Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Soma'yı yalnız bırakmayacağız. Madencilerimizi, ailelerini yalnız bırakmayacağız. İnşallah yaraları sardık, sarıyoruz, milletçe onları her an hatırlayacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, emniyetteki paralel yapı şüphelilerinden birinin "Bizim üstlerimiz, Başbakana bilgi verdi" dediğini kaydederek, "Şimdi buradan sesleniyorum, zerre kadar sizde onur varsa, haysiyet varsa, Başbakana kim bilgi vermiş, onları da açıklayın. Çünkü namuslu davranmayı öğretmedi size Pensilvanya. Size 'Takiye de yapabilirsiniz' dedi. 'Yalan da söyleyebilirsiniz' dedi. İftira da atabilirsiniz' dedi" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Manisa mitingine, Manisalılara selamlarını ileterek başladı. Bu yıl, mübarek Ramazan Bayramı'nı çok hüzünlü geçirdiklerini belirten Erdoğan, bu yılın, öncekilerden çok farklı ve hüzünlü olduğunu kaydetti. Komşu ülkelerdeki, yakın coğrafyadaki kardeşlerin maruz kaldığı zulmün içlerini acıttığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'deki trafik kazalarının da kendilerini kedere sevk ettiğini söyledi.
Özellikle Soma'daki maden kazasında hayatını kaybedenlerin yokluğunu ramazanda ve bayramda daha derinden hissettiklerini dile getiren Erdoğan, "Soma'da hayatını kaybeden 301 işçi kardeşimizi bugün burada, bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Mekanları inşallah cennet olsun. Onların eksikliği içinde buruk bir bayram yaşayan ailelerine tekrar sabır ve başsağlığı diliyorum. Kardeşlerim, acımız büyük, kaybımız" diye konuştu.
Erdoğan, 13 Mayıs'ta meydana gelen elim kazanın sadece Soma ve Manisa'da değil, 81 vilayet ve hatta dünyadaki tüm dost ve kardeşler nezdinde büyük bir üzüntüyle karşılandığını belirtti.
Olayı haber alır almaz, bütün imkanlarla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, danışmanlarının, bürokratların, ertesi gün de kendisinin, Başbakan Yardımcıları ile Soma'ya geldiklerini ifade eden Erdoğan, çalışmalara başladıklarını, incelemeleri yaptıklarını, ancak tüm çabalara rağmen 301 kişiyi Hakk'a uğurladıklarını kaydetti.
Maden ocağının özel sektöre ait olduğuna dikkati çeken Erdoğan, kazanın hemen ardından sorumlularla ilgili idari ve adli soruşturmalar başlatıldığını hatırlattı.
Soma'da hayatını kaybedenlerin yakınları için yasal düzenlemenin halen TBMM'de bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Türkiye genelindeki madencilerin şartlarını düzelten çok köklü düzenlemeleri de bu yasayla getiriyoruz. Şu anda CHP, MHP ve HDP, bu yasayı yavaşlatmak için ellerinden geleni yapıyor. Ama biz, 'Siz yasayı engellemek istiyorsunuz, tatil yok' dedik, 'Bu yasa çıkacak' dedik. 'Yaz dönemi, seçim dönemi olmasına rağmen Meclis bu yasayı çıkarıncaya kadar çalışacak, çıkardıktan sonra tatile girilecek' dedik" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Soma'da hayatını kaybedenler için Türkiye'nin seferber olduğunu ve 47 milyon lira yardım toplandığını anlatarak, bu paranın vefat edenlerin ailelerine 156'şar bin lira olarak teslim ettiklerini belirtti.
Doğuş Holding'in, 301 madencinin her birinin ailesi için konut inşa edeceğini ve madencilerin çocuklarına eğitim ve öğretim bursu vereceğini bildiren Erdoğan, SGK'nın ailelere maaş bağladığını, bağlanamayanlara da TBMM'de görüşülen yasayla maaş bağlanacağını aktardı.
"SOMA'YI YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ"
SGK borçlarının silineceğini, madencilerin her birinin bir yakınının kamuda istihdam edileceğini anlatan Erdoğan, madenci yakınlarına ve o madende çalışanlara 6 ay boyunca maaşlarının ödenmesine başlandığını ifade etti.
Diğer madenlerde çalışan ve maaş alamayan işçilere de 3 ay maaş ödeneceğini kaydeden Erdoğan, "Bu arada, Soma esnafını da destekledik. Esnaf ve KOBİ'lere sıfır faizle kredi desteği sağladık. Soma'yı yalnız bırakmayacağız. Madencilerimizi, ailelerini yalnız bırakmayacağız. İnşallah yaraları sardık, sarıyoruz, milletçe onları her an hatırlayacağız" diye konuştu.
