki sorumluluk konusunda taviz vermeyeceklerini açıkladı.
“Selahattin Demirtaş yaptığı açıklamada, bölgede sivil silahlı kişilerin olduğunu iddia etti ve şiddet olaylarının bunların tırmandırdığını söyledi. Yine şiddetin hükümetten yapılan açıklamalar nedeniyle kaynaklandığını ve dün akşam itibarıyla Abdullah Öcalan'la bir temas yani yazılı bir mesaj yoluyla iletişim haline geçildiğini iddia etti. Eğer Öcalan'la bir iletişim kurulduysa HDP'liler aracılığıyla mı kuruldu yoksa başka kesimler aracılığıyla mı kuruldu?'' şeklindeki sorusuna cevap veren Davutoğlu, kamu düzenini temin etmenin bir görev olduğunu söyledi.
Bu konuda daha önceki yaptığı açıklamayı hatırlatan Davutoğlu, “Kamu düzeni biraz önce adalet konusunda da zikrettiğim gibi herhangi bir müzakere konusu, 'şöyle olursa, şu şekilde tavır alırız' gibi tartışılacak bir konu değildir. Her ne surette olursa olsun kamu düzeni tesis edilecektir. Ve herkes bu kamu düzenine ve milletin huzuruna saygı gösterecektir. Bugün yapılan açıklamalar, ne olursa olsun bizim için bundan sonra hiç taviz vermeden ele alacağımız iki husus vardır, kamu düzeni ve hukuki sorumluluk” dedi.
Yaşanan olaylarda en büyük sıkıntıyı bölgede yaşayan Kürtlerin gördüğünü belirten Davutoğlu, “HDP'den yapılan açıklamayla, nasıl o silahlı denilen şahısların da sokağa çıkmış olduğunu da herkes çok açık bir şekilde gördü. En çok da bölgede huzuru bozulan, evleri yağmalanan, araçları yakılan Kürt vatandaşlarımız gördü” diye konuştu.
Demokratik bir hukuk devleti anlayışıyla bütün vatandaşların hukukunu koruma konusunda kararlılığın kesin olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Bu çerçevede bundan sonra da kamu düzeni dışına çıkan, hukuki olma niteliğini kaybeden ve milletin huzurunu, bayramda dahi milletin huzurunu bozmuş olan bu yaklaşımlar karşısında tutumuz açık ve net olacaktır” şeklinde konuştu.
Çözüm sürecini bu vandalizme kurban vermeyeceklerinin altını çizen Davutoğlu, “Bizim çözüm sürecinden kastettiğimiz, anladığımız, Türkiye'nin demokratikleşmesi yoluyla, her bir vatandaşımızın aidiyet bilincinin güçlenmesi ve istismar edilen bazı konuların istismar alanı olmaktan çıkarılmasıdır. Eğer çözüm sürecinde sadakatten bahsediliyorsa, herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Kamu düzeninin olmadığı yerde çözüm süreci de olmaz, hiçbir süreç de olmaz. Bunun her şeyden önce fark edilmesi lazım ve bu konudaki tutumumuzdaki kararlılığımızdan hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Kamu düzeni bu ülkede tesis edilecek ve herkes eğer gösteri yapacaksa gösteri yapma hakkı var. Onun da usulü belli, onun hukuki çerçevesi belli. Eğer yurt dışındaki bazı olaylarla ilgili kanaat beyan edecekse, bunun da yolları var. Ama Türkiye dışında olan ve Türkiye'nin herhangi bir şekilde sorumlu tutulamayacağı bir konuda bunu içeride bir karışıklık sebebi olarak kullanmaya çalışmayı kabul etmek mümkün değil. Bütün komşu ülkelerdeki akrabalık bağlarımız olan her kesime merhametimiz, şefkatimiz ve elimizden geldiği kadar da kudretimizle yardım etmeye hazırız. Bunu da yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Kobani'den 200 bin kardeşimizi almamız dahi bunun bir yansımasıdır. Bütün bunların görülmeyip, istismar konusu edilmesini her şeyden önce oradaki Kobani'den gelen Kürt kardeşlerimiz tepki gösterir ve her alanda bunu gören, gözleyen vatandaşlarımız gösterir. Ümit ederiz, kimse bir daha kamu düzenini bozacak tarzda eylemler içine girmez. Çözüm süreci de hepimizin sahiplenmesiyle iç barışı, kardeşliği, huzuru tahkim edecek halde güçlendirerek devam eder” dedi.