Resmi olmayan sonuçlara göre Türkiye'nin 12. Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün 77 milyon 81 vilayet kazanmıştır. Hiç kuşkusuz bugün yeni Türkiye, büyük Türkiye, öncü Türkiye kazanmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarını İstanbul'da takip eden ve ardından Ankara'ya geçen Başbakan Erdoğan, daha sonra çok sayıda vatandaşın toplandığı AK Parti Genel Merkez binasına geldi.
Parti binasının balkonundan vatandaşlara hitap eden Erdoğan, konuşmasına, "Kardeşlerim, aziz milletim, sevgili vatandaşlarım, sizleri bu tarihi günde demokrasinin ve milli iradenin bu zafer gecesinde en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum. Cumhuriyet tarihimizde ilk kez gerçekleşen halk oyuyla cumhurbaşkanı seçiminin ülkemize, milletimize, tüm dost ve kardeş ülkelere hayırlı olmasını Rabbimden niyaz ediyorum" sözleriyle başladı.
"Şahsımı Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı olarak tayin eden aziz milletime buradan şükranlarımı sunuyorum" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sandık başına giden her bir kardeşime teşekkür ediyorum. Bize oy versin ya da vermesin oyunu kullanan, bu tarihi günde tarih yapılmasına ve yazılmasına katkıda bulunan her bir vatandaşıma teşekkür ediyorum. Yurt dışında bütün zorluklara rağmen sandığa gidip, bu tarihi seçimde ilk kez oy kullanan kardeşlerime, gümrük kapılarında oy kullanan kardeşlerime huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 81 vilayetimizde bize hayır duaları eden kardeşlerime bugün buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Dost ve kardeş ülkelerden bizlere hayır dualarını gönderen özellikle de bugün Avusturya'dan Amerika'ya, Güney Afrika Cumhuriyeti'nden Bosna Hersek'e, Japonya'dan Almanya'ya kadar Türkiye için, milletin adayı için dualar eden tüm gönül dostlarına teşekkür ediyorum."
"SEVENLERİMİZ KADAR SEVMEYENLERİMİZ DE KAZANMIŞTIR"
"Kardeşlerim bugün bu seçimi kazanan sadece Recep Tayyip Erdoğan değil, bugün milli irade bir kez daha kazanmıştır" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün demokrasi bir kez daha kazanmıştır, bugün şahsıma oy verenler kadar şahsıma oy vermeyenler de sevenlerimiz kadar sevmeyenlerimiz de kazanmıştır. Bugün 77 milyon 81 vilayet kazanmıştır. Hiç kuşkusuz bugün yeni Türkiye, büyük Türkiye, öncü Türkiye kazanmıştır. Kardeşlerim sadece Türkiye değil bugün Bağdat da, İslamabad da, Kabil, Beyrut, Saray Bosna, Üsküp de kazanmıştır. Bugün Şam, Halep, Hama, Humus, bugün Ramallah, Nablus, Gazze, Kudüs de kazanmıştır. Kardeşlerim bugün 77 milyon kadar yer yüzünde aziz milletimizin kardeşleri, dostları, kader arkadaşları, gönüldaşları da kazanmıştır. Sevincimize ortak olan herkese, bugün buradaki bu büyük alandaki coşkuyu ülkelerinde, gönüllerinde yaşayan herkese özellikle tek tek teşekkür ediyorum. Herkese selamlarımı, sevgilerimi yolluyorum."
"ÇANKAYA HALKIYLA BÜTÜNLEŞMİŞTİR"
Meydanlardaki mitinglerde 'ramazan, oruç, sıcak' demeden coşkularını paylaşan ve kapı kapı dolaşarak kendileri için oy isteyenlere de teşekkür eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Kardeşlerim, aziz milletim, 1 Temmuz'da adaylığımız açıklandığında bunun bir fatiha olduğunu söylemiştik. Evet bugün Türkiye'de, milletimiz adına kutlu bir fatihayı, yani kutlu bir açılışı hep birlikte idrak ediyoruz. Bugün bir dönemin kapılarını kapatıyor artık yeni bir döneme doğru ilk adımı atıyoruz. 3 Kasım 2002'de milletin partisinin iktidara gelmesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi ile millet kucaklaşmıştı. Bugün milletin doğrudan seçtiği cumhurbaşkanıyla artık Çankaya ile millet arasındaki tüm engeller ortadan kalkmıştır. Çankaya halkıyla bütünleşmiştir. Şeyh Edebali'nin 'insanı yaşat ki devlet yaşasın' öğüdü bugün tam manasıyla tecelli etmiştir. Uzun yıllar boyunca demokrasinin üzerinde bir vesayet aracı olarak muhafaza edilmeye çalışılan Çankaya, bugün itibarıyla milli iradenin tam egemenliği altına girmiştir. Sahibi millet olan devletin parlayan yıldızı, bizzat millet tarafından artık ehline emanet edilmiştir. Evet, bugün tarihi bir gün. Bugün devletin milletle muhabbetle kucaklaştığı gün. Bugün ceberrut, zorba, kibirli, milletine tepeden bakan devlet anlayışının son kırıntılarının ortadan kalktığı, şefkatle kucaklayan, milletiyle varolan, milletiyle güçlenen devlet anlayışının zafer kazandığı gün."