Bir özel kuruluşun da 301 daire sözü verdiğini, bu daireleri de yaparak, ailelere vereceklerini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Bir kez daha 301 kardeşimize Rabbimden rahmet niyaz ediyor, Soma'nın, Manisa'nın çevre illerin başı sağolsun, diyorum. Tabii şurada, ben hep baretli kardeşlerimi görürdüm. Fakat bu defa baretli kardeşlerim burada yoklar. Ama biliyorum ki onların ruhaniyeti burada, onların yine arkadaşları burada. Onları görüyorum. Bunu bile bu CHP, bu MHP istismar ettiler. Fakat bu dünyada, şu bilinsin ki, siyasette istismarın karşılığı yoktur. Sandıkta her zaman tokadı yemeye bunlar mahkumdur."
"GÜÇLÜ DESTEĞE" TEŞEKKÜR
Erdoğan, Manisa'nın kurulduğu günden itibaren her zaman AK Parti'nin yanında olduğunu söyleyerek, "Allah hepinizden razı olsun. Hanım kardeşlerim, erkek kardeşlerim bizi yalnız bırakmadınız. 30 Mart'ta Manisa, Büyükşehir Belediye Başkan adayımıza yetki vermedi. Keşke verseydi. O yetkiyle, inanıyorum ki Manisa çok daha farklı olacaktı. Fakat, bu süreç içerisinde bunu da görecekler. Kardeşlerim yüzde 37 oy oranıyla verdiğiniz güçlü desteğe de teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Erdoğan, on gün sonra önemli bir seçim olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:"10 Ağustos'ta cumhur, yani millet başkanını seçecek. O eski tartışmaları, krizleri, karmaşayı artık geride bırakıyoruz. Meclis'te aylar boyunca devam eden konuları, keyfi uygulamaları, kimi zaman hukuksuzluğa varan eylemleri artık geride bırakıyoruz. 2007'de millete gittik, Anayasa'yı değiştirdik. 'Artık cumhurbaşkanını millet seçecek' dedik. Türkiye yüzde 69'la evet dedi. Manisa bu değişikliğe yüzde 60'la evet dedi. İşte şimdi, o değişiklik hayata geçiyor. Şimdi halk sandığa gidiyor, milli irade tecelli ediyor. Cumhur kendi hür iradesiyle cumhurbaşkanını tayin ediyor. Vekil yok, kendi, bizzat, o seçiyor."
"İHANET ŞEBEKESİNE PAYANDALIK"
"Bu seçimde CHP ve MHP'nin bir araya geldiğini, Pensilvanya ihanet şebekesini de yanlarına aldıklarını, bir ortak aday çıkardıklarını" anlatan Erdoğan, sonra da irili ufaklı, toplam oy oranları yüzde 1'i bulmayan partilerin de bu ekibe dahil olduğunu söyledi.
Erdoğan, şunları kaydetti:"Dikkatinizi çekiyorum, MHP kimlerle bir araya geldi? Ey MHP'ye gönül veren kardeşlerim, Sosyalist İşçi Partisi ile Devrimci Halk Partisi ile... MHP kiminle bir araya geldi? MHP'nin milletvekillerini, il başkanlarını dinleyen, MHP'ye tuzak kuran, şantaj yapan Pensilvanya'yla bir araya geldi. Kim bu Pensilvanya? Ülkesine ihanet eden bir şebeke. Ülkesinin sırlarını kaydeden, belki de bunları istihbarat örgütlerine veren bir şebeke. Kim bu Pensilvanya? Ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını, bakanlarını, Genelkurmay Başkanını, kuvvet komutanlarını, MİT Müsteşarını dinleyen, ülkenin en mahrem bilgilerini elde eden bir şebeke... Ya Bahçeli, hani siz milliyetçiydiniz, hani siz vatanseverdiniz? O zaman bu ihanet şebekesine neden payandalık yapıyorsunuz? Düşünebiliyor musunuz, ulusal güvenliğimizi tehdit eden, böyle bir şebekeyle beraber hareket ediyorlar. Şimdi çıkmış Türkmenler üzerinden istismar siyaseti yapmaya çalışıyor.
