Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ana Muhalefet Partisinin gerçekten çapsız, kalitesiz, kifayetsiz, içi de altı da boş siyaset tarzı ülkemizin en büyük handikabıdır. İnsan siyaset arenasına çıktığında en büyük alternatifi olarak şöyle az çok ele gelecek, mücadele etmesi tat ve heyecan verecek bir rakip görmek istiyor. Demokrasiyi zaten bu tür güçlü muhalefet güçlendirir. Eğer güçlü muhalefetiniz yoksa o zaman demokrasi güç bulamaz. Bizim karşımıza da çıka çıka CHP ve onun başındaki Kılıçdaroğlu gibi bir avane çıktı. Ülkemiz ve milletimiz adına üzülüyoruz. Nasıl üzülmeyelim ki" dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamada bulundu. 16 yılda gerçekleştirilen 14 seçimde milletin karşısına çıktıklarını ve her defasında ‘durmak yok yola devam’ mesajı aldıklarını söyleyen Erdoğan, "AK Parti olarak 3 Kasım 2002 seçimlerinin ardından bismillah deyip kolları sıvarken, ülkemizi 4 temel sütun üzerinde yükseltme sözü vermiştik. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Hizmetlerimizi anlatmaya da bu sıralamayla başlamıştık. Bugün de geleneği bozmayarak eğitim ve sağlıktan başlamak üzere icraatlarımızı özetin özeti şeklinde paylaşmak istiyorum" diyerek eğitim alanında gerçekleştirilen reformları şöyle aktardı:
"EĞİTİME AYRILAN KAMU KAYNAĞINI 10 MİLYAR LİRADAN BU YIL İTİBARİYLE 120,2 MİLYAR LİRAYA ÇIKARTARAK BÜTÇEDE İLK SIRAYA YÜKSELTTİK"
"Eğitim davası bu milletin asırlardır tartıştığı, konuştuğu, üzerinde durduğu ama bir türlü istediği neticeyi alamadığı bir meseledir. Biz öncelikle eğitimin altyapısı ile ilgili eksikleri, mazeretleri, talepleri ortadan kaldırmaya yönelik bir hamle başlattık. Eğitime ayrılan kamu kaynağını 10 milyar liradan bu yıl itibariyle 120,2 milyar liraya çıkartarak bütçede ilk sıraya yükselttik. Derslik sayısı 288 bin ilave ile 575 bine, öğretmen sayısını 607 bin ilave ile 920 bine çıkartarak bu alandaki sorunları büyük ölçüde çözdük. Çıkıyor atıyor, öğretmenler açıkta, sınıflar boş. Dünyadan haberi yok. Millet bu gerçekleri görüyor. Sadece bu yıl 166 milyon ders kitabını öğrencilerimize ücretsiz dağıttık. Üniversite sayımızı 130 ilaveyle 206’ya, akademik personel sayımızı 82 bin ilave ile 158 bine çıkarttık. Öğrencilik yıllarımızda 70-75 kişilik sınıflarda biz okuduk. Ama ülkemin genelinde 100 kişilik sınıfların olduğunu da iyi biliyorum. Bunlar CHP’nin, diğerlerinin iktidarlarının olduğu dönemde bunlardan böyle bir mirası devraldık. Şimdi ortalamamız 30 civarlarında. Biz kitap alamıyorduk. Biz tekstil kağıtları ile okuduk. Ağabeylerimizden tekstil kağıtlarını satın almak istediğimizde satmak da istemezlerdi. Biz kuşe kağıtta, birinci hamur kağıtta ders kitaplarını sıraların üzerine koyduk ve ücretsiz olarak dağıttık. Bu sadece bizim milletimizin emanetini sahibine teslim etmekti. Iğdır, Kars, Muş, Hakkari, Ağrı’daki öğrencilerimizin İstanbul’a, Ankara’ya, şuraya, buraya gelmesini değil, üniversiteleri onların ayağına götürdük. Bununla hem eğitim öğretimin maliyetini düşürdük, hem de fiziki imkanlar artık sizin önünüzde. Böylece üniversiteli öğrencilerimizin sayısını 1 milyon 650 binden, 7 milyon 600 bine ulaştırarak neredeyse her bir evladımız için bu eğitim kapısının açık kalmasını sağladık. Son Almanya ziyaretimde Şansölye ile konuşurken kendisine şunu sordum: Üniversitedeki öğrenci sayınız nedir? Bana enstitüleri ile beraber 3 milyon öğrencilerinin olduğunu söyledi. Nitelik olarak onların seviyesinde şu anda olmayabiliriz ama 5-10 yıl sonra