ERZURUM (İHA) - Saadet Partisi (SP) Erzurum İl Başkanı Faik Çalık, basın toplantısı düzenleyerek gündeme dair konularda açıklamalarda bulundu.
Hatay Reyhanlı’da yapılan menfur saldırıyı kınayarak toplantıya başlayan Çalık, “Reyhanlı saldırısı sonrasında resmi açıklamalara göre 51 vatandaşımız hayatını kaybetti, 100’ün üzerinde yaralı var. Zannediyorum ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinde terörle gerçekleşen en kalabalık sivil halk ölümü olmasına rağmen yöneticilerimiz sanki şaka yapıyorlar. Bir şey olmamış gibi rahat hareket ediyorlar ve ancak Amerika gezisi sonrasında burayı ziyaret edebileceklerini söylüyorlar. Obama İle görüşmeleri 50 vatandaşımızdan daha önemli imiş gibi ! Türkiye bir bataklığa çekilmek istenmektedir. Bu saldırı kime yaramıştır ona bakmak lazım. İsrail’in özür hadisesinden sonra yaşanan gelişmeleri takip ettiğimizde ABD’li yetkililerin Başkan Obama, ABD savunma Bakanı ve ABD dış işleri bakanının bölgeye ziyaretlerinin artması ve Başbakanımızın ABD ziyareti ve bu ziyarette Başbakanın NBC’ye verdiği demeçte ABD’nin öncülüğünde Kara harekatına destek veririz sözü ve akabinde patlamanın gelmesi Türkiye kamuoyunun müdahaleye hazırlandığı şeklinde yorumluyorum. Mahallemizde bir yangın var ve bu yangının sönmesi için yangını çıkaranlardan yangını söndürmelerini istemek. Yangına benzinle gitmek olacaktır. Bu yangın daha da genişlemeden söndürülmelidir. Bunun için Türkiye, İran ve Mısır, aktif olarak görev almalı ve batılıların müdahalesine asla izin verilmemelidir.” diye konuştu.
“İMF’YE BORÇ BİTTİ AMA DIŞ BORÇ ARTIYOR HÜKÜMET BUNU AÇIKLASIN”
Çalık, Türkiye’nin toplam borcu (İç Borç+Dış Borç) devletin yayınlamış olduğu resmi rakamlara göre, sürekli arttığını ileri sürerek, “AKP hükümeti, ekonomideki beceriksizliğini ve acı gerçekleri ucuz bir demagoji ile gizlemeye devam ediyor. Türkiye’nin IMF’ye olan kredi borcunun son taksitinin ödenmesi ile birlikte kamuoyuna ve millete ‘borçsuz bir ülke’, ‘nereden nereye’ mesajı verilmeye çalışılırken, asıl gerçeklerin ise üzeri örtülüyor. AKP Hükümetinin iş başına geldiği 2002 sonunda Türkiye’nin toplam 130 milyar dolar dış borcu bulunurken, bu rakam 2012 sonu itibariyle 337 milyar dolara çıkmış durumda. Yani 10 yıl içinde ülkenin dış borcu 2.5 kat arttı. Gelinen noktada dış borç korkutucu boyutlara gelirken, AKP hükümetinin ülkenin sadece IMF’ye borcu varmış gibi göstererek; ‘IMF’ye borcu sıfırladık hatta 5 milyar dolar borç vereceğiz’ şeklinde bir mesaj vermesi manidar değil mi ? Borçlar konusunda önemli olan dış borcun geldiği boyuttur. 2002 sonu ile 2012 sonu itibariyle yani 10 yıllık sürede toplam borç nereden nereye geldi? Bu sorunun cevabı hükümetin bu konuda başarısını veya başarısızlığını ortaya koyar. Şunu da belirtmek gerekiyor, ekonomisi sürekli cari açık veren bir ülkenin dış borcunun azaldığından bahsetmek büyük kandırmacadır. Türkiye ekonomisi uygulanan ekonomik politikalardan dolayı sürekli olarak yüksek cari açık veren bir yapıya sahip. Yani bu açık sürekli dış borçlarla kapatılıyor. Bu durum bile IMF üzerinden kopartılmaya çalışılan iyimser havanın ne kadar aldatıcı olduğunu göstermeye yetiyor.” şeklinde konuştu.
EKONOMİDEKİ ACİZLİKLER IMF İLE ÖRTÜLECEK!
Türkiye’nin borcu IMF’den değil başka kaynaklardan bulduğunu öne süren Faik Çalık, “Bu da hükümetin tercihinden değil dünyada uygulanan parasal genişleme politikasından kaynaklanıyor. ABD Merkez Bankası FED her ay 85 milyar dolar karşılıksız para basarak piyasaya sürüyor. ABD ve AB’nin, son olarak da Japonya’nın krizden çıkmak için uyguladıkları bu parasal genişlemeden dolayı da IMF’nin varlığı sorgulanır hale geldi. İşin doğası gereği sadece Türkiye değil bütün ülkeler farklı kanallardan paraya ulaşmaları kolaylaştığı için IMF ile olan ilişkilerini bir bir kapatmaya başladılar. Türkiye’de bu ülkelerden birisi. Bu durumu, ‘bizden öncekiler IMF’den borç alırdı, biz ödüyoruz’ şeklinde halka sunmak gerçeği yansıtmadığı gibi konuya tam hakim olmayan geniş halk kesiminin gözünü boyamaya çalışmaktan başka bir niyeti ortaya koymaz. Türkiye’de IMF’ye borç ödemesinin yanında; ‘Ekonomisi cari fazla veren, dış borcu azalan, üretimi artan, dış kaynaklara bağımlılığı azalan’ bir tablo olsaydı o zaman IMF’ye olan borçların kapatılması bir başarı olarak görülebilirdi. Ancak Türkiye ekonomisi her yıl yüksek oranda cari açık vermeye devam ederken, bütçesinde faiz ödemeleri için 53 milyar liranın üstünde ödenek ayırırken ve dış borcu azalmadığı gibi sürekli arttığı bir dönemde tek başına IMF’ye borçların kapatılması bir anlam ifade etmediği gibi buradaki acizliği ortaya koyuyor.” diye konuştu.