ERZURUM (İHA) - Erzurum Halk Sağlığı Müdürü Dr. Cumhur Hakkı Çankaya, Dünyada 34 milyon kişinin HIV-AIDS taşıyıcısı olduğunu belirterek, 2011 yılı içerisinde 1.7 milyon kişinin AIDS nedeniyle öldüğünün tahmin edildiğini söyledi.
HIV-AIDS hastalığının ilk defa 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Haiti'den gelen göçmenlerde tanımlandığını ve hastalığa "AİDS" (Acquired Immuno Deficiency Syndrome) Kazanılmış Bağışıklık Yetmezlik Sendromu Virüsü adı verildiğini anlatan Çankaya, “Hastalık 1980'li yıllardan bu yana tüm dünyada din, dil, ırk, cins, ülke ayırımı yapmadan hızla yayılmaya devam etmektedir. 1990'lı yılların başlarından beri bulaşma pek çok ülkede en sık korunmasız yapılan cinsel temas ardından ise damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör ile olmaktadır.
AİDS, Birleşmiş Milletler HIV-AIDS Ortak Programı UNAIDS 2011 yılı raporuna göre; dünyada 2011 yılında bir günde 7000'den fazla kişinin HIV ile enfekte olduğu, 2011 yılı içinde ise 2,5 milyon kişinin HlV'e yakalandığı tahmin edilmektedir. Yine aynı raporda dünyada 34 milyon kişinin HIV taşıyıcısının bulunduğu ve 2011 yılı içinde 1,7 milyon kişinin AİDS nedeni ile öldüğü tahmin edilmektedir” diye konuştu.
“HIV, bağışıklık sisteminin içine yerleşerek, bireyin bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüstür” diyen Çankaya, “AİDS bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. HIV girdiği vücudun, mikroplara karşı koyma yeteneğini sağlayan bağışıklık sistemini etkileyip yok eder.
Virüsün bulaşma yolu temelde vücut sıvıları ile olmaktadır, bu nedenle kan, meni gibi virüsün daha yoğun olduğu vücut sıvılarının virüsün iletiminde yeri büyüktür. Ancak tükürük, ter, gözyaşı ve idrar gibi vücut sıvılarında virüs bulunmamaktadır. Bu nedenle öpüşmek, tokalaşmak, ortak duş-banyo alanlarını ve tuvaletleri kullanmakla bulaşmaz.
HIV üç önemli yolla bulaşmaktadır, Korunmasız cinsel ilişki: HIV enfeksiyonunun en sık bulaşma şeklidir. Kan ve kan ürünleri ile bulaşma: Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. HIV enfeksiyonu gebelik süresince, doğum sırasında vücut sıvıları ve emzirme sırasında süt ile bebeğe
Geçebilmektedir.” dedi.
HlV'ın Dokunmak, tokalaşmak, sarılmak ile, Gözyaşı, ter, tükürük ile, Aynı yerde oturmak, aynı havayı solumak ile, Aynı havuzu, banyoyu, tuvaleti, saunayı, duşu paylaşmak ile, Giysilerin ortak kullanılması ile, Tabak, çatal, kaşık, bıçak, bardak paylaşılması ile, Telefon kulaklığı, kapı tokmağı ile, Sivrisinek, böcek, arı sokması ile bulaşmadığını anlatan Çankaya, “Cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma: En sık görülen bulaşma yolu cinsel temasla olduğu için bu yolla korunma büyük önem taşımaktadır. Kondom ve doğru kondom kullanımı, hastalığın cinsel yolla bulaşmaya karşı en güvenli ve basit korunma yoludur.
Kan ve kan ürünleri ile olan bulaşmaya karşı korunma: 1987 yılından beri de ülkemizde kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir.
Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup hastalarda HIV bulaşma riskini azaltmaktadır” diye konuştu.
Ülkemizde yaş gruplarına virüs taşıma oranının 0-10 yaş yüzde1,3, 10-30 yaş yüzde27, 30-50 yaş yüzde50
50 yaş ve üstü yüzde20 olduğunu dile getiren Çankaya, Ülkemizde bulaş yollarına göre dağılımı:
Normal cinsel ilişki: yüzde51,3, Homoseksüel ilişki: yüzde8,9, Anneden bebeğe geçiş: yüzde1,2 ve Transfüzyon: yüzde1 oranında olduğunu belirtti.