o seviyeyi de yakalayacağız ve aşacağız. Yüksek öğrenim öğrencilerimizin kredi burs miktarını 1 Ocak’tan itibaren 500 lira. Ya kredi ya burs. Her müracaat edene bu verilecek. Bazı öğrencilerimiz illa da burs diyor. Evladım illa da burs yok. Sen krediye de müracaat etsen faiz uygulaması yok, size en düşük taksitlerle ve sigortalı olarak işe girdiğin anda devlet tahsil edecek. İster krediye ister bursa müracaat et ama et. İnanın Bay Kemal’e bunları sorun bilmez. Haberi yoktur. Ne oluyor ne bitiyor bu ülkede haberi yoktur. Yurt yatak kapasitesini 664 bine yükselttik. Kat sayı, okul katkı puanı gibi engelleri ortadan kaldırarak her bir öğrencimizin adaletli bir şekilde eşit şartlar altında yüksek öğrenime geçişini temin ettik. Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkartırken 4+4+4 sistemi ile meslek liseleri ve imam hatip okullarına yapılan haksızlığa son verdik. Fatih Projesi kapsamında yaklaşık 1,5 milyon öğretmenimize ve öğrencimize tablet bilgisayar dağıttık. Yeni dönemde enerjimizi kalitenin yükseltilmesine tekzip ederek evlatlarımızın zihni ile birlikte gönüllerini doyuracak bir talim terbiye sistemi kurmanın çabası içerisinde olacağız."
"44 BİN 400 YATAĞA ULAŞACAK OLAN ŞEHİR HASTANELERİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE VATANDAŞLARIMIZI BİR ÜST SINIFA TAŞIYORUZ"
En büyük reformların gerçekleştirildiği alanların başında sağlığın geldiğine dikkat çeken Erdoğan, bu alanda yapılan reformlarla ilgili, "Eski Türkiye’nin hastanelerinde, sağlık ocaklarında, eczanelerinde yaşanan utanç verici görüntüleri orta yaş üzeri vatandaşlarımız çok iyi bilir. Savaş Ay’ın o malum belgeselini izlemişsinizdir. Bunlar bu Bay Kemal’in genel müdürlüğü döneminde ölülerimizi bile rehin aldılar. SSK’nın genel müdürüydü. Her şeyden önce sağlık sistemini baştan sona değiştirdik. Bugün ülkemizde Genel Sağlık Sigortası şemsiyesi dışında kalan kimse yoktur. Hastane yatak kapasitemizi 136 bin ilave ile 240 bine, sağlık çalışanı sayımızı 550 bin ilave ile 928 bine ve böylece doktor sayımızı da 94 bin ilave ile 231 bine çıkarttık. Sağlık birimlerimizi, tomografisinden emarına, diyalizinden röntgenine kadar en modern cihazlarla donattık. Ambulans sayımız 618’di. Şu Türkiye’de 618 çürümüş ambulans. Biz bunu 5 bine çıkarttık. Uçağından helikopterine, artık bizim ambulans uçaklarımız, helikopterlerimiz var. Bay Kemal genel müdürken bu ülkede ambulans yok muydu? Niye bu çürük içinde tedavi imkanı olmayan ambulanslara mahkum ettiler. Ben bir trafik kazası geçirdim arkadaşlarımla beraber bir seçim çalışmasına giderken. Bu garibim Osman’ın eline ilaç şişesi verildi, o tutuyor serumu biz 4 kişi ambulansın içinde yatıyoruz. Bu da yetmedi geldik Bolu’ya, Bolu’da da hastane soruyor sigortalı mısın emekli misin? Komadayız yatıyoruz işte daha neyi soruyorsun. Bay Kemal’in genel müdürlüğü buydu. Biz damdan düştük Bay Kemal. Ama şu anda bütün sağlıkta evelallah kimseye kalkıp da kapıdan çevirme hakkı yoktur. Şimdi pek çok hizmet devreye girdi. 112 Acil Sağlık İstasyonu sayımızı 481’den 2 bin 668’e yükselterek ihtiyaç halinde her vatandaşımıza ulaşılabilmesini sağladık. Şimdi şehir hastaneleri geliyor. Şu ana kadar Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ’da 6 şehir hastanesini hizmete aldık. Yakında Ankara Bilkent, Eskişehir ve Manisa’yı da hizmete alıyoruz. Toplamda 44 bin 400 yatağa ulaşacak olan şehir hastanelerinde sağlık hizmetlerinde vatandaşlarımızı bir üst sınıfa taşıyoruz" açıklamasını yaptı.
