Erzurum’da Salı günü yaşanan, Yoncalık’ta toprak damlı bir evin çökmesi sonucunda bir kişinin yaşamının yitirdiği, bir kişinin ise ağır yaralandığı olay, Erzurum’un Büyükşehir sıfatını, gerçek manasında taşıyıp taşımadığının sorgulanması gerektiğini bir kez daha ortaya çıkardı.
GERÇEKTEN BÜYÜKŞEHİR MİYİZ?
Bilgi çağı olarak adlandırılan 21’inci yüzyılda, örneği ancak, 3’üncü dünya ülkelerinde görülebilecek bu olay, Erzurum’da pek çok semtte insanların hangi şartlarda yaşadığını ortaya koyarken, insan hayatı için tehlike ve tehdit oluşturan toprak damlı evlerin kentsel dönüşüme rağmen hala denetlenerek iskana kapatılmamış olması gerçeğini de gün yüzüne çıkardı.
ACI GERÇEK
Yoncalık, Çırçır gibi kent merkezinde bulunan, Taşmescit, Veyisefendi, Habipefendi, Hasani Basri, Edip Somunoğlu, gibi kent civarını oluşturan semtlerde hala toprak damlı evler bulunuyor. Ne acı ki bu evlerin çoğunda insanlar yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Acı gerçek ise, bu evlerin hala iskana kapatılmamış olması ve insanların hayat tehlikesine rağmen bu evleri kullanmak durumunda bırakılmaları..
HAYDİ GÖREVE
Yoncalık olayı, 1980-1994 yıllarında ıslah imar Planı kapsamına alınan, gecekonduların yoğunluklu olduğu 17’ye yakın semtin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha kalıcı biçimde Erzurumlulara vurguluyor. Yoncalıkta 80 yaşında bir toprak damlı evin altında yaşamını yitiren Emine Cancan teyzenin ruhu da, Erzurum’da böylesi bir denetim bekliyor…