Biz, Suriye'de Türkmenlere yardım ulaştırmaya çalışırken bu Pensilvanya'nın uzantıları gitti, Adana'da MİT'in tırlarına baskın yaptı. Ey Bahçeli, ya sen bu milleti enayi mi zannediyorsun? Çıkıyorsun millete, utanmadan, sıkılmadan Türkmeneli'ni ihmal ettiğimizden bahsediyorsun, Türkmenleri ihmal ettiğimizden bahsediyorsun. Senin hayatında bugüne kadar Türkmenlere gram desteğin oldu mu ya, bunu söyle. Ey Bahçeli, Türkmenleri bu kadar düşünüyordunuz da Adana'ya neden sesiniz çıkmıyor? Pensilvanya'ya neden kapı kulu oluyorsunuz?"
Erdoğan, MHP Genel Başkanı ve parti yönetiminin çok zor durumda olduğunu, ne yapacaklarını bilmez halde bulunduklarını söyleyerek, "Yanlış bir yola girdiler, oradan çıkamıyorlar. CHP ve Pensilvanya bu MHP yönetimini aldı, uçuruma doğru sürüklüyor. MHP Genel Başkanı da sabah akşam hakaret ederek, terbiye dışı, ahlak dışı hakaretler sarf ederek, beceriksizliğini, başarısızlığını örtmeye çalışıyor. İyi de ne kadar örteceksin Bahçeli? Öyle bir aday buldunuz ki evlere şenlik. Mızrak çuvala sığacak gibi değil" ifadelerini kullandı.
"BU MİLLETİN YABANCISI"
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun Edirnekapı Şehitliği'nde Mehmet Akif Ersoy'un kabrini ziyarete gittiğini hatırlatan Erdoğan, İhsanoğlu için, "İstiklal Marşı ile Çanakkale Şiiri'ni birbirinden ayıramayacak kadar bu ülkenin, bu milletin yabancısı" dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:"Sıkılmadan, bugün bir açıklama daha yapıyor, o da çok enteresan. Diyor ki, 'Yalancının mumu yatsıya kadar yanar'. Ey Ekmel, şunu bil, bu Başbakan, 12 yıldır başbakanlık yapıyor bu ülkede. 4,5 yıl da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptı. Senin hayatın sorumsuzluk içinde geçti. Benim hayatım ise milletime sorumlu olarak geçti. Aramızdaki fark bu. Sen salla başını al maaşı, böyle gittin. Ama ben öyle gitmedim. Ben milletime hesap vere vere buralara geldim. Daha alışacaksın. Bak seni oraya sürenler aday olamadı. Niye, çünkü onlarda ne ararsan vardı. Seni, tuzağa sürdüler, sen de o oyuna geldin. Çünkü Pensilvanya tuzağı iyi kurmuştu."
"BAŞBAKANA KİM BİLGİ VERMİŞ, AÇIKLAYIN"
Erdoğan, "paralel yapı" ile ilgili olarak daha önce "Bunların inlerine gireceğiz" dediklerini hatırlatarak, şunları söyledi:"Girdik mi? Devam ediyor, daha bitmedi. Şimdi, onlardan bir tanesi diyor ki, 'Bizim üstlerimiz, Başbakana bilgi' verdi. Şimdi buradan sesleniyorum, zerre kadar sizde onur varsa, haysiyet varsa, Başbakana kim bilgi vermiş, onları da açıklayın. Çünkü namuslu davranmayı öğretmedi size Pensilvanya. Size 'Takiye de yapabilirsiniz' dedi. 'Yalan da söyleyebilirsiniz' dedi. İftira da atabilirsiniz' dedi. Siz öyle geldiniz ve bu ülkeyi, bu devleti, bu ümmeti, bu toplumu siz bölmeye çalıştınız. Ama bu süreç devam edecek. Bu kardeşiniz eğer cumhurbaşkanı olursa, bu can, bu tende oldukça bu mücadele devam edecek."
BİZ İŞ VE ESER ÜRETTİK
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bahçeli, sabah akşam hakaret üretirken, biz 12 yıl boyunca iş ürettik. CHP'nin genel müdürü sabah akşam fitne üretirken, yalan, iftira üretirken biz eser ürettik" dedi.
Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, Mehmet Akif'in mezarı başında yaptığı açıklamaya değinerek, "Düşünebiliyor musunuz? Geliyor kabre, kabrin başında kitabede bir dörtlük var. Oradaki dörtlük; 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmazki feda. Şühada fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı bütün varımı alsın da hüda. Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Ekmel, bak benim Manisalı kardeşim nasıl biliyor bu işi. Nasıl biliyor" ifadesini kullandı.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:"Bir de ne diyor biliyor musunuz? Bunu 'herhalde' diyor. 'Çanakkale Şehitlerine şiirindendi' diyor. Şimdi ben tabii işi öğrendim. Biz, biliyorsunuz, 'Kılıçdaroğlu, akşam başka, sabah başka' dedik. Şimdi bu da aynen onun gibi oldu. Akşam başka, sabah başka. Ertesi gün tabii şeyler gelmeye başlayınca sosyal medyadan filan, bu şimdi güya düzeltecek. Bu sefer ne diyor biliyor musunuz? 'Ben öyle bir şey demedim' diyor. Çakma ya. 'Ben öyle bir şey demedim' diyor. Ben diyor, 'Bu beyiti okudum, şehitlere yönelik bir beyit' Bir dakika. İnceliği kaçırıyorsunuz. Bir defa bu bir dörtlük. Dörtlük edebiyatta kıtadır. Beyit değil. Beyit iki mısradan oluşur, iki mısradan. Ey Ekmel, sen profesör olmuşsun ama..."
