AHMET TOPAL
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anayasa çalışmalarında mutabık kalınan 48 madde için muhalefete seslenerek, "48 tane mutabık kalınan madde var. Bunu çıkarın 68'e 78'e çıkaramıyorsanız 48'i hemen gelin Meclis'ten geçirelim. Olağanüstü olarak Meclis'i toplayalım. Hemen süratle 48 maddeyi Meclis'ten çıkaralım, ne kadar samimi olduğunuzu veya olduğumuzu orada ispatlayalım" dedi.
Başbakan Erdoğan, Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı olan Genç Memur-Sen'in Altınpark'ta düzenlenen iftar yemeğine katıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın da katıldığı iftar yemeğine Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve birçok sendika temsilcisi de yer aldı.
BAŞBAKAN’IN DEĞERLENDİRMESİ
İftar yemeğinde bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, Ramazan ayının insanlık için hayırlar getirmesini temenni ederken, gayretli çalışmalarından dolayı Memur-Sen'e şükranlarını sundu. Başbakan Erdoğan, "Memur-Sen bir memur sendikaları konfederasyonu olmanın ötesinde Türkiye'nin etkili, güçlü bir sivil toplum örgütü olarak gerçekten çok başarılı çalışmalara imza atıyor. Burada Memur-Sen’e özellikle çözüm sürecine verdiği katkılardan, Türkiye'nin meseleleri kadar dünya üzerindeki mazlumlara, mağdurlara sahip çıkışından dolayı da ayrıca teşekkür ediyorum" diye konuştu.
İSLAM COĞRAFYASI
İslam coğrafyasındaki sıkıntılara dikkat çeken Başbakan Erdoğan, Mısır'daki darbeye dikkat çekerek, "Sabah namazında namaz kılanlara, sivillere, kadın ve çocuklara yapılan ateşli saldırılar ve katliamlar hüznümüzü daha da katladı. Ramazan sevincini biraz daha buruk hale getirdi. Yeryüzündeki bütün yolda kalmışlara, gariplere bu güzel iftar akşamında tekrar sabırlar niyaz ediyor, sabır temenni ediyorum" şeklinde konuştu.
Memur-Sen'in kurucusu Akif İnan'ın Mescid-i Aksa için yazdığı bir şiirin bazı bölümlerini okuyan Erdoğan, "Kimin ne hesabı olursa olsun, kimin ne planı, ne projesi olursa olsun, ne senaryosu, ne tuzağı olursa olsun bütün hesapların üzerinde bir hesap vardır. Bütün tuzakların üzerinde bir tuzak vardır ve bu tuzak en büyük tuzaktır. Asla umutsuz olmayacak, asla başımızı öne eğmeyeceğiz. İnanıyorsanız, muhakkak üstünsünüz. Hakka inanacak, her şart altında hakkın ve haklının yanında, mazlumun yanında duracak haklı bir davanın inancıyla dimdik doğruları savunmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
"Biz tabular oluşturan bir medeniyetin mensupları değiliz" diyen Başbakan Erdoğan, "Biz insanoğluna ulviyet yükleyen bir inancın mensupları değiliz. Biz yeryüzünde şunu çok iyi bilir çok iyi inanırız; zalimler de vardır, mazlumlar da vardır. Ama bilesiniz ki bu yeni başlamadı. Bu ilk insan Hazreti Adem, Hazreti Havva onunla birlikte Kabil ile Habil; onlarla başladı. Biri katil, biri maktul. Orada başlayan bir süreç var. Ve bu kıyamete kadar da böylece devam edecek" şeklinde konuştu.
"NAMAZDAKİ 53 MISIR'LIYI KATLEDENLER ALLAH'A NASIL HESAP VERECEK?"
Başbakan Erdoğan, konuşmasının bir bölümünde ise Mısır'daki darbeye değindi. Erdoğan, "Mısır'da bir askeri darbe yapıldı. Bunu kendileri kabul etmiyor. Ya nasıl kabul etmezsin. Tanklarla, tüfeklerle sivilin üzerine yürüyeceksin ve 'bu darbe değil' diyeceksin. Sandıktan çıkan bir iktidarı sen sandıkla indirmiyorsun ki, tankla tüfekle, apoletinle indiriyorsun" diye konuştu.