Erdoğan, artık devlet ve milletin iki ayrı istikameti bulunmadığına vurgu yaparak, "Bugünden itibaren devlet ve millet aynı istikamete bakıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "Bırakalım aracıları, bırakalım tercümanları, bırakalım fitne ve nifak odaklarını, birbirimizin gözüne bakalım gözüne. Birbirimize gönlümüzü açalım, birbirimizle gönül diliyle konuşalım. Farklı bir Türkiye'yi gelin hep birlikte kuralım, güçlü bir Türkiye'yi gelin hep birlikte kuralım" dedi.
Beyoğlu Gençlik Kolları Başkanlığını yürüttüğü günlerden bugüne kadar başarı ve başarısızlık durumlarında kendi kendini hesaba çektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Başarısız olduğumuz alanlarda kendimizi sorguya çektik, başarılı olduğumuzda da asla ve asla kibrin tuzağına düşmedik. 40 yıla yaklaşan siyasi mücadelemiz bizim bu anlayışımızın şahididir. Yanlış yaptığımızda hiç gocunmadan yanlışımızı ifade ettik ve üzerine gittik. Değişimden, tekamülden hiçbir zaman çekinmedik. Türkiye'nin gerçekleriyle, milletimizin gerçekleriyle, ortak akıl ve ortak değerlerle örtüşmeyen her meselede kendimizi sorguladık ve değişim mücadelesi verdik."
İktidarları döneminde kendilerine yasaklananların başkalarına yapılmaması için azami dikkat ve hassasiyet gösterdiklerini ve hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmediklerini anlatan Erdoğan, "Hiç kimsenin değerlerini tahkir etmedik, kimliklere, kültürlere, inançlara hor gözle bakmadık. Bize oy verenleri yücelten, bize oy verenlere hizmet götüren, oy vermeyenleri terk eden, tahkir eden bir siyasi anlayışımız hiçbir zaman olmadı. Bunu sadece sözle değil, eylemlerimizle de ortaya koyduk" diye konuştu.
Gerek İstanbul'da büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde, gerekse 12 yıllık iktidarı süresince bunu sözleriyle, fiiliyatlarıyla ve samimiyetleriyle ortaya koyduklarını vurgulayan Erdoğan, "Ama muhalefette olduğumuz zaman neler çektiğimizi biz biliriz" dedi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kardeşlerim, bugün şunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Bunu milletimin takdirine bırakıyorum. Bize 'diktatör' diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar, bize 'otoriter' diyenler lütfen kendi muhasebelerini yapsınlar, bizi tek adam olmakla, baskıcı olmakla, mahalle baskısı yapmakla itham edenler lütfen kendilerini samimiyetle sorgulasınlar. Kendilerini eğitimli başkalarını cahil görenler, lütfen vicdan muhasabesini yapsınlar. Siyasi tarihimiz boyunca söylediklerimize baksınlar, özellikle de yetki aldığımız dönemde yaptıklarımıza baksınlar. 12 yıl boyunca Türkiye'ye kazandırdıklarımıza baksınlar, lütfen ellerini vicdanlarına koysunlar ve kararlarını öyle versinler. Biz hepimiz aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyoruz. Hepimiz, 77 milyon aynı bayrağın gölgesi altında geleceğe yürüyoruz. Milletimiz bir, bayrağımız bir, vatanımız bir, devletimiz bir. Kardeşlerim, hepimiz aynı ecdadın, aynı kültürün ve aynı medeniyetin, aynı tarihin evlatlarıyız. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir, yaşam tarzlarımız farklı olabilir. İnançlarımız, mezheplerimiz, değerlerimiz, etnik köken ve dillerimiz farklı olabilir ama biz, hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Hepimiz, ay yıldızlı bayrağın gölgesi altındayız. Her birimiz bu devletin sahipleriyiz. Müslüman, Hristiyan, Musevi, Süryani, Ezidi'den önce Türkiyeli vardır. Alevi'den, Sünni'den önce Türkiyeli vardır. Türk, Kürt, Arap, Laz, Gürcü, Boşnak, Çerkez, Roman, Pomak'tan önce, Rum, Ermeni'den önce Türkiyeli vardır."