Daha sonra İhsanoğlu'nun, Mehmet Akif'in mezarı başında yaptığı açıklamanın görüntülerini izleten Erdoğan, "Ey Ekmel, kim yalan söylüyor? Buyur, ispat burada. İspat burada. Anında yakalarız anında. Bu iş öyle kalkıp ders anlatmaya benzemez" diye konuştu.
"Seni İslam Konferansı Örgütü'ne gönderdik, orada da bizi rezil ettin" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Suudi Arabistan kaç kez 'Şunu görevden alın, başka bir Türk gönderin" ikinci dönemde... Açık söylüyorum. Bana da Cumhurbaşkanımıza da Dışişleri Bakanına da 'Beni savunmuyorsunuz' diye yalvarmıştır. Böyle. Neymiş, 'Bana şeref madalyası taktılar.' Gidiyorsun diye taktılar sana şeref madalyasını, senden kurtuluyoruz diye taktılar onu. Dürüstlük diye bir şey yok. Bak üç tane şahit veriyorum. Cumhurbaşkanımız, ben ve Dışişleri Bakanımız. Üçümüze de Suudi Kralı da Dışişleri Bakanları da 'Bunu alın da buraya bir başkasını verin' diye ikinci dönemde bizden rica etmişlerdir. Bu kendisi bizzat bana 'Beni savunmuyorsunuz' diye dert yanmıştır. Dedik, 'Bizim ilişkilerimizi bozuyorsun. İlişkilerimizi bozuyorsun'. Çek şanınla ayrıl buradan. Ama tabii oradaki koltuk bırakılır mı? Tabii para da iyi. Bırakılır mı? Bırakamadı. Bunlar böyle. Bunu tabii ne Kılıçdaroğlu bilir, ne Bahçeli bilir. Ama biz bunları yaşadık. Fakat bundan dolayı da Allah'a hamd ediyorum ki karşımızda böyle bir rakip var. Rakip de değil aslında ya. İnşallah, şimdi de kendi göre bazı anket neticeleri açıklıyor. 10 Ağustos'a kadar bunlarla biraz tatmin olsun."
"Bunların projesi daha baştan ölü doğdu" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ne diyordu Bahçeli? 'Evinin önüne çocukları göndereceğim, Andımız'ı okuyacaklar' diyordu. Hani kaldırdık ya. Hani Andı kaldırdık ya. Onu, benim evimin önüne gönderecekmiş çocukları, orada benim evimin önünde okuyacaklarmış. Şimdi ey Bahçeli, sen o çocukları adayınızın evinin önüne gönder de bak İstiklal Marşı'nı nasıl okuyorlar görsün. Üç yaşında, dört yaşında, 10 kıtayı ezbere okuyan çocuklar var bu memlekette. Onları gönderelim. Şimdi AK Parti Gençlik Kollarından arkadaşlarımız çeşitli şehirlerden bu monşer adaya İstiklal Marşı ve Safahat gönderiyor. Duydum ki Manisa'nın gençleri de göndermiş. Monşerin evinde epeyce bir Safahat ve İstiklal Marşı olacak. Nasıl olsa 10 Ağustos'tan sonra çok vakti olacak. İstiklal Marşı'nı dahi tanımayan bir adaya ne CHP'ye gönül veren kardeşlerim, ne MHP'ye gönül veren kardeşlerim inanıyorum ki oy vermeyecektir."
"Manisa, 10 Ağustos'a hazır mıyız? Yeni Türkiye'ye hazır mıyız Manisa, Türkiye'nin gücüne güç katıyor muyuz? Türkiye'nin yıldızını parlatıyor muyuz? Güçlü Türkiye'ye, öncü Türkiye'ye hazır mıyız? Milletin adayına oy veriyor muyuz?" dile seslenen Erdoğan'ın, "Kim o aday?" sorusunun ardından miting alanındakiler "Recep Tayyip Erdoğan" diye tezahürat yaptı.
