Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Zülfikar Kotanlı, Hükümetin 50 yıllık 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununu değiştirmesini Memurun iş güvencesine dokunulmadan değiştirilmesini gerektiğini ve bu şekliyle 657 sayılı kanunun değiştirilmesini desteklediklerini söyledi.
Kotanlı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun hayata geçtiği günden bugüne yüzlerce kez değişikliğe uğradığına dikkat çekerek, 1965 yılı anlayışıyla, köhnemiş ve yamalı bohçaya dönüşmüş bir mevzuatla kamu yönetimini sürdürmenin artık mümkün olmadığını ve kanunun yeniden ele alınması gerektiğini belirtti.
DES Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Zülfikar Kotanlı, 1965 yılında yürürlüğe giren 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun yeniden ele alınması gerektiğinin altını çizdi. Kamu çalışanlarının yıllardır sürdürdüğü mücadele ile elde ettikleri kazanımlara dokunulmamak kaydıyla yapılacak değişikliklere destek vereceklerini söyleyen Kotanlı, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun hayata geçtiği günden bugüne en az bin kere değişikliğe uğradığını, yürürlüğe girdiği dönemle yürütüldüğü dönem arasında her yönüyle büyük değişimler yaşanırken halen 1965 yılı vizyon ve anlayışıyla kamu yönetimini sürdürmenin sağlıklı ve verimli olmadığını bildirdi.
Kotanlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “657 Sayılı Kanuna istihdam türleri açısından bakacak olursak, kamuda memur, sözleşmeli personel, geçici personel, Teşkilat Kanunu'na göre sözleşmeli personel, işçi, geçici işçi gibi değişik ad ve statüler adı altında personelin çalıştığını ve bu durumun kamuda çalışanlar arasında eşitsizlik ve adaletsizlikler doğurduğunu görmekteyiz. Kamuda eşit işe eşit ücret ve onur eşitliği için 657 Sayılı Kanunun yeniden ele alınarak, çağdaş bir vizyonla, adil ve hakkaniyetli bir mevzuat haline getirilmesini istiyoruz.
Biz Demokrat Eğitimciler Sendikası DES olarak kamu yönetimi ve kamu hizmetlerinin üretim, verimlilik ve performansı esas alan, kamu çalışanlarına değer veren, kamu çalışanlarının mesleki, özlük, mali ve demokratik haklarını muasır düzeyin üzerine çıkaran Kamu Çalışanlarının üzerindeki yasaklamaları kaldıran ve memurlara siyaset yapma hakkı tanıyan sistemik bir yapıya sahip olmasını istiyoruz.
Memurlar arasında iş verimi ve iş barışını ciddi şekilde zedelemeye devam eden 657 sayılı yasanın değişmesi gerekir. Ama bu değişme top yekûn bir kamu reformu ile birlikte anayasal düzenlemelerin de bu değişimin çatısı olması şartıyla başarıya ulaşabilir. Yeni yasa da iş güvencesi konusunda garantör olmalıdır. Ve yine yeni yasada performans göstergeleri nesnel olarak tanımlanabilir ve ölçülebilir olmalıdır. Ve yine yeni yasaya dönüşüm sürecinde memurların zihinsel hazırlığı da planlanmalıdır. Biz yeni yasanın kamu hizmetleri ve kamu çalışanları için katma değer üretmesini istiyoruz.
Son olarak belirtmek isterim ki hükümet kurulduktan sonra ilk işi Yeni Anayasa ile eşgüdümlü olarak 657 sayılı Kanunu çöpe atıp yenisini iktidar ve muhalefet partileri ile uzlaşı içerisinde yapmak, hem kamu hizmetlerinde hem kamu çalışanları arasında hem de kamu hizmeti alan vatandaşlar nezdinde adaletsizliğe son vermeli, 657'linin zulmünü bitirmeli, liyakati esas almalıdır. Yeni Anayasa ile birlikte 657'yi değişmeden Türkiye tam olarak veseyatten de kurtulamaz, gelişemez, ilerleyemez ve keyfiyetle büyüyemez.”