"UYAP SİSTEMİNİ MODERNLEŞTİREREK DAVALARIN SONUÇLANMA SÜRECİNİ HIZLANDIRDIK"
Adalet ve emniyet alanında yapılan reformlara yönelik ise Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçmişte darbecilerin, vesayet güçlerinin altında en çok ezilen, zarar gören kurumlarımızın başında adalet sistemimiz geliyor. Temel kanunlarımızı günün ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniledik. Adalet teşkilatımızın toplam personel sayısını 61 binden 139 bine çıkartarak sistemin insan kaynağını zenginleştirdik. Yüksek yargının kapasitesini genişleterek, istinaf mahkemelerinin hayata geçirerek, UYAP sistemini modernleştirerek davaların sonuçlanma sürecini hızlandırdık. İnşa ettiğimiz 245 adalet sarayı ile yargı mensuplarının çalışma mekanlarını yapılan işin önemine uygun hale getirdik. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkıyla, arabuluculuk sistemi, ihtisaslaşmayla, insan hakları ve kişisel verilerin korunması yollarıyla vatandaşlarımıza ilave hak arama yolları açtık. Emniyet konusu önceliklerimizin başında yer almaya devam ediyor. Türkiye terör örgütleriyle, çetelerle, uyuşturucu tüccarlarıyla, asayişi bozmaya yönelik her türlü eylem ve mücadeleyle tarihinin en başarılı neticelerini bizim dönemimizde almıştır. Terör örgütlerine sınırlarımız dahilinde ve haricinde vurulan darbeler sayesinde milletimiz huzur içinde hayatını sürdürebilmektedir. PKK’den DEAŞ’a, FETÖ’den DHKP-C’ye kadar karanlık güçlerin beslediği, büyüttüğü, üzerimize saldırttığı ne kadar örgüt varsa hepsini tepeledik, tepeliyoruz, tepeleyeceğiz. Sadece, 2016 Temmuz ayından bu yana yapılan operasyonlarda yurt içinde 761, Kuzey Irak’ta bin 92, Fırat Kalkanı Harekatında 3 bin, Zeytin dalı Harekatında 4 bin 500’ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik. FETÖ ihanet çetesi mensuplarından 15 bine yakını tutuklu, 17 bine yakını hükümlü olarak demir parmaklıklar ardında cezalarını çekiyorlar. DEAŞ ile irtibatlı 2 bin kişi tutuklu iken 7 bin kişi sınır dışı edilmiş, 70 bine yakın kişiye de ülkemize giriş yasağı konulmuştur. Suriye’den ülkemize gelen 3,5 milyon kişiye ev sahipliği yapıyoruz. Buna karşılık sadece bu yıl ülkemize yasa dışı yollardan giren 200 binin üzerinde kişiyi sınır dışı ettik. Organize suç örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelede 33 bine yakın kişi yaralanmıştır. Uyuşturucu tüccarları ve satıcılarına göz açtırmayarak geçtiğimiz 16 yılda 87 bin şüpheliyi yakaladık ve 30 binini tutukladık. Şehirlerimizi daha güvenli hale getirmek için yaklaşık 76 bin kamerayı devreye aldık. Plaka tanıma sistemi, kiralık araç bildirimi, kayıp alarmı gibi ilave tedbirlerle suçlulara göz açtırmıyoruz."
