İLKER TURAK
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Bunları en iyi bilen sizsiziniz. Yakın şahidi sizsiniz. Birileri görüyor ama görmüyor. Gözü var görmüyor. Dili var doğruyu söylemiyor. Kulağı var ama doğruyu da duymuyor” dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu 30. Genel Kuruluna katıldı. Genel kurulda konuşma yapan Başbakan Erdoğan, tüm şoförlere genel kurulun hayırlı olmasını diledi. Erdoğan, “Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu 30. Genel Kurulu’nun ülkemiz, milletimiz özellikle de rızıklarını direksiyon sallayarak kazanan tüm şoför esnafımız için hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum” ifadesini kullandı.
Yollarda görevi başında hayatını kaybeden şoförlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, “Bu genel kurul vesilesiyle yollarda ekmeklerini kazanmanın peşinde elim kazalarla hayatını kaybetmiş tüm şoför kardeşlerime Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Çalışan tüm kardeşlerime de kazasız, kedersiz yolculuklar diliyor, onlara da uzun yollarda Allah yar ve yardımcınız olsun diliyorum” diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Çok zorlu, çok meşakkatli mesleği icra ediyorsunuz. Aynı zamanda sevenleri buluşturmak, aileleri birbirine buluşturmak, hayatın idamesi için ihtiyaçları, ihtiyaç sahipleriyle buluşturmak gibi gerçekten kutsal bir yapıyorsunuz. Otobüslerinizle, kamyon, kamyonet, tırlarınızla, midibüs, minibüs ve taksilerinizle uzakları yakın ediyor, mesafeleri aradan kaldırıyorsunuz. Hepinize gerçekten şükran borçluyuz.”
İstanbul’da çeşitli vesilelerle şoför esnafıyla bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
“Taksici kardeşlerimizle bir araya geldik. Halk otobüsçü kardeşlerimizle bir araya geldik. Onlarla gerçekten güzel muhabbet ettik. Dertleştik, dertlerini dinledik. TESK değerli Genel Başkanıyla, yöneticileriyle, çeşitli alanlardan esnaf kardeşlerimizle çok sık bir araya geldik. Onlarla da istişareler yaptık. Özellikle Halkbank’tan, esnafımıza yani sizlere sağlanan kredilerde indirim müjdelerini birlikte açıkladık. Bunun sevincini birlikte yaşadık.”
“KREDİ LİMİTLERİNİ EN DÜŞÜK 40 BİN LİRADAN 75 BİN LİRAYA, EN YÜKSEK 125 BİN LİRADAN 150 BİN LİRAYA KADAR ÇIKARDIK”
12 yıl boyunca esnaf kredi ve faiz oranlarında önemli ölçüde indirimlerin gerçekleştiğini belirten Erdoğan, şunları aktardı:
“12 yıl önce 2002 yılında Halkbank’ın esnafa kullandırdığı kredin faizi yüzde 47’di. Biz bu oranı en son yüzde 4, yüzde 5 aralığına kadar indirmiştik. 21 Mart'ta esnafımızla bir araya geldik. Faiz baskısını esnafımıza yansıtmayacağımızın müjdesini verdik. Onunla da yetinmedik kredi limitlerini en düşük 40 bin liradan 75 bin liraya, en yüksek 125 bin liradan 150 bin liraya kadar çıkardık. Bir müjde daha verdik. TESKOMB’un kredilerden aldığı bloke sermaye payını 1,5 puandan 1 puana düşürdük. Aynı toplantıda bir müjde de Halkbank’tan geldi. Komisyon payını 1 puandan yarım puana çekti. O toplantı da esnaf kredi faiz oranını 1 puan daha düşürmüş olduk. Yüzde 3, yüzde 4 aralığına çektik.”
