Ergenekon savcısı Yönder, bir üsteğmenin kaldığı yerin aranması sırasında askerlerin zanlıya yardım ettiğini, yasal prosedürü yerine getirmediğini ileri sürdü. İddiayı inceleyen askeri savcı kendileri hakkında ’görevi kötüye kullanma’ imasında bulunan Ergenekon savcısına suç duyurusunda bulundu.
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan Mehmet Murat Yönder, 7 Ocak’ta Jandarma Üsteğmen Muhammed Sarıkaya’nın odasının aranması sırasında usulsüzlük yapıldığını ileri sürdü. Aramaya katılan bazı jandarma subayların Üsteğmen Sarıkaya’ya operasyon hakkında bilgi verdiğini ileri süren Savcı Yönder, söz konusu subaylar hakkında yasal işlem yapılmasını istedi.
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre İstemi görüşen Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Savcılığı görevsizlik kararı verdi.
Takipsizlik kararının gerekçesinde yer alan, “Bir gün hukuk herkese, bu arada savcı ve yargıçlara bile gerekebilir. Ancak hukuk devletinde teminatın yine üstün vasıflarla donanmış, metin, vakarlı, temkinli, bilgili, tarafsız, bağımsız, hiçbir organ, makam, merci ya da kişiden emir veya teminat almayan; tavsiye ve telkinlerle ya da peşin hükümle hareket etmeyen savcı hâkimler olduğu kuşkusuzdur” ifadeleri dikkat çekti.
’Arama hukuka uygun yapıldı’
Aramaların hukuka uygun olarak yapıldığı ve savcıların bekletildiğine dair herhangi bir tespitin olmadığının vurgulandığı kararda, “Askeri mahalde yapılacak bir aramada kimlerin bulunacağının yasada yazılı olduğu, emniyet görevlilerinin aramada bulunmasının gerekmediği, aramanın kısa sürede sonuçlandırıldığı iddiasının da doğru olmadığının anlaşıldığı, yine hakkında arama kararı bulunan Jandarma Üsteğmen Sarıkaya’nın aramaya iştirak etmesi ve hazır bulunması için, arama sırasında hazır bulunan subaylar tarafından cep telefonu ile bilgi verilmesinin de Cumhuriyet Savcısı’nın istemiyle olduğunun da saptandığı” ifadeleri kullanıldı.
’Adalet bakanlığı duyarsız kalamaz’
Kararda savcı Yönder’in yazısında yer alan “Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim edilmeyen eşya var ise ivedi gönderilmesi” şeklindeki ifadesi, aramaya fiilen katılan Ankara Cumhuriyet Savcıları, Yardımcı Askeri Savcılar ve askeri makamların, “sanki şüpheliye ait bulunmuş suç delillerini tutanakta tespit etmeyerek görevlerini tutanakta tespit etmeyerek görevlerini kötüye kullandıkları ima edilmiştir” yorumu yapıldı. Kararda özetle şu ifadelere yer verildi:
“Yargı organında görev yapan kişiler kendi farklı durumlarının (gördükleri işin öneminin) farkında olarak hareket etmek zorundadır. Aramayı yapan Ankara Cumhuriyet Savcıları ile görevsizlik kararını imzalayan İstanbul Cumhuriyet Savcıları ile görevsizlik kararını imzalayan İstanbul Cumhuriyet Savcısı’nın sicil numaraları karşılaştırıldığında Ankara Cumhuriyet Savcıları’nın mesleğe daha önceki bir tarihte girdikleri saptanmıştır. Aramalarda imzaları bulunan binbaşı rütbesindeki yardımcı askeri savcıların da yüce mesleğe katılışları anılan cumhuriyet savcısından daha eskidir. Hal böyle iken İstanbul Cumhuriyet Savcısı’nın sanki daha üst konumda yetkileri varmışçasına, gerekçeleri açıklandığı üzere dosya içeriğine ve Cumhuriyet savcılarınca kanuna uygun olarak tutulmuş resmi tutanak içeriklerine uymayan isnatlarla, bırakınız askeri makamları, sivil ve askeri meslektaşlarını da zan altında bırakması karşısında hiçbir makamın, bu arada kuşkusuz ki Adalet Bakanlığı’nın da duyarsız kalamayacağı değerlendirilmiştir.”