Başkan Küçükler: Nene Hatun, Kahraman Türk kadınının sembolüdür
Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Küçükler 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Türk Tarihinin kadın kahramanlarından Nene Hatun’un ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, Osmanlı - Rus Savaşı sırasında,Aziziye Tabyası'nın savunulmasında destanlaşan Nene Hatun’un 52’nci ölüm yıldönümü nedeniyle yayınladığı mesajda “Nene Hatun, kahraman Türk Kadının sembolüdür. O’nun aziz hatırası önünde saygıyla eğeliyoruz” dedi. Başkan Küçükler, Türkiye'nin beşinci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ı da ölümünün 25’nci yıldönümünde rahmetle andı.
Tarihimizde 93 Harbi olarak anılan Osmanlı- Rus Savaşında erkeği ile omuz omuza savaşan Nene Hatun’un müstesna bir yere sahip olduğunu belirten Başkan Küçükler,Mesajında şu görüşlere yer verdi: “Türk kadınının tarihte vatan uğruna yaptığı mücadelelerini kronolojik olarak anlatmak ya da yazmak mümkün değildir. Hep minnetle yad edeceğimiz muhterem analarımızın vatan savunmasında yalnızca cephe gerisinden silah, mermi, ilaç, yiyecek ve erzak sevkıyatıyla sınırlı kalmamıştır; bizzat Kuva–yı Milliye saflarında erkeklerle birlikte kahramanca çarpışarak gücümüze güç katmıştır. Türk kadını, Milli Mücadelede, daha ziyade teşvik edici bir göreve sahip olduğunu Nene Hatun’uyla göstermiştir. . Yavrusunu, “Ya şehid ol, ya gazi” ninnileriyle kundaklayıp büyütmekle başlayan bu kutsal vazife, onu davul zurna eşliğinde askere uğurlamakla devam etmiştir. Kısacası, vatan savunmasında şahadet, erkekler kadar, kadınlar için de geçerlidir. Türk kadının kahramanlık sembolü olan Nene Hatun’u ölümünün 52’nci yıldönümünde saygı ve rahmetle anıyorum.” SUNAY’I RAHMETLE ANIYORUZ
Başkan Küçükler, 28 Mart 1966'da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin beşinci Cumhurbaşkanı seçilen Cevdet Sunay’ın ölümünün 25 yıldönümü için de “Seçkin Devlet adamlarımızdan Cevdet Sunay’ı da ölümünün 25’nci yıldönümünde rahmet, minnet ve şükrünla anıyoruz” diye konuştu.
NENE HATUN KİMDİR? Mukaddesâtını, vatanım her zaman canlarından aziz bilen halkımız, vatanlarına gelen hücumlara karşı yediden yetmişe, erkeğiyle, kadınıyla, yaşlısıyla, genciyle karşı durmuş ve tarihe şan veren müdafalar yapmışlardır. Vatan müdafaasında kadınlar da erkekleri ile fedakârlık yarışına girişmiştir. Zaman olmuş cephe gerisinde yaralılara hizmet etmiş, cephane taşımış, cephane imâlinde çalışmış, zaman gelmiş düşmanı Yurdundan defetmek için cepheye koşmuştur. İşte Nene Hatun da düşmanı defetmek için cepheye koşan kahraman kadınlardan birisidir. 93 Harbinin en çetin safhalarının cereyan ettiği günlere gidiyoruz. Rus ordusu 160 bin asker ve 189 topla Kafkas cephesine hücum etmektedir. Buna karşılık ordumuzun asker mevcudu 60 bindir. Silah ve cephane de Ruslarınkinden çok çok azdır... Doğu Beyazıt'tan Batum'a kadar uzanan 340 kilometrelik cephe boyunca ordumuz, Müşir Katırcıoğlu Ahmed Muhtar Paşa'nın kumandası altında düşmanla amansız bir mücadeleye girişmiştir. Düşmanın kalabalık oluşuna, silah üstünlüğüne aldıran yoktur. Lâkin ağır kışşartları askerlerimizi yıpratmaktadır. Moskof ordularının hedefi Erzurum şehridir. Burası ele geçirildiği takdirde Doğu Anadolu’nun bütünüyle ele geçirileceğine inanmaktadırlar. Düşmanın bütün hücumları kahraman askerlerimizin göğsüne çarpıp erimektedir. Mertlikle galebe çalamayacağını anlayan düşman hileye başvurur. Tabyaları baskınlarla ele geçirmeyi