Darbe yapan Mısır Genelkurmay Başkanı Sisi'yi Mursi'nin atadığına, darbe sonrası Devlet Başkanı olan Anayasa Mahkemesi Başkanı'nı da Mursi'nin atadığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Biz bu darbelerden bu ülkede çok çektik. Mısırlı kardeşlerimizin de aynı şekilde çekmesini istemiyoruz, derdimiz bu. Ve biz biliyoruz ki, yeryüzünde Allah'tan başka galip yoktur" dedi.
Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Endülüs saraylarını gezerken kubbenin kenarlarındaki o söz beni çok duygulandırmıştı, orada 'La Galibe illalah' diyor. 'Ancak Allah galiptir, ondan başka galip yoktur' bunu böyle bilin. Başta Türkiye olmak üzere bir kaç istisna dışında uluslararası toplum Mısır'daki darbeye bırakın karşı çıkmayı buna darbe bile diyemedi. Kimisinde çıkar hesaplarını görüyorsunuz, kimisinde para pul ilişkilerini görüyorsunuz. Ama kimse kalkıp demokrasi mücadelesini sahiplenmiyor. Mısır'da 'benim oyum nerede' diye soranlara katliam yapanları dünya şuana kadar görmedi, görmüyor. Dünya konjonktür adına, strateji adına susuyor.
İşte Türkiye'de ana muhalefet partisi kendi içinde, onlar da birbirine giriyor. Kimisi 'burada da aynı şey olabilir' diyor. Başındaki de diyor ki, 'kendinize çeki düzen verin, biz de darbeye karşıyız ama'... Demokrasi de ama'lar, ancak'lar, lakin'ler olmaz. Demokrasi de halkın iradesi olur. İnsanlık onuru her türlü çıkarın, konjonktürün ve stratejinin üzerindedir. Günün sonunda herkes aynaya bakacak. Birileri aynada eline yüzüne bulaşmış mazlum kanı görürken, birileri de dik durmanın verdiği iftiharı görecek. Onun için de dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Biz Türkiye olarak tarih boyunca ecdadımızın yaptığı gibi sadece dik durmanın verdiği gururu görmek istiyoruz.
İçeride ve dışarıda Mısır'daki darbenin karşısında dimdik durmamız, ilkeli durmamız eleştiriliyor. Kardeşlerim, darbelerle büyümüş bir millet olarak bize yakışan dünyanın neresinde ve kime karşı olursa olsun darbelere karış durmaktır. Biz sadece bize yakışanı, bu millete yakışanı yapıyor ve son derece ilkeli şekilde darbelere karşı duruyoruz. Bir tek Mısır halkının kılına zarar gelmesinden bir üzüntü duyarız. Namazdaki 53 Mısırlı kardeşimizi katledenler bunun hesabını acaba Allah'a nasıl verecekler? 100 bine yakın insanı Suriye'de katleden katil ve yandaşları bunun hesabını ebedi hayatta nasıl verecekler. Tabii onların destekçileri de onlar kadar suçlu."
"DARBECİLER HAYIRLA YADEDİLMEMİŞTİR"
Başbakan Erdoğan, Mısır'da kaosu derinleştirecek adımların değil kamplaşmayı bitirecek adımların atılmasını istediklerini belirterek, "Dünyanın hiçbir ülkesinde darbeciler hayırla yad edilmemiştir, yad edilmeyecektir. Bizim ülkemizde de darbecileri hayırla yad edenleri gördünüz mü? Baştan şakşakçılar çıkar ama aradan zaman geçince bela okurlar. Tıpkı son zamanlarda olduğu gibi" dedi.