YENİ BİR TOPLUMSAL UZLAŞMA
Bugünden itibaren yeni bir toplumsal uzlaşma anlayışıyla, farklılıkları zenginlik olarak görerek ancak, farklılıkları değil ortak değerleri öne çıkararak yeni bir istikbali inşa etmek istediğini dile getiren Erdoğan, bugün herkesin kendisini vicdan muhasebesine tutarak, muhalefetin ve bir kısım medyanın korkutma, kutuplaştırma ve gerilim siyasetini bir kez daha sorgulaması gerektiğinin altını çizdi.
Bu sorgulamanın samimiyetle yapılması halinde, Alevinin de Sünninin de Kürt, Türk, Laz, Çerkez, Gürcü, Abhaz, başörtülü, başı açığın da ne kadar ortak yanı olduğunun daha iyi görüleceğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda ben karşımda başı örtülüyü de görüyorum, başı açık kardeşlerimi de görüyorum işte bunun adı vahdette kesret, yani çoklukta birlik, bunu başarmaya mecburuz. Bunu halletmeye mecburuz. Bayrağımız bir, İstiklal Marşımız bir, dağlarımız, nehirlerimiz bir, türkülerimiz, şarkılarımız, acılarımız, sevinçlerimiz bir. Bizim sadece tarihimiz değil bugünümüz, yarınımız, kaderimiz bir. Bırakalım aracıları, bırakalım tercümanları, bırakalım fitne ve nifak odaklarını, birbirimizin gözüne bakalım gözüne. Birbirimize gönlümüzü açalım, birbirimizle gönül diliyle konuşalım. Farklı bir Türkiye'yi gelin hep birlikte kuralım, güçlü bir Türkiye'yi gelin hep birlikte kuralım."
Ortaya çıkan sonuçların uzlaşmanın çatıda değil, parti üst yönetimlerinde değil, tabanda olduğunu ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, "Tabandaki bu uzlaşmayı gelin beraber güçlendirelim, yaygınlaştıralım. Şu anda bizi izleyen 77 milyon tüm enerjimizi daha güçlü, daha kardeş bir Türkiye için seferber edelim" dedi.
İktidara geldikleri 2002 yılı sonunda 230 milyar dolar milli gelirle yola çıktıklarını, şimdi ise 3 kattan fazlasıyla 820 milyar dolara ulaştıklarını hatırlatan Erdoğan, IMF'ye 23,5 milyar dolar borcu devraldıklarının, şu anda ise bu kuruma 5 milyar dolar borç vereceklerinin altını çizdi.
Erdoğan, 12 Eylül 2010'da yüzde 58 oy oranıyla kabul edilen anayasa değişikliği ile 12 Eylül darbesinin izlerinin silindiğini, bugün ise “27 Mayıs 1960 parantezi”nin artık kapandığını vurgulayarak, “27 Mayıs’ın bir vesayet aracı olarak Türkiye’ye dayattığı cumurbaşkanlığı anlayışı artık tedavülden kalkmıştır” dedi.
YETER SÖZ DE MİLLETİN
AK Parti’yi 14 ağustos 2001'de kurarken merhum Başbakan Adnan Menderes’in “yeter” ifadesine bir ilave yaparak, “yeter söz de milletin, karar da milletin” dediklerini anımsatan Erdoğan, bugün sözün de kararın da milletin uhdesine geçtiğini, miletin bizzat cumhurbaşkanını seçtiğini kaydetti.
Milletin sadece Türkiye Büyük Millet Meclisini değil, hükümeti değil cumhurbaşkanını tayin etme gücünü eline geçirdiğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Millet, Türkiye’nin istikametini artık kendisi bizzat belirlemeye başlamıştır. Bugün, dünden çok daha iyidir, emin olunuz yarınlar bugünden çok daha iyi olacaktır. Zira bugün Türkiye’nin gücüne güç katılmıştır. Bugün 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 hedefleri artık çok daha yakınımıza gelmiştir.
