ERZURUM
Tortum İlçesi'ne bağlı Bağbaşı Beldesi'nde Hidro Elektirik Santali (HES) çalışmalarını gözyaşlarıyla izleyenlere psikolog Sinem Demir destek oldu.
Tortum'un Bağbaşı Beldesi'nde yaklaşık 2 yıldan bu yana HES'in çalışmasına direnen belde sakinleri geçtiğimiz gün gözyaşlarıyla iş makinelerinin çalışmasını izledi. Bunun ardından yörede oturanlar, beldenin satılık olduğunu belirten pankartları dört bir yana astı. Hacettepe Üniversitesi mezunu klinik psikolog Sinem Demir beldeye giderek burada oturanların sorunlarını dinledi ve destek olmaya çalıştı. İş makinelerinin çalıştığı Bayraklı Tepe'nin arka planda olduğu bir bahçede belde sakinlerinin etrafına oturarak onları tek tek dinleyen Sinem Demir, "İş makinesinin sesi size ne ifade ediyor?" diye sordu. Bunun üzerine beldeliler "Bu ses bize ölümü hatırlatıyor" diye yanıt verdi.
Psikolog Sinem Demir ilk olarak 80 yaşındaki Seher Durusu'ya iş makineleri çalıştığı sırada neler hissettiğini sordu. Bu soru üzerine Durusu, "Ellerimin halini görüyorsun. Tarlada bu yaşımda çalışıyorum. Ama iş makinesini görünce üzerime canavar gelecekmiş gibi hissediyorum. Tarlada patates böceği olurdu. İş makinelerini birer böcek gibi görüyorum" dedi.
Belde sakinlerinden Bekir Bostancı, psikolog Sinem Demir'e "HES kelimesini söyleyenlere şiddet uygulamak istiyorum. HES çalışanlarına vurmak istiyorum. ya ölmek istiyorum ya da suyumuzu versinler diyorum. İki yıldır bu haldeyim. Psikolojim bozulmuş durumda" diye konuştu.
KABUS GÖRÜYOR
Geceleri kabus görmeye başladığını anlatan İbrahim Köksal, HES nedeniyle eşiyle her gün kavga ettiklerini, ayrılacak duruma geldiklerini anlatırken, "Her gece düşünüyorum ki çocuklarımı nasıl okutacağım ? Çocuklarımın sokağa düştüğünü gözümde canlandırıyorum" dedi.
Mehmet Akif İlköğretim Okulu 4'üncü sınıf öğrencisi Ercan Yalçınkaya ise, "Ödevlerimi yapamıyorum. Derse konsantre olamıyorum. Dersteyken aklıma hep elimzden alınan suyumuz geliyor. Çalışmalar başladıktan sonra kardeşimle sürekli ağlıyoruz. Polis ve asker ağabeyilerden artık korkuyoruz" diye konuştu.
KARAKOL YÜZÜ GÖRMEMİŞTİ
HES eylemcisi 17 yaşındaki Leyla Yalçınkaya, bugüne kadar hiçbir şekilde karakol yüzü görmediğini söyledi. Karakola götürüldüğünde kendisini adam öldirmüşüm gibi hissettiğini ve bu durumun başta kendisinin daha sonrada ailesini derinden üzdüğünü belirtti. Yalçınkaya, aslında köyünü savunmak istediğin söyledi. Belde sakinlerinden 79 yaşındaki Yusuf Atmaca da köydeki topraklarının yarısını başbakana, diğer yarısını da HES'in valisine hibe ettiğini açıkladı. Atmaca kararında ciddi olduğunu söyleyerek her ikisinin gelip tapularını almasını istedi.
HES DEPRESYONU
Bağbaşı Belde sakinlerini dinleyen psikolog Sinem Demir, halkın deprasyona girdiğini ve tramva geçirdiğini bildirdi. Halkın bir çoğunda kaygı bozukluğu olmakla birlikte güven duygularının azaldığını kaydeden Demir şunları söyledi:"Bağbaşı beldeliler çocuk, devlet baba, toprak ise anadır. Şimdi baba burada çocukların elinden annelerini almaya çalışıyor. Toprağa ruh katan sudur. Su olmazsa buradaki insanlar mücadele edemezler. Ama zenginlik uğruna toprağı feda ediyorlar. İnsanların damarına basa basa bir süre sonra patlarlar. Bunun sonunda insalar yaptıkları mücadeleden bekledikleri sonucuı alamazsa kendisini başka yolarda arar. Bunun sonucunda sosyal patlama yaşanır, çeteler oluşur. Buradaki gidişat hiç iyi değil. İnsaların durumu çok kötü. Uykuları bölünüyor. İki yıldır her gün mutsuzlar. Ortak bir grubun haksızlığa uğraması sonucu mutsuzlukları var. Yaşam alanlarına tecavüz ediliyor. Her türlü ihlal var burada. Anadolu topraklarının ruhu gidiyor. Hiç kimseyi suçlamayın herkesi uyarın. Lütfen beni dikkate alın."