ERZURUM
Erzurum'da 6 Eylül günü Ödük vadisinde yaptırılacak Hidro Elektirik Santraline (HES) tepki için köylülerle birlikte eyleme katıldığı için mahkeme tarafından 'HES'in çalışma alanlarına girmesi ve HES'lere karşı eylemlerde bulunan kişilerle ilişki kurması' yasaklanan 17 yaşındaki Leyla Yalçınkaya'ya CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur destek sözü verdi. Aldığı cezadan dolayı mağdur olduğunu ifade eden Leyla Yalçınkaya, "Baba annemle aynı evdeyiz ama görenler haber verir ve ceza alırım korkusu yüzünden onunla bile konuşamıyorum" dedi.
ONUR İNCELEME YAPTI
CHP istanbul Milletvekili Melda Onur, CHP Erzurum İl Başkanı Hasan Çiloğlu ile birlikte HES'e direniş gösteren Ödük Vadisinde incelemelerde bulundu. Bağbaşı beldesinde 200 kadar kadın ve erkek tarafından karşılanan Melda Onur, "Balıklar ve ağaçlar ölmesin Ödük vadisinin yeşili solmasın. HES bizim için atom bombasından daha tehlikeli" pankartı ve "Burada katliam var. Aşırı güç kullanma, cebri kamulaştırma, suları borulara hapsetme, esir alma, zorla göç politikası uygulanıyor. Burada herşey suyun akış hızına göre ayarlanmıştır. Su varsa bir varız su yoksa biz de yokuz", "Bu memleket bizim. Türkiye'nin yeşili solmasın" ve Kızılderili atasözü, "Ne zaman son nehir kurur, son balık ölür, son ağaç kesilir, son yaprak düşerse, paranın hiçbir işe yaramadığını anlayacaksın beyaz adam" sözünün yazıldığı afişlerle karşılandı.
LEYLA KORKUSUNDAN EVDE BABA ANNESİ İLE BİLE KONUŞAMIYOR,İDDİASI
Ödük Vadisinin bulunduğu üç belde ve iki köy halkı tarafından alkışlarla karşılanan Melda Onur'a yörede organik olarak yetiştirilen elma, armut, kızılcık, üzüm, kayısı, şeftali, bögürtlen, altın çilek ikram edildi. Vatandaşların sorunlarını dinleyen Melda Onur'a vatandaşlardan Ali Dursun şeftali dalını getirererek "Suyumuz borulara hapsedilirse bu meyveler artık yetişmeyecek" dedi. 6 Eylül günü HES'e tepki için düzenlenen oturma eyleminde taş attığı iddiasıyla, mahkemenin verdiği 'HES'in çalışma alanlarına girmesi ve HES'lere karşı eylemlerde bulunan kişilerle ilişki kurması yasak' kararı ile gündeme gelen Leyla Yalçınkaya'yı yanına oturtan Melda Onur, neler olduğunu ilk ağızdan dinlemek istedi. Ortaokul mezunu olduğunu anımsatan Leyla Yalçınkaya, "Kesinlikle taş atmadım. Benim kardeşimde askere gidecek, ben nasıl taş atabilirim bir askere, bir polise? Gece yarılarına kadar karakolda ve mahkemede bekledik. Psikolojimiz bozuldu. Bana HES eylemlerinde bulunan kişilerle konuşmama cezası verildi. Baba annem Şükran 6 Eylül günü eyleme karıştığı için ceza aldı. Aynı evde yaşamamıza rağmen baba annemle bile konuşamıyorum. Çünkü bir gören olur da jandarmaya söyler ve ceza alırım diye korkuyorum. Ailem ve ben mağduruz. Cezamın kaldırılmasını istiyorum" dedi.
"CEZA, GENÇLERİ YILDIRMA POLİTİKASIDIR"
TBMM Çevre Komisyonu üyesi Melda Onur, meclisin açılmasından sonra Türkiye'deki HES sorununu gündeme taşıyacağını özellikle Leyla Yalçınkaya hakkında verilen cezanın kaldırılması için mücadele vereceğini söyledi. Melda Onur "Bağbaşı beldesindeki 'Aile boyu HES mağduru' haberinin okuduktan sonra buraya gelmeye karar verdim. Burada harika bir tabiat var. HES yüzünden birçok vadi kuruyor. seçim öncesinde buralara uğramayan iş makineleri, polisler vb. seçimden sonra bölgeden ayrılmaz olmuşlar. Köylüler beldeye 'Bir tek bordo bereliler gelmedi' diyorlar. Leyla'ya verilen ceza bu tip eylemlerde verilmiş en ilginç ve olmusuz cezalardan biridir. İlk girişimim Leyla'ya verilen cezayı kaldırmak olacak. Avukatlarla ve gerekirse Orman ve Su İşleri Bakanıyla görüşeceğim. Leyla'nın gördüğü kişilerle konuşmaması doğru değil. Bu gençleri yıldırma politikasıdır. Gençler jandarmaya, polise müdahale etmekten korkuyor. 'Ya sicilime işlerse' diyerek geri çekiliyorlar. Kimse suyunu koruduğu için siciline ceza işlemez. Vatandaşın suyunu koruması en doğal hakkıdı. Vatandaşların yalnız olmadıklarını söylemek istiyorum. Bu bölge Doğu Anadolu'da ki ender arazilerden biridir. Burası neden organik tarımın merkezi haline gelmesin? Hükümetin burada küçük santrallerle enerji üretmesi yerine doğru havza planması yapıp tarımı geliştirmesi lazım. Bu konuyu meclise taşıyacağız. Bu hareketi durdurabilecek güç hükümet. Başbakan ile Orman ve Su İşleri Bakanıdır. Ben kendisine 'baraj bakanı' diyorum " dye konuştu.
Öte yandan Dikmen köyünden Feyzullah Küçük, Ödük vadisindeki gelirin üretilecek olan enerjinin gelirinden daha fazla olduğunu söyledi. Melda Onur'a sorunlarını anlatan Feyzullah Küçük "Geçimimizi su ile sağlıyoruz. Suyumuz giderse ne yapacağız? Suyumuzu borulara hapsederlerse kuraklık olur. Bağbaşı beldesinde geçtiğimiz yıl 88 üreticiden 500 ton organik elma alınmıştır. Ürünlerimiz yurt içi ve dışına satıyoruz. Gözümüzü korkutmak istiyorlar. Razı olmazsak bizi tutuklayacaklar. Bize bir dahaki sefere diğer illerden takviye polis getirip HES'i yapacaklarını söylediler" dedi.