"HAVAYOLLARINDA KATETTİĞİMİZ MESAFE İFTİHAR VESİLESİ HİZMETLERİMİZDEN BİRİDİR"
AK Parti’nin en başarılı hizmet alanlarından bir diğerinin de ulaştırma alanı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bugüne kadar bölünmüş yol uzunluğumuzu 20 bin kilometre ilave ile 26 bin 107 kilometreye, otoyol uzunluğumuzu 943 kilometre ilave 2 bin 657 kilometreye çıkardık. Karayollarımızın üzerindeki tünellerin sayısını 348’e yükselttik. Marmaray, Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Çankırı Ilgaz Tüneli, Malatya Erkenek Tüneli, Artvin Cankurtan Tüneli, Rize Ovit Tüneli, İzmir Sabuncubeli Tüneli, Elazığ Ağın Köprüsü gibi yüzlerce dev eseri ülkemize biz kazandırdık. Demiryollarında ülkemizi daha önce örneği olmayan YHT ile donatmaya başladık. Birkaç yıla kadar Bursa, Yozgat, Sivas, Erzincan, Karaman, Kayseri, Mersin, Osmaniye, Gaziantep hatları da devreye girecek. Ayrıca çok sayıda hızlı tren hattı ile etüt ve proje hazırlıklarımız sürüyor. Havayollarında katettiğimiz mesafe iftihar vesilesi hizmetlerimizden biridir. Havalimanlarımızın sayısını 30 ilave ile 56’ya çıkarttık. Bizden önce gelen ey CHP zihniyeti ve diğerleri siz ne yaptınız? Yurt dışı uçuş noktalarımızın sayısı 60’tı, şimdi ise 316 ve dünyada bir numarayız. Büyük gövdeli uçak sayımızı 162’den 506’ya, uçak kargo kapasitemizi 303 tondan bin 866 tona, sektörün cirosunu 2,2 milyar dolardan 25 milyar dolara yükselttik. Bay Kemal çalışıyoruz, üretiyoruz. Kıskansan da, patlasan da çalışacağız. ‘Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu Ankara’nın dışında yapılmaz’ diyor. Sen bizim nice pek çok kutlamamıza katılmadın. Sen çıktın Tandoğan’da yürüdün, Kızılay’da yürüdün. Asıl devletin icrai faaliyet ettiği bu tür kutlamalara katılmadın. Senin hayatın zaten bu tür meşru olmayan yollarla geçti ve devlet nedir, devlet adamı olmak nedir sen bunları unuttun, bunları yapamıyorsun. Ve o gün o salonda 10 bine yakın vatandaşımızla bir araya geldik, kutlamamızı orada yaptık ve o 29 Ekim Cumhuriyet kutlamamıza bir hediyemiz oldu, İstanbul Havalimanı. Sen o güzelliği, heyecanı, coşkuyu taşımaktan mahrum oldun. Nasibin yok nasibin. Denizcilikte tersane sayımızı 41 ilave ile 78’e, limanlarımızın yük kapasitesini 281 milyon ton ilave ile 471 milyon tona, yat bağlama kapasitemizi 10 bin ilave ile 18 bin 500’e çıkarttık" dedi.
