ERZURUM (İHA) - Miraç kandili münasebetiyle Erzurum İl Müftüsü Hasan Çınar, bir mesaj yayımladı.
25 Mayıs 2014 Pazar gününü Pazartesi gününe bağlayan gece üç aylar içerisindeki kandiller silsilesinin ikincisi olan mübarek Miraç kandilini idrak edecek olmanın buruk sevincini millet olarak yaşadıklarını söyleyen Çınar, “Bilindiği üzere yakın bir geçmişte millet olarak Soma’da büyük bir acı yaşadık. Yaşadığımız bu acı yüreğimizin derinliklerinde tazeliğini korurken manevi yükselmenin adı olan Miraç kandilini kutlayacak olmanın heyecanı içerisinde bulunmaktayız. Bu gece Peygamber efendimizin şahsında “Miraç Mucizesi” olarak gerçekleşen, İsra ve Mirac olarak iki bölümden oluşan olayın ortak adıdır. İsra, gece yürüyüşünün yani Peygamber Efendimizin bir gece Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksaya gidişinin, Miraç ise Efendimizin Mescid-i Aksa’dan semaya yükselişinin adıdır. Kur’ân-i Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren O Allah, yücedir. Gerçekten O, işitendir görendir.” Miraç olayının biz müslümanlar için en önemli sonuçlarından birisi, hiç şüphe yok ki dinin direği olan namazın bu gece farz kılınmış olmasıdır. “Allah’a şirk koşmayan mü’minlerin cennete girecekleri” müjdesi de bu gece Peygamberimiz’e bildirilmiştir. Bir diğer miraç hediyesi ise, Bakara suresinin “Amenerrasulu” diye başlayan son iki ayetidir. Miraç bir yükseliştir, bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye ulaşmaktır. Miraç, insanın kalbine ve iç dünyasına doğru yapması gereken bir yolculuktur. Miraç, Hz. Ebû Bekir gibi imanında gösterdiği teslimiyet ve sadakatle sıddîk mertebesine ulaşabilmektir. Miraç, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in getirdiği değerler ile hastalıklı kalpleri nasıl tedavi ettiğini idrak edebilmektir. Miraç, malımızı mülkümüzü, paramızı pulumuzu, servetimizi, maddî gücümüzü ruhumuzun yükselişi yolunda gözden geçirmektir. Miraç, darda kalan Müslümanların tesellisidir. Duyguların ve hislerin coştuğu, dua ve niyazların semaya yükseldiği, inananların huzur bulduğu bu gecede; gönüllerimizde ümit ve ilahi aşk kandillerini yakalım, miracın engin mesajını ruhlarımızda hissedelim. Miracın, ilahî yükselişin, gönül ve ruh temizliğinden geçtiğini unutmayalım. Bu mübarek geceden gerektiği gibi istifade etmesini bilmeli ve bu geceyi gafletle geçirmemeliyiz. Gündüzünde oruç tutup, gecesinde kaza ve nafile namazları kılmalıyız. Kur’an okumalı, Peygamber Efendimize salât-u selam getirmeliyiz. Günahlarımızı bağışlaması için Rabbimize yalvarıp yakarmalı, tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız. Aile efradımıza bu gecenin önemini anlatmalıyız. Ana-baba ve akrabalarımızın kandillerini tebrik etmeli ve hayır dualarını almalı, ahirete intikal etmiş olanlarımızı da rahmetle yâd etmeliyiz. Müslüman kardeşlerimizle tebrikleşmeli, kırgınlıklara, dargınlıklara son vermeliyiz. Çevremizdeki fakir ve muhtaçlara yardım elimizi uzatmalıyız. Kendimiz, ailemiz, milletimiz, ülkemiz ve bütün Müslümanların huzur ve selameti, devletimizin bekası için bol bol dua etmeliyiz. Bu vesileyle Miraç Kandilinizi tebrik eder, kandilin manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere, bunalan ruhlara huzur getirmesini yüce Allah’tan niyaz ederim.” dedi.