DİLEK BAYRAK/ERZURUM gazetesi/ - Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Erzurum Şube Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, 2010 Yılı SBS Sınav Sonuçlarına göre ilk 10 a giren öğrencilerin özel okul ve kolejlerden çıkmasını, eğitim sistemini bir kez daha kapsamlı bir şekilde tartışmaya açar derecede düşündürücü olduğunu söyleyerek, “SBS başarı demografisi, Türkiye’nin batısı ile doğusunu, özel okuluyla devlet okulunu, yoksul semt okuluyla zengin mahalle okullarını bir kez daha bıçak gibi ikiye bölmüştür” dedi.
//YOKSUL ÇOCUKLARI BAŞARISIZ
Sınavda başarısız olanların çoğunun sosyo-ekonomik düzeyi düşük ailelerin çocukları olması, teşhis ve tedavi adına nelerin öncelik teşkil ettiğini ortaya koymaktadır şeklinde değerlendirmelerde bulunan Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Erzurum Şube Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, “Fakir aile çocuklarının devam ettiği okullarda başarı oranının oldukça düşük olması Anayasada güvence altına alınan, Eğitimde fırsat eşitliği ile çelişmektedir. Yaşanan bu vahim manzara karşısında Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu’nun SBS sınav sistemine dair yapmayı düşündüğü düzenlemelerin ne kadar da gerekli olduğunu ortaya koymuştur” diye konuştu.
//ŞAMPİYONLARLA ÖVÜNMEK YERİNE BAŞARISIZLIKLAR İRDELENMELİ
DES Erzurum Şube Başkanı Mehmet Zülfikar Kotanlı, daha sonra şunları söyledi; “Sınavlarda 'şampiyon' olanlar kadar, 'başarısız' olan öğrencilerin ve bu öğrencileri başarısız kılan nedenlerin acil olarak açıklanması ve sorgulanması gerekiyor. Türkiye artık sadece sınav şampiyonlarını tartışmayı bırakmalı, her geçen gün içten içe çürüyen eğitim sisteminin sorunlarına nasıl çözüm bulunabileceğini tartışmaya açmalıdır. Son birkaç yılda yapılan OKS, SBS ve ÖSS sonuçlarının ortaya çıkardığı en çarpıcı sonuç, tamamen eşitsizlikler üzerine kurulu olan eğitim politikalarının eğitim sistemini iflas noktasına getirmiş olmasıdır. Bu iflasın yaşanmasında, eğitimin kamusal özelliğinin gerilemesi yanında, yıllardır eğitim sistemine damgasını vuran AB uzmanlarının mihmandarlığında ve yönlendirmesinde hazırlanan eğitim reformlarıdır. İkili öğretim, kalabalık sınıflar, alt-yapı eksiklikleri, öğretmen açıkları, yetersiz ücretler gibi pek çok sorunun yanında, özellikle son yıllarda yaygınlaşan sözleşmeli öğretmenlik, geçici personel çalıştırma gibi uygulamalar, eğitimin niteliğini ve sürekliliğini olumsuz etkilemiştir” şeklinde konuştu.
//EŞİTSİZLİK
Kotanlı, “Okul öncesi eğitimden yükseköğrenime kadar tüm eğitim sistemi; bölgeler ve okullar arasındaki eşitsizliklerin giderildiği, herkesin eğitim hakkından, eşit ve parasız olarak yararlanacağı ve kimsenin eğitim hakkından mahrum bırakılmayacağı bir şekilde yeniden düzenlenmek zorundadır. Sonuçlar sınava endeksli eğitimin sorunlu yüzünü bir kez daha göstermiş, sınavın en başarısızları, sosyo-ekonomik açıdan en yoksul kesimlerden çıkmış ve eğitim sisteminin çöküş noktasına geldiği belli olmuştur. Çocuklarımız için ortaya ciddi şeyleri sunma ve doğru şeyler yapmanın zamanı gelmiş geçmiştir. Bu nedenle 2010 Kasım ayında yapılacak olan 17. Milli Eğitim Şura Toplantısı bunun için hayati önem taşımaktadır” dedi.