Tarihe 93 Harbi olarak geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Gazi Ahmet Muhtar Paşa’lar ve Nenehatun’lar gibi adı hiç duyulmamış karhamanlar sayesinde destanlaşırken, bu kahramanlardan birisinin de, Albay Miralay Bahri Bey olduğu öğrenildi.
93 Harbi’nin, Rusların Balkanlarda Tuna’yı geçerek Osmanlı topraklarına saldırmasıyla başladığı bilinirken, Doğu'da ise Arpaçay'ını geçen Ruslar’ın, Kars ve Ardahan'ı ele geçirdikleri ve Rus ordusunun Gazi Ahmet Muhtar Paşa komutanlığındaki birlikler tarafından Erzurum'da durdurulduğu öğrenildi.
Erzurum’da Aziziye’de verilen kahramanca mücadelenin, tarihe altın harflerle yazıldığı kaydedilirken, bu destanda Gazi Ahmet Muhtar Paşa’lar ve Nene Hatun’lar gibi, adı hiç duyulmamış kahramanlar da bulundu.
//BAHRİ BEY AZİZİYE TABYASI’NIN KUMANDANLIĞINI YAPIYORDU
Bu kahramanlandan birisi olan Albay Miralay Bahri Bey, 93 Harbi’nin başladığı dönemde Erzurum Aziziye Tabyası’nın Kumandanlık görevini yürütürken, Aziziye Destanı ve Bahri Bey’e, hem Gazi Ahmet Muhtar Paşa, hem de Mehmet Arif Bey’in hatıralarında yer verildi. Rus kurşunuyla yaralanan Albay Miralay Bahri Bey’in, yaralandığını askere belli etmeden düşman ordularıyla çarpışmaya devam edecek kadar cesur bir komutan olduğunun anlatıldığı hatıralarda, Mehmed Arif Bey’e ait şu ifadeler bulunuyor: “…İstihkama girmek isteyen Ruslarla çarpışırken kurşunlanan Bahri Bey, mendiliyle yarasını kapatır ve askere dahi sezdirmeden vuruşmaya devam eder. Bizim yolladığımız askerler gelinceye kadar da kimse yaralandığını anlamaz. Düşman savuşturulduktan sonra kendisi bir tezkire yazıp, Kumandan Paşa’dan geri alınmasını ve yerine yeni birinin tayin edilmesini ister.”
//“ASKERİN MORALİ BOZULMASIN DİYE…”
Albay Miralay Bahri Bey’in, düşmanla yaralı olduğu halde çatışmaya devam ettiği, askerin moralini düşürmemek için yaralandığını bile belli etmediğine dikkat çekilen tarihi kayıtlarda, Bahri Bey’den şöyle bahsediliyor: “Bahri Bey, vatan topraklarının müdaafasında gösterdiği kahramanlıkla, cesaret ve azimle, Aziziye Destanı’nı yazan nice vatan evlatlarından biridir. İsmi pek duyulmamış olsa da, bu destanın yazılmasında önemli bir rolü üstlenmiştir. Zaten harbin ardından gaziler ve daha birçok paşanın kaleme aldığı hatıralarda, Miralay Bayri Bey’den sıklıkla söz edilmektedir.”
Yine Aziziye destanıyla ilgili olarak kaleme alınan bir başka araştırmada ise, Miralay Bahri Bey için şunlar söyleniyor: “Ağır çatışmaların yaşandığı o gece Albay Miralay Bahri Bey’in göstermiş olduğu kahramanlık ve cesaret olmasaydı, belki savaşın kaderi değişmişti. Ama o, yaralandığını asker farkeder de, morali bozulur diye bunu belli etmemiş, kan kaybından ölme riskini bile göze alarak vatan evlatlarıyla omuz omuza düşmana karşı çatışmaya devam etmiştir. İşte bu yüzden Bahri Bey, destanlaşan savaşın önde gelenlerinden olarak, Erzurumlu’nun yüce gönlündeki yerini hak etmiştir”