ERZURUM (İHA) - Iğdır'daki 'casusluk' davasının üçüncü celse duruşmasının yapıldığı Erzurum Dördüncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2'si İran ajanı olmak üzere 3’ü tutuklu, 11’i tutuksuz sanığın yargılanmasına devam edildi.
Mahkeme Başkanı Mustafa Kahya, avukatların talebi üzerine ‘casusluk’ ve ‘güvenlik’ önlemleri ile ilgili istenen Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından hazırlanan 13 sayfalık raporu okudu. Rapora göre tutuklu iki İran uyruklu ile Timur Ağrı’nın suikast eylem planı yönünde çalıştıkları yönünde görüş belirtti.
Tutuklu sanıklardan Timur Ağrı, kendisinin suçsuz olduğunu belirterek, “Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. Ben vatanıma, bayrağıma ihanet etmiş birisi değilim. Buna Allah şahittir. Ben İran’dan beşinci ayda sınırdan geçerken polisleri beni üç saat süreyle gözaltına aldılar. Beni ayakkabıma varana kadar aradılar. İranlı Yakup, bana okuduğu Farsça kelimeleri Türkçe’ye çevirerek yazdırdı. Benim inanın ki okur-yazarlığım yoktur. Bir kağıt üzerinde Suveren kontrol noktasında durdurulmuş, bu eldeki kağıdı tespit etmişler. Fotoğrafı çekilen bu kişiyi bırakmışlar. Bu kişinin alınarak benimle yüzleştirilmesini isterdim. İşte o zaman gerçekler ortaya çıkardı. Bu bana yapılan bir komplodur” dedi.
İRANLI: “MİT BİNASI GİZLİYSE, ÖRTÜYLE ÖRTÜLMESİ GEREKİR”
Tahliye isteminde bulunan ile Mohammad Reza Esmaeilpour Ali Malek ise, “Fotoğrafladığım resmi kurum ve özel binaların gizli olduğu belirtilmiş. Bu konuda her hangi bir uyarı yok. O kadar gizli ise bu binanın üzeri örtü ile örtülmesi gerekir. Bu güzergahtan gelen geçen herkes tarafından görülüyor. Bu günümüz şartlarında internet başında oturan bir kişi 5 dakika içinde bundan çok fazlasını ülkenin diğer yerlerindeki binaların fotoğrafını çekebilir, koordinatlarını çıkarabilir. Bunların gizli olduğunun kabul edilmesi gelişmiş teknolojide mümkün değildir. İran Devleti’nin güçlü bir istihbarat ordusu olduğu belirtiliyor. Bana göre, güçlü istihbaratı olan bir devletin anayolu belirlemesi için önce insan göndererek tespit yaptırması beklenemez. Bizim kameramız araca monte edilmiş küçük bir kamera değildir. Vatandaşlar, kamera çekimi yaptığımız için ihbarda bulunmuşlar. Gizli bir çalışma yapmadığımız açıkça görülmektedir” diye konuştu.
“ÜLKENİZDE NE BİR DEVLET ADAMI NE DE BİR ÇÖPÇÜ İLE GÖRÜŞMEDİM”
İran uyruklu Shahram Zargham Khoeıi de, “Araç içeresinde sadece gezdik, fotoğraf çektik. GPS aleti ile koordinat aldık. Bunların gelişmiş teknoloji karşısında hiçbir anlamı yoktur. Türkiye Uzay’a uydu göndererek kendi ülkesi için çalışmalar yapmıştır. Bu uydu herhangi bir aracı gösterecek teknolojiye sahiptir. İran’ın benzer uyduları vardır. İsrail ile yaşadıkları sorunlara ilişkin basına yansıyan haberler ve görüntüler ile İran Devleti’nin istihbarat anlamında bizim yaptığımız iddia edilen veriye ihtiyacı yoktur. Ben Türkiye’de bir askeri yetkili, bir devlet yetkilisi, bir belediye çöpçüsü ile görüşmedim. İnternetin içerisinde ki veriler dikkate alındığında bu koordinat fotoğraflarının bulunması için birileri gelip Türkiye’de çalışmasına gerek yok. Cezaevinden takip ediyorum. Ülkeye gelen patriyotların yerleştirildiği yer ve benzeri şekilde bütün bilgiler kamuoyu ile paylaşılıyor. Bunlar gizli değil de, bizim çektiğimiz fotoğraflar mı gizli oluyor? Ben ülkemde 40 sene okudum. Casusluk denen bu suçlamanın nasıl bir şey olduğunu gizli olanları başkaları ile paylaşılarak ortaya konulması bu suçu oluşturur. Kaymakamlık veya MİT binasının fotoğrafını çekmem nasıl gizli olur. Suçsuzum, tahliyemi istiyorum” şeklinde konuştu.Tutuklu sanıkların avukatı Erol Gür ve Altay Onursal, Milli İstihbarat Müsteşarlığı tarafından gönderilen görüş raporuna itiraz etti.
20 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENİYOR
Iğdır’da yürütülen “casusluk” soruşturması kapsamında hazırlanan ve Erzurum 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan 115 sayfalık iddianamede, tutuklu 2 İranlı ajanın da arasında olduğu 10 tutuklu sanık ile tutuksuz 1 sanık hakkında 5237 Sayılı TCK’nın 328/1 maddesi uyarınca 20 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede şüphelilere, “Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etme” suçu yöneltildi.