13 yıl önce AK Parti’yi kurduk, Rabbime ne kadar hamd etsek azdır. Bugüne kadar 9 seçime girdik, her birinden zaferle çıktık. Dikkat ediyor musunuz oylarımız hep yükselerek sandıklardan çıktık. Hemen hemen her seçimde bir balkon konuşması yaptım, aziz milletime seslendim. Her bir balkon konuşmamda gönül diliyle konuştum, aziz milletime her bir seslenişimde akıldan ziyade kalbin ve vicdanın kelimeleriyle seslendim. Meydanlarda, mikrofonların önünde, balkonda ne söylediysem 12 yıl boyunca hep söylediğimin arkasında durdum, sözüme vefanın mücaledesini verdim. Bu dokuzuncu konuşmamda da gönlümün, ruhumun, vicdanım hissiyatını sizlere aktarıyorum. Onun için bütün kalbimle ve samimiyetimle söylüyorum ki milletimiz için de, 77 milyonun her bir ferdi için de bu seçimin mağlubu yoktur, milletimiz için de bu seçimin kaybedeni yoktur. Kaybeden vardır, statüko kaybetmiştir. Elbette vesayet bugün en büyük mağlubiyetini yaşamıştır, elbette kirli siyaset ve siyasi güç odakları bugün ibretlik bir ders almıştır.“
"YENİ BİR TOPLUMSAL UZLAŞMA SÜRECİNİ HEP BİRLİKTE BAŞLATALIM"
Erdoğan, muhalefet partilerinin bugünden itibaren politikalarını gözden geçirerek, yeni Türkiye ile örtüşen bir muhalefet ve siyaset tarzını inşa etmeleri gerektiğine inandığını dile getirerek, “Ancak bize oy vermeyenler, bizi onaylamayanlar, bizi sevmeyenler bu seçimin mağlubu değildir, bugün onlar da kazanmıştır” ifadelerini kullandı.
“Kardeşlerim gönülden ifade ediyorum, bugün yeni bir toplumsal uzlaşma sürecini hep birlikte başlatalım” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:“Eski tartışmaları eski Türkiye’de bırakalım istiyorum. Gerilimleri, çatışma kültürünü, sanal sorunları eski Türkiye’de bırakalım istiyorum. Kardeşlerim, biz her adımda kendi iç muhasebemizi yaptık. Kardeşlerim, ‘yeni anayasa’ dedik değil mi? Kardeşlerim 326 milletvekiliyle Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda 3 kişiyle temsil edilmeyi kabul ettik. 3 diğer partinin toplamı 220 milletvekiliydi, onlar ise 9 kişiyle temsil edildi. Biz, neden bunu yaptık? İstedik ki derdimiz bağcıyı dövmek değil üzümü yemekti. Ne yazık ki başarılı olamadık. Neden? Çünkü, uzlaşma olmuyordu. En sonunda Meclis Başkanı açıklamasını yaptı. Burada bir şey vardı; uzlaşma kendi inandıklarını karşıya dayatma değildi. 47 maddede uzlaşıldı, altında imzalar var. Daha sonra 60 madde oldu, uzlaşıldı, altında 4 siyasi partinin imzaları var. ‘Hadi gelin bunu çıkaralım dedik’ yanaşmadılar. Üzüntüm var? Böyle olmaz. Türkiye’de muhalefet siyaha beyaz deme sanatı değildir, beyaza siyah deme sanatı değildir, onun için inanıyorum ki muhalefette kendisini check edecektir.”
Devletin borçlanma faizinin ve enflasyonun tek haneli rakamlara düşüklerini belirten Erdoğan, iktidara geldiklerinde, Ziraat Bankasının çiftçiye yüzde 59’la, Halk Bankasının ise esnafa yüzde 46-47 faizle kredi verdiği, bu oranın bugün 0-5 aralığına düştüğünü dile getirdi.
MUHASEBE ZAMANI
Bugünün, bu muhasebeyi yapma günü olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kırgınlıkları unutma günüdür, bugün demokrasi bayramında küslükleri, elimizin tersiyle itme günüdür. Bugün zihnimizdeki bariyerleden arınma, önyargılardan kurtulma, dayatılmış, öğretilmiş korkulardan sıyrılma günüdür. Bugün yeni bir Türkiye kurulurken, yeni bir başlangıç yapma, yeni bir toplumsal uzlaşmanın kapılarını aralama günüdür.
