YENİ YÖNTEMLE ÜRÜN KALİTESİ YÜKSELİYOR
Topraktan kaynaklanan sorunların çözümü için alternatif yöntem olan topraksız ortamlarda birim alandan daha yüksek ve daha kaliteli ürün alındığını söyleyen DATAE Müdürü Şerafettin Çakal, son yıllarda Hollanda, İngiltere, Japonya, Belçika, Yeni Zelanda, Kanada ve İsrail gibi ülkelerin seracılıkta büyük aşama kaydettiklerine dikkati çekerek, “Bu ülkelerin bir çoğunda sera sebze üretiminde yüzde 90’lara varan oranlarda topraksız kültür uygulamalarına geçilmiştir.Türkiye’de ise 1990’lı yılların başlarına kadar kitle fidan üretimlerinde kullanımı oldukça düşük olan bu yöntem, yeni teknoloji transferleri ile kullanılmaya ve yaygınlaşmaya başlanmıştır” diye konuştu.
TOPRAK YOĞUNLUĞU SORUNU YOK
Seralarda aynı ürünün münavebe yapılmaksızın arka arkaya yetiştirilmesinin bir yandan toprak yorgunluğu ve tuzluluğu oluşturduğunu, diğer yandan da topraktaki hastalık ve zararlı populasyonunu yükselttiğini vurgulayan Çakal, bu nedenle aynı ürünün yetiştirildiği seraların topraklarının her yıl değiştirilmesi veya dezenfeksiyonunun zorunluluk olduğunu dile getirdi. Çakal, bu sürecin üreticiye artı bir yük getirdiğini belirterek, “Ayrıca iş gücü, yani toprak işleme, yabancı ot mücadelesi, sulama, gübreleme ve ilaçlama, yetiştiricilikte maliyeti yükselten faktörler arasındadır. Topraksız yetiştiricilikte iş gücünü gerektiren bu işlemler, en aza inmektedir” diye konuştu.
PROJE, ÇEVRE VE SU KİRLİLİĞİNİN DE ÖNÜNE GEÇİYOR
Topraksız yetiştiriciliğin ortalama verimi yüksek ve yapılan kültürel işlemlerin de çok daha kolay olduğunu kaydeden Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Ziraat Yüksek Mühendisi Şerafettin Çakal, “Topraksız kültür, ilk bakışta çok masraflı ve çok zahmetli görülmesine karşın, topraklı yetiştiriciliğe göre erkencilik sağlamaktadır. Topraksız tarımın hayati öneme sahip bir diğer avantajı ise, toprak ve yeraltı sularının kirlenmesinin önüne geçilmesidir. Bu sistemde gübre ve tarımsal ilaçlar direk toprağa verilmediği için çevre kirliliği oluşturmamaktadır” şeklinde konuştu.
Bu sistemde üretimin topraktaki kadar kolay olmadığını, daha fazla teknik bilgi gerektirdiğini anlatan Çakal, “Bu yöntemin, sağladığı avantajlar gözönünde bulundurulduğunda seralarda ve toprakların sorunlu olduğu bölgelerde mutlaka uygulanması gerektiği kanaatindeyiz” dedi.