Başbakan Ahmet Davutoğlu, " Bizim size vereceğimiz teminat şudur. Başbakan olarak ben size şu sözü verebilirim, önümüzdeki 4 yıl içinde, gelecek seçimlere kadar bu istikrar ortamı sürecektir." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "1 Kasım seçimleri kesinlikle tek parti iktidarının oluşması nedeniyle bizde bir rehavet oluşturmamıştır. Aksine sorumluluğumuzu artırmış, üstlendiğimiz sorumluluğun gereği olacak olan çalışma tempomuzun da artmasını gerekli kılmıştır" dedi.
Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen yemekte, iş dünyası ve çalışma hayatı temsilcileriyle bir araya geldi.
DAVUTOĞLU İŞ DÜNYASI’NA SESLENDİ
Başbakan Davutoğlu, burada yaptığı konuşmada, 1 Kasım seçimleri sonrasında tek parti iktidarı olma imkanı oluşunca hem seçim beyannamesinde söz konusu olan vaatlerin hayata geçirilmesi hem de Türkiye'nin ihtiyaç hissettiği reformların yapılabilmesi için yoğun bir tempoyla çalışmaya başladıklarını söyledi.
KANAAT ALMA SÜRECİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümeti kurmakla görevlendirmesine kadar geçecek süreçte bütün çalışmalar için teknik ve teorik hazırlıkların tamamlanması talimatını verdiğini ifade eden Davutoğlu, hükümet programı yazılmasına geçmeden önce, daha önceki hükümet oluşumlarından farklı olarak iş ve emek dünyası ve büyük kitle örgütlerinin temsilcileriyle buluşup, onların kanaatlerini almayı arzu ettiklerini belirtti.
1 KASIM SEÇİMLERİ SONRASI
1 Kasım seçimi sonuçlarının ardından ortaya 4 yıllık bir siyasi tablonun çıktığını ve daha uzun sürecek bir istikrarın oluştuğunu ifade eden Davutoğlu, "Tabii 4 yıldan sonra da istikrar devam edecek ancak daha önceki dönemlerden farklı olarak bu 4 yıl içinde farklı bir seçim kesintisi olmayacak. Halkımız derin vicdanı, ortak aklı, 7 Haziran'dan bu yana yaşananlardan edinilen tecrübeyle 1 Kasım'da siyasi istikrar yönünde çok güçlü bir irade sergiledi. Ben her şeyden önce bütün vatandaşlarımıza dünyada ender görülen bir katılım oranıyla Türkiye'nin kaderine mühür vurma anlamında gösterdikleri kararlı irade nedeniyle teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
GÖSTERİLEN TEVECCÜH
Davutoğlu, ortada bir teveccüh varsa aynı zamanda sorumluluğun da olduğunu, sorumluluk olduğu takdirde bunu paylaşma yönünde bir tavır sergilemenin de zaruri olduğunu dile getirdi.
"1 Kasım seçimleri kesinlikle tek parti iktidarının oluşması nedeniyle bizde bir rehavet oluşturmamıştır. Aksine sorumluluğumuzu artırmış, üstlendiğimiz sorumluluğun gereği olacak olan çalışma tempomuzun da artmasını gerekli kılmıştır" ifadesini kullananDavutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:"Bu çerçevede planlamaları yaparken, hükümet programı yazımı aşamasında farklı siyasi kanaatlere, farklı çıkar gruplarına hitap etmek üzere bütün ilgili arkadaşları bir masa etrafında buluşturalım, her kesimi dinleyelim. Onlarla bazı farklı kanaatler ortaya konacak. Biz bunlardan istifade edip en optimum noktada bu talepleri karşılamak için çaba sarf edeceğiz. Şundan emin olalım ki 2008 ekonomik bunalımı kapsamı ve derinlik itibariyle 1929 ekonomik bunalımından çok daha derin ve çok daha geniş kapsamlı olması hasebiyle hepimizin dikkatlice üzerinde düşünmek, sonuçlarını hep beraber tezekkür etmek zorunda olduğumuz bir süreçtir. Bu hafta sonunda dünyanın en önemli ekonomik aktörleri G20 zirvesi dolayısıyla Antalya'da misafirimiz olacak ve bu konular Türkiye'de Türkiye'nin önceliğinde tartışılmış olacak. G20 sürecine katkıda bulunan sivil toplum kuruluşlarımıza da teşekkür ediyorum. O zaman böylesine kritik bir süreçten geçiyorsak hepimiz ait olduğumuz, temsil ettiğimiz toplum kesimlerinin ötesinde, bizler de ait olduğumuz siyasi tabanın ötesinde, bütün bir ülkenin geleceğiyle ilgili makul, rasyonel, ortak kader bilincine dayalı bir perspektif geliştirme zaruretiyle karşı karşıyayız. Demokratik rekabetin gereği olarak bizler siyasiler olarak size alternatifler sunacağız. Nitekim sunduk. 1 Kasım'da bizim sunduğumuz vizyon alternatif, perspektif ve vizyon büyük bir kabul gördü ve demokrasilerde az rastlanır oranla tekrar emaneti devraldık."