Türkiye’de uzun yıllar boyunca şoför esnafının çektiği çilelerin en yakın şahidi olduğunu söyleyen Erdoğan, “Şoför esnafımız için kredilerden öte çok daha büyük bir hizmeti gerçekleştirdik. Türkiye’de uzun yıllar boyunca şoför esnafımızın çektiği çilelerin en yakın şahidiyim. Hatta gençliğimde Bolu yolunda yaşadığım trafik kazası nedeniyle yaşanan çilenin de aslında mağduruyum. Şehirlerarası yük ve yolcu taşıyan kardeşlerimiz o tek şeritli yollarda adeta ömür tükettiler. Sakal tuzağında, Azap deresinde, Köroğlu belinde, Gülek boğazında, Cankurtaran da, Elmadağ, Zigana’da neler yaşandığını, neler yaşadığımız çok iyi biliyoruz. Karadeniz’in o sarp yollarında biliyorsunuz burunlu otobüslerle neler yaşandığını çok iyi biliyoruz. Virajı alamazsın, gider bir noktada da durursun, diğerinin gelip geçmesini beklersin, ondan sonra yola devam edersin. Pencereden aşağı da bakamazsın” diye konuştu.
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Bolu dağında yaz ya da kış şoförlerimiz nasıl dualar ederek oralardan geçtiklerini, o kısa mesafede nasıl saatlerce mücadele verdiklerini, hele o kış mevsimlerinde maalesef o geçitlerde ne kadar canın yitip gittiğine çok iyi bilirim. Trafik kazaları, Türkiye’nin en önemli ve en can alıcı meselelerinden biri hatta birincisi haline gelmişti.”
Görevde bulundukları 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde Türkiye’ye 15 bin kilometre bölünmüş yol inşa etme sözünü verdim. 2002 yılına kadar 79 yıl içinde Türkiye’de bölünmüş yol uzunluğu sadece 6 bin 100 kilometreydi. Biz verdiğimiz sözü tuttuk. Kolları sıvadık, Türkiye’nin 780 bin metre karesinde inşaatları başlattık. 12 yılda 17 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Bunları en iyi bilen sizsiziniz. Yakın şahidi sizsiniz. Birileri görüyor ama görmüyor. Gözü var görmüyor. Dili var doğruyu söylemiyor. Kulağı var ama doğruyu da duymuyor.”
“12 YILDA ŞOFÖRLERİMİZ ADETA KORKULU RÜYASI HALİNE GELEN TÜM GEÇİTLERİ ELDEN GEÇİRDİK”
Bölünmüş yol uzunluğunun 23 bin 10 kilometreye ulaştığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Yollardaki araç sayısı iki kat artarken, kaza sayısı azaldı. Özellikle de ölümlü kaza sayısında çok ciddi düşüş var. Sadece bölünmüş yol yapmadık. 12 yılda şoförlerimiz adeta korkulu rüyası haline gelen tüm geçitleri elden geçirdik. Birçok geçide tünel inşa ettik. 2002 yılına kadar Türkiye’de, 50 kilometre uzunluğunda 83 adet tünel vardı. Biz 12 yılda 117 kilometre uzunluğunda 122 adet tüneli sürücülerimiz kazandırdık. He yolları kısalttık hem de kaza riskini minimize ettik. Böylece toplam tünel sayımız 205’e tünel uzunluğumuz 167 kilometreye ulaştı. Şuanda devam eden tünellerimizde var. Artvin Cankurtaran bittiği zaman, Rize-Erzurum arasında tünel bittiği zaman oralarda bir başka olacak.”
“YILLARDIR TAMAMLANAMAYAN BOLU DAĞI TÜNELİ BİZDEN ÖNCE 'BURASI PATATES DEPOSU MU OLSUN YOKSA DOĞALGAZ DEPOSU MU OLSUN' DİYE BUNU TARTIŞIYORLARDI”
Bolu Dağı Tüneli'nin hükümeti zamanında sonuç alındığını belirten Erdoğan, “Yıllardır tamamlanamayan Bolu dağı tüneli bizden önce 'burası patates deposu mu olsun yoksa doğalgaz deposu mu olsun' diye bunu tartışıyorlardı. Biz geldik bu umutsuz yatırımı ele aldık, İtalyan, oranın yüklenicisi burayı bitirecek misin? 'Bitireceğim' dedi. 'Yeter ki siz paramı verin' dedi. Para verilmediği için meğerse yapılmıyormuş. Hiç endişe etme yeter ki sen burayı bu tüneli bitir. Hem parasını verdik hem de tünel bitti. Artık bizim Bolu dağı diye diye bir korkumuz kaldı mı?” şeklinde konuştu.