Paralel yapının tabanındaki ihlaslı, samimi, saf ve temiz kardeşlerime bir kez daha sesleniyorum, onların da kendilerini ve kendilerine öğretilenleri, dayatılanları sorgulamalarını bir kez daha rica ediyorum. İhlasla ve samimiyetle kendilerine yöneltecekleri her soru inanıyorum ki onların da bizi anlamalarını, bizim mücadelemizdeki iyi niyeti görmelerini sağlayacaktır. Bizim davamız şahsi bir dava değil Türkiye davasıdır. Ulusal güvenliğimizi kim tehdit ederse karşısında bizi bulacaktır. Bunu da bilmenizi istiyorum."
Davalarının, medeniyet, güçlü Türkiye, büyük Türkiye davası olduğuna işaret eden Erdoğan, "paralel yapı"nın tabanındaki her bir ihlaslı kardeşinin, kendileriyle aynı istikamete baktığını bildiğini vurguladı.
"Aradaki ihanet çetesini, ihanet şebekesini, vatanı ve milleti için değil başka ülke ve odaklar için çalışan yapıyı sorguladıklarında bariyerlerin ön yargıların kırılacağını çok iyi biliyorum. Beşer şaşar" diyen Erdoğan, lider bildikleri, hoca, alim, gönül dostu bildiklerinin zor zamanlarda maskelerini düşürüp içlerinde olanları ortaya dökebileceği söyledi.
"BUGÜN YENİ TÜRKİYE'NİN KURULUŞUNUN GÜNÜDÜR"
Kendilerine bedduanın ve beddua edenlerin arkasından gitmenin yakışmayacağını belirten Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:"Hazreti Ömer'in sorgulandığı bir dünyada hiç kimse sorgulanamaz değildir. Buna şahsım da dahil. Hiç kimse kusursuz, hatasız, günahsız değildir. Paralel yapıya gönül vermiş kardeşlerim de bugün Türkiye'de yeni bir sayfa açılırken kendi gönül dünyalarında yeni bir sayfa açsınlar istiyorum. Bugün yeni bir gündür. Bugün Türkiye için bir milattır. Bugün Türkiye'nin küllerinden doğuşunun, yeni Türkiye'nin kuruluşunun günüdür.
Altını çizerek ifade ediyorum. Şahsıma oy verenlerin değil, 77 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. 77 milyonu muhabbetle kucaklayan bir cumhurbaşkanı olacağım. Hayatım boyunca yaptığım gibi bütün siyasi mücadele sürecinde yaptığım gibi ülkesi, milleti, bayrağı için çalışan bir cumhurbaşkanı olacağım. Bugün hiç kimse hüzünlenmesin, bugün hiç kimse kaybetti ya da mağlup oldu hissine kapılmasın. Türkiye’nin yolu dünden daha çok aydınlıktır. Milletin istikameti düne göre çok daha parlaktır. Devletin ve milletin yıldızı düne göre elhamdülillah çok daha parlaktır."
Kendilerini bugünlere eriştiren Allah'a bir kez daha şükreden Erdoğan, 12. Cumhurbaşkanlığını makamını kendisine tevdi eden millete, meydanı hınca hınç dolduranlara, ekranları başında ve dünyanın farklı ülkelerde kendilerini izleyenlere teşekkür etti.
Seccadelerinin üzerinde, camilerde, evlerde, kuytularda kendileri için dua edenlere şükranlarını sunan Erdoğan, AK Parti teşkilatına, genel başkan yardımcılarına, Bakanlara, tüm il başkanlarına, sandık müşahitlerine, kadın ve gençlik kollarındakilere yürekten teşekkür ettiğini dile getirdi.
Seçim kampanyasında şarkılarına kendi ruh dünyalarını katan sanatçılara da teşekkür eden Erdoğan, bu sanatçılardan Murat Göğebakan’ı hakka uğurlandığını anımsattı.
Bu akşamda onu unutmasının mümkün olmadığını belirten Erdoğan, Göğebakan için ve seçim kampanyasında kendileriyle yürürken ebediyete intikal edenler ve şehitler için birer Fatiha duası okunmasını istedi.
Demokrasinin yücelmesine katkı bulunan siyasi partilere de teşekkür eden Erdoğan, “Bize destek veren başta CHP, MHP, HDP, Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi gönül vermiş kardeşlerim olmak üzere siyasi partilere ve onların mensuplarına da teşekkür ediyorum” diye konuştu.