"İHRACATIMIZ EKİM AYI İTİBARİYLE YILLIK 167 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI"
Ekonomi alanında gerçekleştirilen hamlelerle kişi başına düşen mille geliri 3 bin 500 dolardan 11 bin dolara yükselttiklerini hatırlatan Erdoğan, "Dünyada milli gelir sıralamasında 17’nci, satın alma paritesine göre ise 13’üncü sırada yer alıyoruz. İhracatımız Ekim ayı itibariyle yıllık 167 milyar dolara yaklaştı, yıllık otomobil satışımız 91 binden 723 bine, buzdolabı satışımız 1 milyondan 3 milyona, çamaşır makinesi satışımız 824 binden 2,5 milyona, bulaşık makinesi satışımız 282 binden 1,8 milyona, fırın satışımız 339 binden 1 milyona yükseldi. İstihdam’da 19,6 milyondan 28,8 milyona çıktık. Yani 16 yılda 9,2 milyon yeni istihdam ortaya çıktı. İşçisinden emeklisine, engellisinden yaşlısına kadar tüm kesimlerin gelirlerinde yüzde binlere, iki binlere varan artışlar sağladık. Kamu borç stokunun milli gelire oranını yüzde 60’tan, son dönemdeki tüm olumsuzluklara rağmen yüzde 9’a düşürmeyi başardık. IMF’ye 23,5 milyar dolar borcumuz vardı. 2013’te bunu sıfırladık. Bay Kemal ya bunlar sizlerden geldi bize. Tarım kesimine verdiğimiz destek ödemelerini yıllık 1,9 milyar liradan 15 milyar liraya çıkarttık. Böylece genel bitkisel üretimi yıllık 98 milyon tondan 115 milyon tona yükseltmeyi başardık. Özellikle katma değeri yüksek ürünlerde bu artış oranı yüzde 40’ı buldu. Büyükbaş hayvan varlığımız 9,9 milyon adetten 16 milyon adedin üzerine, küçükbaş hayvan varlığımız ise 32 milyon adetten 44 milyon adedin üzerine çıktı. İnşallah kısa bir zamanda artık hayvan ithaline de ihtiyacımız olmayacak. Bütün bunlara rağmen et fiyatlarının ülkemizde yüksek seyretmesinin genel refah seviyemizin artması sebebiyle talepte yaşanan yükselişle ilgili olduğunu düşünüyorum. Biz bu fiyatları rantabl seviyeye düşürmek için gerekirse orada cari açığı bile düşünmeden ithale gider ve piyasayı balanse ederiz. İnşallah bu meseleyi de yeni dönemde kalıcı bir şekilde çözeceğiz. Orman varlığımızı 1,5 milyon hektar arttırarak bu konuda dünyadaki nadir ülkelerin arasına girdik. Barajlarımızın sayısını 276’dan 538’e, hidroelektrik santrallerimizin sayısını 105’ten 533’e, içme suyu tesislerimizin sayını 31’den 201’a çıkarttık. Ülkemizin iftihar projesi olan GAP’ı özel bir eylem planı ile bitme aşamasına getirdik. Ilısu ve Silvan barajlarının tamamlanması ile GAP Projesi zirveye ulaşacaktır" diye konuştu.
Savunma Sanayinin, AK Parti döneminde en büyük ilerlemenin sağlandığı stratejik alanların başında geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada büyük mücadeleler verdiği bir süreçte savunma sanayindeki yerlilik oranını yüzde 20’den yüzde 65’e çıkartmış olmamızın hayati katkılarını gördük" dedi.
"BU BİR DEVRİMDİR"
Erdoğan, "Kalkınmanın temel unsuru olan enerjide kurulu gücümüzü 32 bin megavattan 87 bin megavata yükselttik. Bu bir devrimdir. Ülkemizin tüm şehirlerinin doğalgazın konforundan ve temizliğinden faydalanabilmesini temin ettik. Bugün nüfusumuzun yüzde 80’i doğalgaz kullanabilir hale geldi. Toplu konutta inşa ettiğimiz 837 bin konutla şehirlerimizin çehresini değiştirdik. İmar barışı ile devletimiz ile vatandaşlarımız arasında ihtilaf konusu olan idareyi, yargıyı uzun süre meşgul eden sorunlara köklü bir çözüm getiriyoruz. Sosyal yardımlara gelince, ülkemizin zenginliğini tüm kesimlere yayma aracı olarak görüyoruz. Kimsesiz çocuğundan yaşlısına, kadınından engellisine, genç kızından madde bağımlısına, terör mağdurlarından romanlarımıza kadar toplumun tüm kesimini kucaklayan bir sosyal yardım politikasını uyguluyoruz. İktidara geldiğimizde yılda 2 milyar olan sosyal yardım ödemelerini bu yıl itibariyle 38 milyara yükselttik" ifadelerini kullandı.