"Mısır'da darbe yapanlar, destekleyenler ya da sessiz kalanlar inanın nefes alıp verdikleri sürece bunun mahcubiyetini yaşayacaklar" diyen Erdoğan, "Darbelerin hedefi olan halkların Allah'a hamdolsun çok değiştiğini, sandığa sahip çıktılarını, seçimlerde demokrasiye çok güçlü sahip çıktıklarını görüyor, bundan da umutlanıyoruz" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Artık suskun bir halk yok. Artık kendisine dayatılan şartlara dayatılan halk yok. Artık medya yoluyla propaganda yoluyla kandırılan, etki altına alınan, sindirilen halklar da yok. Tıpkı Mısır'da olduğu gibi darbe yapmayı hedefleyen herkes halkın tepkisini hesap etmek zorunda. Bugün halklar sadece darbelere değil, oldu bittilere, azınlığın kendi yaşam tarzını çoğunluğa dayatma girişimlerine de güçlü şekilde karşı çıkıyorlar. Bizden şunu istiyorlar, 'her ne kadar çoğunluk olsanız da biz ne istiyorsak onu yapacaksınız'. Kusura bakma, eğer çoğunluk olarak iktidara gelip muktedir olamazsanız, bu halk sizden onun hesabını sorar. 'Ben seni yüzde 50 ile getirdim ama sen muktedir olamadın'. Öyleyse bunun hakkını vereceğiz. Bu hakkı verirken bir kişinin bile mağdur olmasına göz yummayacaksın. Biz bunun farkında olan bir iktidarız."
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de bazı sermaye gruplarının bir araya gelerek yeni bir iktidar oluşturma gayretine girdiklerini söyledi. Erdoğan, bu sermaye gruplarına seslenerek, "Kusura bakmayın bu ülkede artık halkın dediği olacak, sizin değil. Ne dedik, yeter artık karar milletin dedik, olay bu" dedi.
"GELİN MUTABIK KALINAN 48 MADDEYİ MECLİS'TEN GEÇİRELİM"
Başbakan, konuşmasının sonlarında ise yeni anayasa çalışmalarına değindi. Anamuhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun AK Parti için "Başkanlık sisteminden vazgeçsin oturup konuşuruz" dediğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, "İnanın doğru olduğuna inansam ilk adamı atan ben olurum. Çünkü akşam başka sabah başka" diye konuştu.
Ekranları başında kendilerini izleyen vatandaşların şahit olmasını isteyen Başbakan Erdoğan, yeni anayasa çalışmalarında 48 maddede mutabık kalındığını, çalışmalar sırasında her partinin muhalefet şerhi koyduğu maddeler de bulunduğunu hatırlattı. "Yani herkesin muhalefet şerhi koyduğu maddeler var. Kimse kimseyi kandırmasın" diyen Başbakan Erdoğan, muhalefete seslenerek yaz boyunca yeni anayasa konusunda çalışabileceklerinin sinyalini verdi. "Ben bunu arkadaşlarıma söylemeye hazırım, tatil matil yapmayın ve günde en az 10-15 saat çalışın" diyen Erdoğan, "Bu yaz içinde gelin şu anayasa işini halledin. Ben arkadaşlarıma bu konuda gerekli şeyi söyleyeceğim. Diğer liderler de söylesin, genel müdürler de söylesin. Hadi atalım bu adımı" diye seslendi.
Muhalefete seslenen ve mutabık kalınan 48 maddeyi Meclis'ten geçirmeyi teklif eden Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:
"48 tane mutabık kalınan madde var. Bunu çıkarın 68'e 78'e çıkaramıyorsanız 48'i hemen gelin Meclis'ten geçirelim. Olağanüstü olarak Meclis'i toplayalım. Hemen süratle 48 maddeyi Meclis'ten çıkaralım, ne kadar samimi olduğunuzu veya olduğumuzu orada ispatlayalım. İlla bunun için de 4 siyasi partinin 4'ünün de gelmesine gerek yok. 4'ü mutabık kaldığı için söylüyorum. Hadi gelin yapalım. Kardeşlerim biz dürüst olmayı, siyasetimizin gereği olarak kabullendik, yola böyle çıkmışız. Ne aldanan olacağız, ne aldatan olacağız demişiz. Ve biz aldatmayı ve aldanmayı çok aşağılık bir hareket olarak görürüz. Birilerinin ahlaksız olması, birilerinin ahlak zaaflarının olması bizi ilgilendirmez. Herkes sussa bile biz darbeye darbe deme cesaretini en güçlü şekilde gösterecek, eğmeden bükmeden haksızlık karşısında sesimizi yükselteceğiz.
Şundan herkes emin olsun ki ne yaşanırsa yaşansın kazanan ahlak olacaktır, kazanan insanlık onuru, kazanan dik duruş olacaktır. Bunun dışındaki er ya da geç kaybeden olacaktır."