bilim dünyasını da ikiye böldü. Kimi bilim çevreleri, “yağışın şekli değil, miktarı önemli” derken, Prof. Dr. Mustafa Okuroğlu ise, tam tersini iddia etti. Okuroğlu, “Kar yağmaz ve havalar da böyle soğuk giderse, İlkbahar mevsiminde güzlük ekimden verim almak imkansız olur.” dedi.
//YAĞIŞ GECİKMELERİ
Erzurum’da iklimsel sapmalardan kaynaklanan yağış gecikmeleri, tarımsal üretimle ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi. Kar yağışının geciktiği ve önceki yıllara oranla mevsim normallerinin altında düştüğü Erzurum’da, ‘tarımsal üretim olumsuz etkilenir mi, etkilenmez mi?’ tartışması başladı. Kimi bilim çevreleri, yağışların şeklinden çok miktarının önemli olduğunu, bu nedenle kar yağışının gecikmiş olmasının Erzurum’da tarımsal üretime olumsuz etkide bulunmayacağı görüşünü savunurken, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Okuroğlu ise, tam tersini iddia etti. Okuroğlu, “Güzlük ekimin İlkbahara çıkabilmesi için kar örtüsüne ihtiyaç vardır. Bu örtü olmazsa, güzün ekilen tohumlar, düşük atmosfer sıcaklığı nedeniyle İlkbahar mevsimini bile göremeden donarlar. Ekimden verim alabilmek için kar yorganına ihtiyaç var.” dedi.
//TOPRAĞIN KAR TABAKASININ OLUŞTURDUĞU YORGANA İHTİYACI VAR
Mevsimsel değişiklikler ve yağışlarla tarımsal üretim arasında doğrudan bir ilişki bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mustafa Okuroğlu, “Kayak yapabilmek için nasıl ki kar gerekliyse, kışın toprakların üzerini yorgan gibi örtmek için de kara ihtiyaç var.” diyerek, bu sistemin bozulmasının, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkileyeceğini bildirdi. Erzurum ve yöresinde, uzun yıllar ortalamalarına göre, Kasım ve Aralık aylarında düşen yağış miktarının az olduğunu ve özellikle Aralık ayında beklenen kar yağışının yeterli miktarda gerçekleşmediğini belirten Okuroğlu, “Bu durum su kaynaklarının belirli bir düzeye erişmesi ve bitkisel üretim açısından çok önemlidir. Yağışların gecikmesi, toprak yüzeyinin karla örtülmesini engellemektedir. Özellikle Sonbaharda yapılan ekim dolayısıyla toprak yüzeyinin kalın kar tabakasıyla örtülmesi gerekmektedir. Bu kar tabakası, toprağı yorgan gibi örterek, düşük atmosfer sıcaklığının hissedilmesini önlediği gibi, bitkilerin donarak zarar görmesini de engellemektedir. Aynı zamanda bu kar örtüsü, bitkilerin suya duydukları ihtiyacı da giderir.” diye konuştu.
//OKUROĞLU: GÜZLÜK EKİMİN YETİŞME İHTİMALİ ÇOK DÜŞÜK…
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Okuroğlu, bitkisel üretimin bölgede bu denge üzerinde gerçekleştirildiğine vurgu yaparak, buna bakarak, yağışların miktarı kadar, şeklinin de büyük bir önem taşıdığının rahatlıkla anlaşılabileceğini dile getirdi.
Prof. Dr. Mustafa Okuroğlu, gelinen nokta itibariyle üreticilerin çok ciddi bir riskle karşı karşıya bulunduklarına dikkati çekerek, “Bundan sonraki dönem içerisinde yeterli miktarda kar yağmaz ve buna bağlı olarak hava sıcaklığında ciddi düşüşler yaşanırsa, toprağına güzden ekim yapan üreticileri zor günler bekliyor demektir. Çünkü bu iklim şartları altında toprağa güzden ekilen bitkilerin donma ihtimali çok yüksek olmakla birlikte, yetişme ihtimali ise çok düşüktür.” dedi.