"Biz bu icraatları yaparken ülkemizdeki siyaset anlayışı maalesef Türkiye’nin geldiği seviye ile çok da orantılı bir gelişme gösterememiştir" diyen Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Erdoğan, "Ana Muhalefet Partisini gerçekten çapsız, kalitesiz, kifayetsiz, içi de altı da boş siyaset tarzı ülkemizin en büyük handikabıdır. İnsan siyaset arenasına çıktığında en büyük alternatifi olarak şöyle az çok ele gelecek, mücadele etmesi tat ve heyecan verecek bir rakip görmek istiyor. Demokrasiyi zaten bu tür güçlü muhalefet güçlendirir. Eğer güçlü muhalefetiniz yoksa o zaman demokrasi güç bulamaz. Bizim karşımıza da çıka çıka CHP ve onun başındaki Kılıçdaroğlu gibi bir avane çıktı. Ülkemiz ve milletimiz adına üzülüyoruz. Nasıl üzülmeyelim ki. Bu zat geçtiğimiz Perşembe günü bir televizyon programına katılıyor, orada esip gürlüyor. Ama söylediklerinin aslı astarı yok. CHP’nin belediyecilikte başarılarını anlatırken; Muğla Büyükşehir Belediye Başkanını örnek veriyor. Bu belediye başkanının Muğla’nın tüm ilçelerine okul yaptırdığını, her yeri anaokullarıyla, kreşlerle donattığını söylüyor. Arkadaşlar araştırdılar, aradılar, taradılar, sordular, soruşturdular. Büyükşehir Belediyesinin Muğla’da yaptırdığı tek bir okul bile bulamadılar. Hatta Muğla’nın yerel basını da seferber olmuş, onlar da epey bir aramışlar fakat sözü edilen eserlerin hiçbirini ortaya çıkartamamışlar. Hiç olmayan bir şeyi dakikalarca ballandıra ballandıra anlatmanın adı nedir bilmiyoruz. Konuyu erbabına havale ediyoruz. Artık psikiyatrist mi olur, psikolog mu olur, nörolog mu olur, yoksa Pensilvanya’daki şarlatan mı olur orasını kendileri bilir. Sorunu çözecek birisini bulup bu işi bir neticeye bağlarlar herhalde. Bu zatın yalanlarını, palavralarını ortaya dökmekten, mahkeme önünde hesaplaşıp tazminat almaktan yoruldum. Sadece bu örnek değil, önümüzdeki mahalli idareler seçimlerinde CHP’li belediyeler tarafından yönetilen şehirlerde yaşayan halkımızı maruz kaldıkları zulümden kurtarma sorumluluğumuzu göstermeye yeterlidir" açıklamasını yaptı.
AK Parti belediye başkan aday adaylıkları için başvuruların dün alınmaya başladığını hatırlatan Erdoğan, "12 Kasım’da adaylık başvuruları kendi parti programımız çerçevesinde sona erecek. Hedefimiz öncelikle mevcut belediye başkan adaylarımızdan yeniden aday göstereceklerimizi kesinleştirmek ve ilan etmektir. Büyükşehirlerden başlayarak diğer adaylarımızı da peyderpey açıklayıp diğer adaylarımızı da açıklayıp biran önce seçim çalışmalarına başlamayı planlıyoruz. Şubat ayının ortası gibi aday listelerinin resmen teslimi gerekiyor. O tarih gelmeden tüm hazırlıklarımızı tamamlayıp sahaya çıkmış olacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak Meksika'da düzenlenen Dünya Kupası'nda Dünya 2'ncisi olan Ampute Milli Takımını tebrik etti.