Partisinin Grup Toplantısı'nda konuşan Baykal, ertelenen seçim sonuçlarını değerlendirdi. AK Parti'nin 12, CHP'nin 10, DP'nin 3, MHP'nin 2 ve DTP'nin 1 belediye başkanlığı kazandığını hatırlatan Baykal, "Ortaya çıkan sonuçtan büyük memnuniyet duyuyoruz. Sonuçlara göre muhalefetin diri ve yükselen güç olduğu ortaya çıkmıştır. Beklediğimiz sonucu aldık" şeklinde konuştu.
CHP lideri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından geçtiğimiz hafta açıklanan 'Teşvik Paketi'ni eleştirerek beklentilere cevap vermediğini savundu. Başbakan Erdoğan'ın 'teğet geçecek' sözünden şimdilik vazgeçip, 'Türkiye krizi en hafif atlatan ülke' iddiasına başladığını söyleyen Baykal, "Krizden en az zarar gören ülke Türkiye değil, en çok zarar gören ülkelerden birisidir. Türkiye mali dengesini kaybetti, 2009 bütçesi darmadağın oldu. Türk ekonomisi 2008'in son çeyreğinde yüzde 6.2, sanayi üretimi
yüzde 23, milli gelir yüzde 12 daraldı. Teğet geçme sorumsuzluğu ile yüz binlerce insan işsiz kaldı, ülke sanayisi 5 yıl geriledi" diye konuştu.
Baykal, Erdoğan'ın, IMF'nin hangi kabul edilemez siyasi taleplerde bulunduğunu derhal açıklaması gerektiğini belirtti.
DENİZ FENERİ SORUŞTURMASI
Baykal, Deniz Feneri davasına adı karışan RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın hala istifa etmemesini eleştirerek, şöyle devam etti:
"Başbakan Erdoğan, 'Deniz Feneri konusunda biz çok rahatız' diyor. Gerçekten çok rahat. Almanya yargısının aldığı kararlar ve Türkiye'den istekleri ortada ama Türkiye'de Başbakan çok rahat. Hükümet bu konuyu savsaklayıcı bir konuma girdi. Din-iman diyerek insanlardan fitre-zekat paralarını toplayıp TV kurmuşlar ve bu olaya ismi karışan RTÜK Başkanı halen daha koltukta oturuyor. Televizyonu kuranlar kimler senin hısım, akrabaların, nasıl rahat olursun sayın Başbakan? RTÜK Başkanı'nın görev süresi 1.5 ay
sonra doluyor. 'Yetkimiz yok ' diyorlar, sevsinler. Sizin yetkiniz yok ama RTÜK üyelerinin var. Başbakan 'rahatız' diyor, Allah rahatlık versin sayın Başbakan."
Baykal, Erdoğan'ın kendisi ve partisiyle ilgili ortaya attığı iddialara sert yanıt vererek, "Her türlü güç, yetki ve imkan elindedir. Vermem gereken bir hesap varsa savcılar derhal harekete geçsin. O suç duyurusunda bulunmuyorsa ben savcıları göreve davet ediyorum. Eğer savcılar 'milletvekilliği dokunulmazlığı var' derlerse onu da kaldıralım" diye konuştu.
CHP lideri, Erdoğan'a, "Gel, Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal sadece iki kişinin dokunulmazlığını kaldıralım" çağrısı yaptı. Baykal, Başbakan Erdoğan'la girdiği 'sen-siz-sayın' polemiğine ilişkin şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin en kaba başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bu tartışma götürmez bir gerçektir. Başbakan herkese, çocuklara, yaşlılara, emekliye, çiftçiye, ana muhalefete karşı hep kaba. Şimdi de 'siz-sayın-sen' tartışması başlattı. Benim 'sen' diyerek hitap etmemden hakaret anlamı çıkarıyor. Ben Başbakan'ı küçük düşürmek için 'sen' diye hitap etmiyorum. Başbakan da bana zaman zaman 'sen' diye hitap eder, ben alınganlık göstermem. Geçen gün de partisinin ismine taktı, 'AK Parti diyeceksiniz'
diyor. Demek ki insanların böyle dönemleri de oluyor. Vatandaş nasıl isterse öyle der. Parti kirlendikçe aklanmaya ihtiyaç duyuyor. Deniz Feneri'ni himaye ediyorsun, hırsızlara sahip çıkıyorsun derken sana nasıl 'sayın' derim. Başbakan bana 'sayın' demese de olur, o Abdullah Öcalan'a da 'sayın' demişti. O bana 'sayın' dedi diye göğsüm kabaracak değil."
Cumhurbaşkanı Gül'e 'mayın yasasını onaylama' çağrısı yapan Baykal, "Cumhurbaşkanı Anayasa'nın tanımladığı Cumhurbaşkanı olduğunu göstermelidir. Çankaya yanlışlara 'dur' deme yeridir. İşte yanlış, buna 'dur' demeyeceksen neye 'dur' diyeceksin?Cumhurbaşkanı bunu yaparsa kutlarız " diye konuştu.