ÇOCUKLARI KOKMAMASI İÇİN TUZLUYORLAR
Yapılan bir araştırmada kadınların doğum sonrası halen geleneksel uygulamalara başvurdukları, bebeklerinin kokmaması için tuzladıkları, bacaklarının düzgün olması için de kundakladıkları ortaya çıktı.
Hemşirelik Yüksekokulu öğretim üyesi Yrd. Doç. Zehra Gölbaşı, yaptığı açıklamada, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sağlık Yüksekokulundan öğretim görevlisi Gamze Eğri'yle birlikte Tokat'ta 15-49 yaş arası evli kadının bebek bakımına yönelik yaptıkları geleneksel uygulamaları belirlemek için 400 kadın arasında yaptıkları araştırmada, doğum sonrası bebeklere uygulanan geleneksel yöntemlerin halen kullanıldıklarını belirlediklerini söyledi.
Gölbaşı, yaptıkları araştırmada annelerin başvurdukları geleneksel uygulamalar arasında ilk sırada yüzde 97.8 ile bebeğin kırkını çıkarma uygulamaları olduğunu, ayrıca bebeğin göbeğini düşürmek ve nazardan korumak için de geleneksel uygulamalara başvurduklarını söyledi.
KUNDAK GELENEĞİ DEVAM EDİYOR
Kadınların yüzde 89.8'inin bebeklerini halen kundakladıklarını anlatan Gölbaşı, annelerin yüzde 69.9'u rahat uyuması, yüzde 59.8'i bacaklarının düzgün olması, yüzde 29.2'sin de belinin batmaması için bebekleri kundaklama yöntemine başvurduklarını söyledi.
Kundaklama geleneğinin Türk toplumunda oldukça yaygın bir uygulama olduğuna işaret eden Gölbaşı, ''Kolları ve bacakları bağlanan bebekler rahat edemez, ağlar ve huzursuzdur. Ayrıca doğuştan kalça çıkığı eğilimi olan bebeklerde kundak yapıldığında kalça çıkığı daha kolay ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kundak yapmanın bebek sağlığını olumsuz etkileyen bir geleneksel uygulamadır'' dedi.
Araştırmaya katılan kadınların yüzde 64'nün doğum sonu dönemde bebeklerini tuzladıklarına dikkat çeken Gölbaşı, bu uygulamaya başvuran annelerin yüzde 81.6'sının ileri yıllarda bebeğin kokmaması, yüzde 53.9'u da pişik olmaması gibi gerekçeler sunduklarını söyledi.
Çalışmada kadınların yüzde 29.8'inin geleneksel olarak bebeklerin altına höllük koyduğunu kaydeden Gölbaşı, bu uygulamayı başvuran kadınların yüzde 67.2'si bebekte pişik olmaması, yüzde 45.3'ü bebeğin altının kolay temizlenmesi, yüzde 30.2'si de gaz sancısı olamaması gibi nedenleri ileri sürdüklerini kaydetti.
BEBEĞİN GÖBEĞİ DÜŞMESİ İÇİN
Kadınların yüzde 37.3'ünün bebeğin göbeğinin çabuk düşmesi için geleneksel uygulama yaptıklarını belirten Gölbaşı, bebeğin göbeğinin erken düşmesi için göbek bağı ile bağlamak, göbeğe zeytinyağı sürmek ve banyo yaptırma uygulamaları başvurduklarını ayrıca sık aralıklarla emzirme, göbeğe pudra dökme, göbeğin üzerine kahve koyma, bez yakıp koyma ve yağlı hamur bağlama gibi geleneksel ama tıbbi yönden sakıncalı uygulamaların yaptığına dikkat çekti.
Gölbaşı, ''Göbeğin kısa sürede düşmesini sağlamak için göbek üzerine konulan bu maddeler yeni doğanda tetanos ve diğer enfeksiyonların gelişmesine ve bebeklerin sepsisten ölmelerine neden olan risk faktörleridir'' dedi.
GÖBEK BAĞI SAKLANIYOR
Araştırmada kadınların yüzde 48.2'sinin bebeğin düşen göbeğini evde sakladıkları anlatan Gölbaşı, yüzde 18.2'sinin ayak basmayan bir yere, yüzde 14.2'sinin okul bahçesine, yüzde 8.9'unun bahçeye ve yüzde 8.1'inin de cami avlusuna gömdüklerini de söyledi.
Gölbaşı, annelerin bebeklerinin sarılık olmaması için yaptıkları geleneksel uygulamalar arasında bebeğin yüzüne sarı örtü örtmek ve altın konulan su ile yıkamak olduğunu da vurguladı.
BEBEĞİM GÜZEL OLSUN
Kadınların bebeklerinin güzel olması için yaptıkları uygulamalar arasında da en sık yapılanın yüzde 58.1 ile bebeğin başını bağlamak olduğunu ifade eden Gölbaşı, annelerin yüzde 56.8'inin de bebeğin güzel olması için alnını sıkıca bağladığını, yüzde 42.7'sinin bebeğin burnunu sıktığı ve yüzde 25.1'nin de bebeğin belini bağlama gibi yöntemlere başvurduklarını söyledi.
Araştırmada annelerin yüzde 97.8'inin bebeğin kırkını çıkarmak için diğer uygulamalar gibi zarar vermeyen uygulamalar yaptıkları kaydeden Gölbaşı, ''Çalışmamızda bebeği beslemek için annelerin yüzde 20.8'inin 3 ezan beklediği ayrıca annelerin yüzde 9.5'nin kolostrumu sağıp attığı ve yüzde 15.8'inin bebeklerine ilk besin olarak şekerli su verdikleri belirledik'' dedi.
KAYNANA ETKİSİ
Bebek bakımında geleneksel yöntemlerin tamamen ortadan kalkmasının uzun yıllar alacağına dikkat çeken Gölbaşı, şunları söyledi: ''Bu uygulamalar geçmişte daha fazlaydı. Halen sürmesine rağmen giderek azalıyor. Bu tür uygulamalara kaynana etkisi de çok fazla. Kaynanalar gelinler üzerinde baskı vasıtası olabiliyor. Kendisi öyle yaptığı için gelinin de yapmasını istiyor.
Bu tür uygulamaların azalması için eğitimin büyük önemi var. Özellikle televizyonlarda kadınlara yönelik kuşaklarında bu tür uygulamaların zararlarını anlatan eğitici programlar yapılabilir.''