Başbakan Erdoğan, bunun üzerine "Maşallah. Şehzadeler şehri Manisa'da bu iş inşallah tamam" ifadesini kullandı.
"BİZ İŞ VE ESER ÜRETTİK"
Erdoğan, "Bahçeli, sabah akşam hakaret üretirken, biz 12 yıl boyunca iş ürettik. CHP'nin genel müdürü sabah akşam fitne üretirken, yalan, iftira üretirken biz eser ürettik" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, SSK Genel Müdürlüğü dönemine değinen Erdoğan, şöyle dedi:"Bu CHP'nin genel müdürünün, Sosyal Sigortalar Kurumu'nda Genel Müdür olduğunda nasıl SSK hastanelerini yönettiğini göstermiştim biliyorsunuz. Hani Savaş Ay'ın, 1998'teki bir belgeseli vardı. İzlediniz mi onu? İzlediniz mi hanım kardeşlerim? İşte bunlar bu. Hastanelerimiz rezaletti. Görüyorsunuz değil mi? Hijyen diye bir şey var mı? Kılıçdaroğlu'nun önce ruhen hijyen olması lazım. Hijyen değil ki. Ruhen bir defa sıkıntılı. Onun orada halledilmesi lazım."
"DEVLET YÖNETİMİ DUYGUSALLIĞI KABUL ETMEZ"
Kılıçdaroğlu'nun, Kürecik Radar Üssü'nün kapatılması konusundaki sözlerini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:"Eğer diyor, 'Güveniyorsa kendisine bunu yapsın.' İsrail'le geliyor bunun bağlantısını kuruyor. Ey Kılıçdaroğlu, Kürecik'in İsrail ile ne alakası var? Burası NATO'nun bir radar üssü. NATO'nun radar üssünün, İsrail'le, Kürecik'le ne alakası var? Önce sen bunları bir öğrenmen lazım. Sen hala çıraksın, çırak. Ne alakası var? Kaldı ki İsrail'in dinlemede, gözetlemede zaten bu tür şeylere ihtiyacı yok ki. Adamların donanımı bu noktada zaten ileri seviyede. Ama Kürecik bir NATO üssü. Sen bunu nasıl oluyor da onunla benzetiyorsun? Biz bugüne kadar nerede, neyin, nasıl yapılacağını çok iyi biliriz."
Cumhurbaşkanı adayı İhsanoğlu'nun, Irak'ta IŞİD'in elindeki konsolosluk görevlilerinin hala alınmadığı yönündeki sözlerine de değinen Erdoğan, "Bir dakika, sen bakkal dükkanından alışveriş mi yapıyorsun. Her şeyin bir stratejisi var. Bir taktiği var. Yani bunu kalkıp da bu şekilde tahrik ederek siz oradaki kardeşlerimizin mevcut durumlarını sıkıntıya sokma hakkınız var mı?" değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "Bakın biz, iki tane pilotumuz kaçırıldı biliyorsunuz. Biz o pilotlarımızı da tereyağından kıl çeker gibi çektik aldık. Niye? Dikkatli olmaya mecburuz. Kalkıp da duygusal hareket edemeyiz. Devlet yönetimi duygusallığı kabul etmez. Ama bunlar ne yazık ki ne durumda" ifadesini kullandı.
"GÖLCÜK VE DÜZCE DEPREMLERİNİN ALTINDA KALDI BUNLAR"
Kahramanmaraş'tan selam getirdiğini dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin savunma sanayinde nereden nereye geldiğini orada da anlattığını hatırlattı.
Başkan Erdoğan, "Artık kendi savaş gemimizi, insansız hava araçlarımızı, helikopterlerimizi üreten bir Türkiye var. Artık kendi milli piyade tüfeklerini, tanklarını, roketlerini, füzelerini, uydularını üreten bir Türkiye var. Savunma sanayisinde ithalattan ihracata ağırlıklı olarak geçen bir dünya yıldızı, Türkiye var" diye konuştu.
Erdoğan, "Hani bunlar milliyetçiydi? Bahçeli 3,5 yıl Başbakan Yardımcılığı yaptı. 5 yıllığına gelmiştin, niye kaçıp gittin? Niye 5 yıl kalmadın. Gölcük depreminin altında kaldı bunlar, Düzce depreminin altında kaldı bunlar. Bunlara 3 tane koyun ver, kaybedip gelirler. Defalarca sol iktidara geldi. Koalisyon ortakları oldular. Ne yaptılar? İşte MHP İMF'ye borç yaptı. 23,5 milyar dolar. Biz ödedik, sıfırladık. Şimdi borcumuz yok. Şimdi İMF bizden borç istiyor" dedi.