MİT MÜSTEŞARLIĞI RAPORU :
“Iğdır’daki kamu ve özel tesislerin fotoğraflarını çekmeleri nedeniyle 18.01.2011 günü gözaltına alınan İran uyruklu diğer sanıklar Bilal Tanrıkulu’nun diğer vatandaşların üzerindeki kameradan çıkarılan 3 saat 50 dakikalık video kaydında Türkiye- Ermenistan- Azerbaycan Bölgesi’ne yakın konuşlanan İran uyruklu Shahram Zargham Khoeıi ile Mohammad Reza Esmaeilpour Ali Malek, bulunması kuvvetle muhtemel görülmektedir. Bu bölgedeki köyleri dolaşarak PKK Terör Örgütü’nün elemanlarını çektikleri, hudut köylerinin görüntülerini alacakları yönünde belirtildiği kanıda Bilal Tanrıkulu olduğu görülmektedir.
“Askeri Birliklerin tatbikat yaptığı zaman bu bölgeye geliyor” beyanlarda bulunduğunu beyan eden ve ismini açıkça beyan eden Timur Ağrı’nın İranlı yetkileri kendisinin çektiğini beyan ettiği arkasında yer alan açıklamaları, sözlü olarak konuştukları, askeri tesisler ve kamu binaları hakkında bilgiler aktardığı
“Şimdi siz benim hakkımda Türkiye’ye bilgi verirseniz Türkiye beni idam der’ “He bak hacı ben bir şey söyleyeyim mi bu bir defa affedilmez çok büyük bir hatadır. Ben bir de devlet adamıyım bak sıkıntı olur’ beyanlarda bulunduğunu ayrıca İranlı Yetkililer tarafından gerçekleştirilen operasyonda PKK terör örgütü PKK-KONGRE-GEL terör örgütünden kaçan örgüt üyeleri ile görüşerek İran Devrim Muhafız Ordusu tarafından 16.01.2011 günü KCK’ya yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda İran askerleri tarafından Çaldıran bölgesinde ele geçirilen BJAK kampında ele geçirilen malzemelerin Iğdır Aralık bölgesinde araç içerisinde hareket halinde kırsal bölgelerin ve bazı küçük yerleşim yerlerinin elde edilen cihazlarla araç içerisinden çekildiği tespit edilmiştir.
“FOTOĞRAFLAR SERİ HALDE, PANORAMİK”
“Özellikle ağırlı olarak 1-2 katlı kamu, kurum ve özel sektöre ait tesislerin özellikle Iğdır MİT Bölge Müdürlüğü, Askerlik Şubesi, binaları seri halde çekilmiş panoramik olarak fotoğraflanmıştır. Yol kenarında Iğdır-Çalpala güzergahında çekilmiş görüntülerin yer aldığı”
ERMENİ UYRUKLU ‘SİYOB’UN CASUSLUĞU BELİRLENEMEDİ
“Kamil Aras’ın Ermenistan uyruklu Siyob isimli kişi ile ilgili görüşünü belirten MİT Müşteşarlığı, "Ermen uyruklu bu kişinin define işleri ile uğraştığı’ yönünde bilgi verildi. Ermenistan vatandaşı olduğu belirlenen Ziyop isimli kişinin Kamil Aras ile görüşmesinde geçmiş dönemde Ermeni tarihi eser kaçakçılığı yaptığı, birisinin olup olmadığını, askeri casusluk yönünde bulunmadığı tespit edilemedi.”
“Asansör şirketinde görevli oldukları ve bu amaçla fotoğraf çektiklerini beyan eden İran uyruklu İran uyruklu Shahram Zargham Khoeı i, İran uyruklu Mohammad Reza Esmaeilpour Ali Malek, ağırlıklı olarak -12 katlı binalara yönelik bir çok dokümanlı olarak araç içerisinde gerçekleştirmeleri bu sırada içerde asansör bulunup bulunmadığı veya asansör ihtiyacının olup olmadığını ilgilenmemeleri, çeşitli açılardan çok sayıda fotoğraf çekerek”
“TÜRKİYE’DE BU TARZ ÇALIŞMA YAPMALARI DİKKAT ÇEKİCİ”
İran uyruklu vatandaşların kendi ülkelerinde benzer bir çalışmayı icra etmeleri halinde çok ciddi sıkıntılarla karşılaşacakları, Türkiye’de bu tarz bir çalışmaya girmeleri dikkat çekicidir. Diğer tarafından İran uyruklu şahısların belirli bir güzergah tespit ettikleri belirlenmiştir.
“SUİKAST EYLEM PLANI İÇİN DEĞERLENDİRİLMEKTE”
Bölgedeki çalışmalarda çok sayıda koordinat aldıkları, çektikleri fotoğrafların önem teşkil etmeyebileceği düşünebileceği ancak üç boyutlu çok açılı ve sansürsüz koordinat verileri ile birlikte topluca ele alınmaları durumunda bölgeyi tanımayan yabancı istihbarat birimleri tarafından yol gösterici olabileceği diğer bir deyişle yabancı bir bölgenin hazırlayabileceği bölge etüt çalışması , hatta ihtiyaç duyulması halinde ilerde bir ‘suikast eylem planında kullanabileceği değerlendirilmekte olup’, diğer ülkelerde bu çalışmaların yapıldığına rastlanılmaktadır.
“BİLGİLER MENFAAT KARŞILIĞI VERİLMİŞTİR”
Bu çerçevede İranlı uyruklu vatandaşların İran’daki istihbarat birimlerine çalıştıkları, siyasi ve askeri casusluk faaliyetleri içinde bulundukları
Timur Ağrı, Mustafa Karahan, Kamil Aras, Devletimizin güvenliği veya iç güvenliği siyasal yararları bakımından gizli kalması gereken bilgileri askeri casuslukla İran İslim Cumhuriyeti Devletindeki istihbarat birimlerine menfaat karşılığı bilgiler verdikleri belirlenmiştir.”