Davutoğlu, üzerinde çalıştıkları bir perspektifin olduğunu, öncelikle bu ekonomik kriz ve ülke etrafındaki jeopolitik kriz ortamında makroekonomik dengelerinin sağlam bir temelde muhafaza edilmesi gerektiğini dile getirdi.
MAKROEKONOMİK DENGELER
"Türkiye'nin bugünkü makroekonomik dengeleri, dışarıdan gelebilecek her türlü şoka dayanıklılığını defalarca test etti. 1 Kasım'dan sonra da bu dengeler olumlu yönde bir trend takip ettiler. Bu konuda bir kaygımız yok. Eğer biz ekonomimizi ve siyasetimizi yeniden yapılandırmaz ve yeni bir ruhla reform bilincini her kesime yayamazsak bir süre sonra bu makroekonomik dengeler bize kalıcı ve sürdürülebilir bir kalkınmayı beraberinde getirmeyebilir" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti: "Reaktif olarak bir ekonominin kendini koruma kapasitesi ayrıdır, aynı ekonominin proaktif olarak büyüme kapasitesi göstermesi ayrıdır. Öyle bir ekonomik süreçten geçiyoruz ki büyüyemeyenler durdukları yerde saymıyorlar, geriye doğru gidiyorlar. Biz, süratle ekonomi kapasitesini hep beraber genişletecek tedbirleri alma zorunluluğu ile karşı karşıyayız. Önümüzdeki dönemde kalkınmanın, gerçek anlamda dünya ile rekabet eder bir ekonomik performansın gösterilmesi için siyasi perspektifi yansıtan 4 saç ayağını, ana omurgayı hepimizin kabul ettiği kanaatindeyim. Birincisi öngörülebilir bir siyasi düzen. Demokratik, özgürlüklere dayalı ve gelecek perspektifi olan bir siyasal düzen olmaksızın bu küresel kriz ortamında karar almakta mümkün olmaz, o kararı uygulamak da mümkün olmaz. 7 Haziran'dan 1 Kasım'a olan dönemde biz halkımıza vadettiğimiz gibi Türkiye'yi yönetimsiz bırakmadık ama bir çok konuda kaygıların ne kadar arttığını da gördük. 1 Kasım seçimlerinde halk, öngörülebilir bir siyasal düzeni, yani istikrarı teminat altına almış ve hepimize bir ev ödevi vermiştir. Sadece siyasete verilen bir ev ödevi değil. İş dünyamıza ve emek dünyamıza da verilen bir ev ödevi. Bizim size vereceğimiz teminat şudur. Başbakan olarak ben size şu sözü verebilirim, önümüzdeki 4 yıl içinde, gelecek seçimlere kadar bu istikrar ortamı sürecektir. Hiç kimsenin Türkiye'nin siyasal geleceği bağlamında öngörülebilirlik konusunda kaygısı olmaması icap eder. Biz size bu taahhütte bulunuyoruz."
İSTİKRAR VE GÜVEN ORTAMI
Davutoğlu, istikrar ve güven ortamının çok önemli olduğunu, terörle mücadele sürerken aynı zamanda dünyadaki en güvenli seçimlerden birini yaptıklarını dile getirdi.
Seçimlerde hiçbir olayın olmamasının bir başarı hikayesi olduğunu anlatan Davutoğlu, "Üzerinde çok konuşulması gerekirken maalesef yeterince üzerinde durulmadı. Bir yabacı dostum tebrik için aradığında ‘En takdir edilen şey bu kadar yüksek katılım ve bu katılım içinde hiçbir güvenlik sorununun yaşanmaması terörle mücadele eden ülkede' dedi. Bu başarıyı gerçekleştiren bütün güvenlik birimlerimiz ve halkımızın her kesimine teşekkürü borç biliyorum. Aynı zamanda bu bir demokratik kültür bilincidir" diye konuştu.