Aziziye ilçesinde kızı ve eşi kızının nişanlısı tarafından öldürülen acılı kadın, cinayet anını anlattı. Songül Şengel, zanlı ile aralarında hiçbir problem olmadığını söyledi.
Erzurum’un Aziziye ilçesi Bahçelievler Mahallesi’nde geçen hafta meydana gelen olayda, hayvancılık yapan A.Y. (22), nişanlısı Burcu Şengel’i (18) evine giderek kaçırmak istedi. Kendisine engel olmak isteyen baba Salih Şengel (62) ve nişanlısı Burcu Şengel’i bıçaklayarak öldüren A.Y., anne Songül Şengel’i elinden, komşuları Hayati Hıra’yı da bacağından bıçaklayarak yaraladı. Daha sonra kendilerine ait ahırda yakalanan A.Y. tutuklanırken, cinayet anında yardım ettiği iddia edilen amcasının oğlu Ö.Y. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Cinayet anını anlatan anne Songül Şengel, A.Y.'nin daha öncesinde kızını kaçırdığını ve devlet eliyle kızlarını geri aldıklarını söyledi. Şengel, “Daha öncesinde kızımı kaçırdı. Kızın yaşı küçük olduğu için devlet bize kızımızı geri verdi. Karşı tarafın ailesi 'Siz almayın, kızı alamazsınız, kız bizim hakkımız' dediler. Daha sonra kızı devlet geri verdi, gittik aldık. Daha sonra kızı verelim, bu işin sonu kötü olur dedik. Geldiler sözleştik yüzük takıldı, sürekli gelip gidildi. Hiçbir problemimiz yoktu. Kızın abisinin düğünü vardı, ona geldiler, hep birlikte bar oynadılar. A.Y. düğünde kızımla dans etti. Sonra çıktı gittiler. Perşembe günü A.Y. geldi. Ben de o sırada merdivenleri siliyordum. 'Anne ne yapıyorsun?' dedi elimi öptü. O sırada baba namaz kılıyordu, kız da mutfakta yemek yapıyordu. A., Burcu’nun yanına mutfağa gitti. Mutfak penceresinin camı açık olduğu için konuşmalarını duydum. O sırada bir şeyler konuşuyorlardı. Burcu 'Hayır olmaz annem dedi' diye bir şeyler söyledi. Sonra A. evden hızla çıktı, ben de 'Oğlum gidiyor musun?' diye sordum hiç cevap vermedi. Sonra birden kızın belinden tutarak arabaya doğru götürmeye çalıştı. O esnada Burcu, 'Anne baba kurtarın beni' diye bağırdı. Ben de kızımı kurtarmak için peşine gittim. A. beni ittirdi yere düştüm. Kız hemen eve doğru kaçtı, odasına gitti kapıyı kilitledi. A., kızın kaçtığını görünce hemen arabaya yöneldi. Arabadan 3 tane bıçak aldı. Komşumuz Hayati Hıra engel olmak isteyince onu bıçakladı. Sonra kızın babası namaz kılmış geliyordu. A.'nın amcaoğlu eşimin ellerinden tuttu. A. de babayı bıçakladı. Bana 'Songül ben bıçaklandım' dedi. Komşumuz Hayati Hıra da 'Ben de bacağımdan bıçaklandım, Salih abi beni de bıçakladı' dedi. O esnada bir baktım ki A. kızın odasının kapısını zorluyor. Epey zorladıktan sonra Burcu sedirin üzerindeydi onu yere indirip koluyla kafasını tuttu, sonra bıçaklamaya başladı. Sonra küfür ederek dışarıya çıktı. Burcu yavaşça yerden kalkmaya çalıştı, ben de 'Kızım ne oldu' diye sordum. Kızım ağzından kan çıkarken 'Anne' dedi, daha da bir şey diyemedi kızım. Bir şey söyleyecekti ama söyleyemedi” dedi.
“BENİM ÇOCUĞUM MEZARDA, O DA CEZAEVİNDE YATACAK”
Kızı ve eşini öldüren A.Y.'yi Allah’a havale ettiğini söyleyen anne Songül Şengel, “Benim çocuklarımdan uzak dursun. Onun ölene kadar cezaevinden çıkmasını istemiyorum. Benim çocuğum mezarda yatacak, o da orada yatacak” diye konuştu.
“BU CİNAYETİN ÖZGECAN CİNAYETİNDEN FARKI YOK”
Acılı ağabey Alim Şengel ise, kardeşinin defalarca bıçaklanarak öldürüldüğünü ve bunun bir katliam olduğunu belirterek, “Bu cinayetin Özgecan cinayetinden hiçbir farkı yok. Hep aynı yani. Biz devlet büyüklerimizden bizlere yardım etmelerini bekliyoruz” dedi.
Kardeşi ve babasını öldüren A.Y. için 5 avukatın savunma yapacağını söyleyen ağabey Şengel, “Bunu savunan o avukatlarında ellerini vicdanlarına koymalarını bekliyoruz. Bu avukatlık diplomasına bir lekedir. Ahlakı ve vicdanı olan bir insan bunu savunamaz. Para için almış savunuyor, bu hangi vicdana sığar” diyerek tepkisini dile getirdi.
“KARDEŞİM ÖLMÜŞ, POLİS BANA KİMLİK SORGUSU YAPIYOR”
Haberi alır almaz hızla eve geldiğinde ikinci bir şok yaşadığını ifade eden Suat Şengel, yaşadıklarıyla ilgili şikayetçi olacağının altını çizerek şöyle konuştu:
“Haberi alır almaz hemen eve geldim. Gelir gelmez bir baktım ki evimizin önünü polisler ve ambulans sarmış. Direkt içeriye girdim kardeşimi görür görmez dışarıya çıktım. Ben o anda ağlıyorum, feryat ediyorum buradaki polislerden bir tanesi gelip bana diyor ki kimlik numaranı ver sorgulama yaptıracağım. Bende aynı şöyle söyledim; 'Benim canım yanmış içeride iki cenazem var, siz bana nasıl sorgulama yapıyorsunuz' dedim. Kardeşimle bizim kimliklerimizi alıp sorgulama yapıyor. Daha sonra geliyor, nerenin polisi olduğunu soruyoruz, kaçıyor dışarıya. Biz de öğreniyoruz ki bu ilçenin bir polisi. Özellikle biz bunlarla ilgili Ilıca’nın kaymakamı ve emniyet müdüründen şikayetçiyiz. Bizim acımızda ne kapımızı çaldılar ne de emniyetten birisi geldi de tehdit mi alıyorsunuz diye sordu.”