Çomaklı mesajında şu ifadelere yer verdi: Millet Mekteplerinin açıldığı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Başöğretmenlik unvanının verildiği bu anlamlı günde gelecek nesillerimizi yetiştirmek için özveriyle çalışan tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimle kutluyorum.
Eğitim- öğretim süreci, çağın gereklerine uygun olarak sürekli gelişen, birikim ve tecrübeler ışığında yenilenen, toplumu yücelten ve insanlığa yön veren önemli bir süreçtir.
Demokrasinin ve evrensel değerlerin özümsenerek yaşam biçimi olarak benimsenmesi, millî ve manevî değerlerimize bağlılığın artırılması eğitimle gerçekleşecek; ülkemizin muasır medeniyetler seviyesinin üzerine ulaşmasında en büyük pay hiç kuşkusuz öğretmenlerimize ait olacaktır.
Kültürümüzde ve bakış açımızda öğretmenlerimiz anne ve babalarımız kadar değerli ve onlar kadar azizdir. Biz, bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olacak kadar öğretmenlere kıymet vermiş bir kültüre sahibiz. Emekli olsalar bile yetiştirdikleri, yetişmesine katkıda bulundukları öğrencileri vasıtasıyla ülkeye ve topluma hizmet etmeye devam eden öğretmenlerimizi yetiştirme konusunda ülkemiz, 150 yılı aşan bir birikime sahiptir.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'ün öğretmenlere gösterdiği yakınlık toplumda bu kutsal mesleğe karşı duyulan saygınlık, Anadolu'nun köy ve kasabalarına giden gencecik öğretmenlerin her türlü zorluğa ve sıkıntıya katlanmalarında önemli bir güç olmuş, Cumhuriyetin ilk yıllarında sanatta, bilimde, edebiyatta, fikir hayatında eser veren yazarların büyük bir bölümünü aynı zamanda öğretmen oluşturmuştur.
Devlet başkanlarının milletin başöğretmeni sayılması, öğretmenlik mesleğine yüklenen anlamı daha da değerli kılmıştır.
Öğretmenlik dünyanın en eski mesleklerinden biridir ve insanın eğitiminde en önemli destekleyici unsur öğretmendir. Öğretmene yüklenen anlam ve ondan beklenenler toplumun kültürel değerleriyle birebir ilişkilidir.
Öğretmen, ahlaki ve kültürel bir modeldir. Öğretmenlerin eğitimin amacını doğru anlayabilmeleri için insan yaşamının amacının ne olduğunu anlamaları gerekmektedir. Çünkü eğitim insanın insanî olarak gelişiminin desteklenme sürecidir. İnsanın bir özelliği de değerler oluşturmasıdır.
Öğretmenler olmadan etkili bir eğitim sistemi kurulamaz ve sürdürülemez. Bu nedenle etkili bir öğretmen yetiştirme sistemi oluşturmak bir zorunluluktur. Böyle bir sistemin güçlü temellere ve doğru ilkelere dayanması gerekir. Öğretmen eğitim sistemimizi güçlü temellere ve doğru ilkelere dayandırabilmemiz için öğretmen yetiştirme felsefemiz olmalıdır.
Nasıl öğretmenlere sahip olmamız gerektiğinin cevabını vermeden önce öğretmen yetiştirme konusunda yönümüzü ve eylemlerimizi belirleyemeyiz. Değişmez gerçeklere uyum değil, değişiklikleri ve günlük yaşamdaki çeşitlilikleri anlamak gerekir. Öğrenci merkezde, öğretmen rehber olmalıdır. Bir değişme ve denge aracı olan eğitim, toplumsal değişme sürecinin merkezi olmalı ve bu süreçte öğretmen etkin olmalıdır. Yaşam sürekli değiştiğinden insan her an onu yeniden kurmak zorundadır. Irk, din, cinsiyet gibi ayırımlar yapılmadan sevgi, barış, hoşgörü ve mutluluk hedeflenmelidir.
Bilimsel, politik, ekonomik ve toplumsal değişme ve gelişmeler okul ve öğretmen anlayışını da önemli ölçüde etkilemektedir. Özellikle bilimsel gelişmeler ve onun yaşama uygulanışı olan teknikteki düzenlemeler okullarda, öğretmenlerde ve özellikle öğrencilerde çok çabuk yansımasını bulmaktadır.
Bu sebeple yakın bir gelecekte Öğretmenlik, eğitim programlarını tasarlayıp planlayıp uygulayan ve değerlendirip geliştiren bir mühendislik konumuna, Öğretmen de bir bakıma eğitim tasarımı mühendisi olacaktır.
Üniversitemizin başarı ile sürdürdüğü Yeni Nesil Tasarım ve dönüşüm sürecinde yeni nesil öğretmeni yetiştirmenin yollarını da aradık. İlgili tüm paydaşların katılımıyla çağın zorunlu kıldığı bilimsel bir eğitim sürecini yönetebilecek yeni öğretmen yetiştirme modelini tasarlamak en büyük hedeflerimiz arasındadır. Eğitim, yalnız geçmiş ve bugünle değil, daha çok gelecekle ilgilidir. Bunun için şimdiden geleceğin öğrencisini, öğretmenini, okulunu hazırlayacak, yeni yetişekler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Sorumluluğu büyük, etkisi de bir o kadar yüksek ve başka hiçbir meslekle kıyaslanamayacak kadar kutsal bir mesleğin mensupları olan öğretmenlerimizle ülkemizi çağın ilerisine taşımak ve geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerimizi fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller olarak yetiştirmek için bu yolda hep birlikte omuz omuza yürüyeceğiz.
Ülkemizin en eski ve köklü fakültelerinden biri olan Kâzım Karabekir Eğitim Fakültemizden yetişen ve her yıl mezun ederek ülkemizin eğitim ordusuna kattığımız öğretmenlerimiz Üniversitemizin gurur vesilesidir. Onlar, öz değerlerimizle besledikleri öğrencilerimizi evrensel değerlerle buluşturacak ve eğitim adına yaktığımız meşalemizi sonsuza dek gururla taşıyacaktır.
Bu anlamlı gün vesilesiyle, bütün öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü bir kez daha kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Türk eğitim sistemine yıllarını vermiş emekli öğretmenlerimize sağlık, huzur ve esenlikler temenni ediyorum. Hayatını kaybeden bütün eğitim camiası çalışanlarına ve öğretmenlerimize de Allah'tan rahmet diliyorum.”