"TÜRKİYE’Yİ BARIŞIN VE ADALETİN UMUDU OLARAK GÖREN KARDEŞİMİZE TEŞEKKÜR EDİYORUM"
Duaları için Gazze'nin mazlumlarına, Suriye’nin mazlumlarına teşekkür eden Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"İnşallah bu akşam itibarıyla Gazze'deki yaralı kardeşlerimizi Türkiye'ye aktarmaya başlıyoruz, buradaki hastanelerimizde inşallah onları tedavi altına alacağız. Rabbim şifalar versin. Türkiye’yi barışın ve adaletin umudu olarak gören ve bizim için hayır temennilerinde bulunan her bir dostumuza, kardeşimize teşekkür ediyorum. Bize bu toprakları, bu vatanı, bu bayrağı kutsal bir emanet olarak bırakan tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum. Rabbim çıktığımız bu kutlu yolculukta yar ve yardımcımız olsun. Rabbim bizi mahcup etmesin. 'Rabbim ülkemizi, milletimizi, kardeşlerimizi, dostlarımızı, insanlığı korusun, esirgesin' diye dua ediyorum. Gözün aydın Türkiye. Teşekkürler Türkiye. Allaha emanet olasın Türkiye.”
"Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" vurgusu yapan Erdoğan, konuşmasının sonunda AK Parti önünde toplanan kalabalıkla "Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana her şey seni hatırlatıyor, bana her şey Türkiye'yi hatırlatıyor" dizilerini söyledi.
KIRGIZİSTAN CUMHURBAŞKANI ATANBAYEV
Seçimlerin ve yeni Türkiye'nin hayırlı, Allah'ın yar ve yardımcıları olmasını dileyen Erdoğan, daha sonra Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atanbayev'i konuşma yapması için davet etti.
Seçimlerin tüm Türkiye ve millet için hayırlı olmasını dileyen Atanbayev, bu seçimden sonra Türkiye'nin daha da büyüyüp gelişeceğini, artık eskisi gibi olmayacağını söyledi.
"12 sene önce zayıf, kredi ve borç bile bulamayan, gündemi belirlenen Türkiye bulunduğunu, şimdi güçlü, başka ülkelere yardım eden, kredi veren Türkiye bulunduğunu" anlatan Atanbayev, bu reformların mimarının, Türkiye'nin lideri Recep Tayyip Erdoğan olduğunu vurguladı.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atanbayev, "Aziz kardeşlerim, Allah Türkiye'yi korusun, Allah Türkiye'ye birlik ve istikrar versin" dedi.
Bugün milletin iradesinin sandıklarda ortaya çıktığını, Recep Tayyip Erdoğan'ın seçildiğini belirten Atanbayev, herkesin milletin kararına saygı duyması gerektiğini söyledi.
Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atanbayev, konuşmasını, "Allah Türkiye'nin yolunu açsın, iyilik, bereket, mutluluk versin. Yaşasın Türkiye, yaşasın Kırgız-Türk dostluğu" temennisiyle bitirdi.
NOTLAR
Resmi olmayan sonuçlara göre Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan, ailesiyle birlikte Genel Merkez binasınının balkonundan halkı selamladı.
Erdoğan'ın, 40 dakika süren konuşması boyunca vatandaşlara “kardeşlerim” diye hitap etmesi dikkati çekti. Vatandaşların büyük sevgi gösterisinde bulunduğu Erdoğan’ın konuşması sık sık “Recep Tayyip Erdoğan” şeklindeki sloganlarla kesildi.
Erdoğan, konuşmasını tamamladıktan sonra, Kırgızistan Devlet Başkanı Atambayev’i konuşma yapmak üzere parti binasının balkonuna davet etti.
Atambayev, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçilmesi dolayısıyla tebrik etti ve ardından halka kısa bir konuşma yaptı.
Erdoğan, daha sonra, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Bülent Arınç, Ali Babacan ve Emrullah İşler, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dışşileri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Çevre Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Orman ve Suişleri Bakanı Veysel Eroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AK Parti Genel Sekreteri Haluk İpek, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Şahin, Hüseyin Çelik, Abdulhamit Gül, Numan kurtulmuş, Salih Kapusuz, Mustafa Şentop, Süleyman Soylu, Nükhet Hotar, Nurettin Nebati ve Yasin Aktay, AK Parti Grup Başkanvekilleri Belma Satır, Mustafa Elitaş, Nurettin Canikli, Ahmet Aydın ve Mahir Ünal, Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Gençlik Kolları Başkanı Zafer Çubukçu halkı selamladıktan sonra parti binasına geçti. Erdoğan’ın konuşmasını çok sayıda vatandaş dinlerken, partililer kutlamalar kapsamında havai fişek gösterisi de düzenledi.