planlar. Bunun için de Türkçeyi ana dilleri gibi konuşan Ermenilerin yardımıyla ve onlann kılavuzluğu altında 9 Kasım 1877'de Aziziye tabyasına, saldınp nöbetçileri şehit ederler. Durum anlaşılınca tabyada boğaz boğaza bir muharebe başlar. Düşmanın siperlerimize hücum edip, tabyalarımıza girdiği haber; Erzurum'da bomba gibi patlar. Müezzinler minarelerden durumu haber vererek, herkesi cihada davet ederler. Bütün Erzurumlular kadın, erkek ellerine ne geçirdilerse alarak Aziziye tabyasına koşuşmaya başlarlar. Haberi duyan henüz yirmi yaşlarında olan Nene Hatun kundaktaki kız çocuğunu ve biraz büyükçe oğlunu "Sizleri Allah"a ısmarladım yavrularım" diyerek bağrına basmış, onları öptükten sonra eline et satırını alarak cepheye koşmuştur. Nene Hatun 'un evinde başkaca kimse yoktur. Cepheden ağır yaralı gelen kardeşi Hasan bir gün önce şehid olmuştur.Kocası cephede düşmanla vuruşmaktadır... Aziziye tabyasına ulaşan Nene Hatun bacılarıyla, kardeşleriyle birlikte düşmanın üzerine atılır. Haberi duyar duymaz koşuşan Erzurumluların elinde sopa, taş, kazma, kürek ve yaralayıcı, öldürücü ev âletleri ve bir de dillerinde, kalplerinden kopup gelen "Allah Allah" sadâsı vardır. Âhirete inananlar şehâdeti en yüce mertebe bilmenin heyecaniyle cansiperane vuruşmaktadırlar. Nene Hatun 'un elindeki et satın düşman askerlerinin kafalarına yıldırım gibi inmektedir. Bir yandan da "vurun kardaşlarım, vurun bacılarım, kâfirlere aman vermeyin" diye haykıran Nene Hatun 'un bu kahramanlığını gören Erzurumlular coşmuştur. Neticede Aziziye tabyasındaki düşman bütünüyle imha edilmiş ve tabya düşmandan geri alınmıştır. Yüzlerce şehit veren Erzurumluların bu cihetten gönülleri yaralı, fakat düşmanı defettikleri için kalpleri ferahtır... Aziziye tabyasının geri alınmasında canla başla çalışan Nene Hatun bir semboldür. Müslüman kadınların yeri geldiklerinde nasıl kahraman kesileceklerine bir örnektir... O hayatı boyunca bu hâdiseden fazlaca bahsetmemiş, bahsi geldiğinde, "Biz ne yaptık ki, bizim yaptığımız ne ki yavrularım..." diyerek Anadolu insanının engin tevazuunu nur yüzüne peçe yapmıştır... O, ne yapmışsa rıza-ı İlâhi için yapmıştır. Bu yüzdendir ki kendisinden ve gösterdiği fedakârlıktan bahsetmemiştir. 1857'de Erzurum'da doğan Nene Hatun 22 Mayıs 1955'te Hakkın rahmetine kavuşmuştur
CEVDET SUNAY KİMDİR?
Türkiye Cumhuriyeti beşinci cumhurbaşkanı olan Sunay Trabzon'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Erzurum, Kerkük, Edirne ve Kuleli Askerî Lisesi'nde yaptı. Birinci Dünya Savaşı sırasında, 1917 yılında, subay adayı olarak eğitim kampına katıldı. Aynı yıl Filistin cephesinde görev aldı. 1918 yılında Mısır'da İngilizlere esir düştü. Esaretten döndükten sonra, Kurtuluş Savaşı'na katılarak, Güney cephesinde görev aldı. Sonradan Batı cephesinde görevini sürdürdü. 1927 yılında Harp Okulu öğrenimini tamamladı. 1930 yılında Harp Akademisi'ni bitirdi. Silahlı Kuvvetlerde çeşitli görevler alarak 1949'dan itibaren Generallik rütbelerinde hizmet verdi. 1960 yılında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandı. 1966 yılında, bu görevinden ayrılarak Cumhurbaşkanlığı kontenjan senatörlüğüne seçildi. Cemal Gürsel'in rahatsızlığı sebebiyle görevden ayrılması üzerine, 28 Mart 1966'da Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Türkiye'nin beşinci Cumhurbaşkanı seçildi. Yedi yıllık görev süresini tamamladıktan sonra 1973 yılında Cumhurbaşkanlığı'ndan ayrıldı. 22 Mayıs 1982 yılında vefat etti.