BİLKENT ERZURUM'A DEV KONSER SALONU YAPTIRACAK
Bilkent Üniversitesi, Erzurum'a ikinci konser salonu için hazırlığa başladı. Uluslararası standartlara sahip yaklaşık 1000 seyirci kapasiteli salonun, 2009 yılı ortalarında seyirciyle buluşması planlanıyor. Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Işın Metin, esas misyonlarının eğitim olduğunu ifade etti.
BİRİNCİ SALON GÜRER AYKAL’LA AÇILDI
İhsan Doğramacı Vakfı Erzurum Özel Bilkent Laboratuvar Okulu bünyesindeki konser salonunun, 14 Aralıkta Şef Gürer Aykal yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası'nın usta piyanist Gülsin Onay ile verdiği konserle açıldığını anımsatan Metin, ''Biz, mütevazı bir konser salonu diyoruz ama Türkiye'deki konser salonu denilen diğer salonlara göre hiç de mütevazı denilecek bir salon değil'' dedi.
Erzurum'da ikinci bir konser salonu daha planladıklarını belirten Metin, ''Orada daha da büyük bir konser salonu olacak. 2009'un ortasına yetişmesini bekliyoruz. İçinde bulunduğumuz bina 9 ayda, Erzurum'daki bina 5 ayda tamamlandı'' diye konuştu.
''İKİNCİ KONSER SALONU DİYE BAKMIYORUZ''
Erzurum'da açılan salona büyük önem verdiklerini ifade eden Işın Metin, bu salona ''ikinci konser salonu'' gözüyle bakmadıklarını söyledi.
Klasik müziği sevdirmenin büyük önem taşıdığını, bu nedenle de gelecek sanatçıları iyi belirlemek gerektiğini dile getiren Metin, sanatseverlerle buluşturdukları yeni salonlarıyla ilgili düşüncelerini şöyle özetledi: ''Bu yıl orada görmeyi ümit ettiğimiz sanatçılar arasında, Türkiye'yi yurt dışında temsil eden sanatçılar var. Yurt dışında kendi alanlarında üst düzeye gelmiş sanatçılar var. Erzurum Konser Salonu için rektörümüzün düşüncesi, kremanın en üst tabakası neyse orada onu yapalım. Ben de aynı düşüncedeyim. Buradaki konserlerin kalitesi, düzeyi bellidir. Onun da üzerinde ne yapabiliriz, onun da en iyisi neyse onu oraya götürelim, düşüncemiz bu... Oraya ikinci konser salonu diye bakmıyoruz. Belki de birinci konser salonu gözüyle bakabiliriz. Özellikle klasik müziği sevdirmek, tanıtmak için bir taraftan da en iyisini sunmak lazım. O nedenle, bir insan klasik müzikle tanışacaksa en iyisiyle, en iyi icra edileniyle, en değerli sanatçılarla tanışması lazım. En etkili yöntem o olur. Biz bunu uygulamayı düşünüyoruz.''
DEĞİŞKEN KOLTUK UYGULAMASI
Konser salonunun ''değişken koltuklu'' olduğunu, etkinliğe göre kapasitenin 100 ile 400 arasında değişebildiğini anlatan Metin, ''Şu andaki boyutuyla büyük salon yetişene kadar bizi destekleyecek bir salon. Büyük salon bittiği zaman ise kapasitenin 1000'e yakın olması bekleniyor'' diye konuştu.
KONSER SALONU ÖZEL DİZAYN GEREKTİRİYOR
Büyük salon bittiğinde diğer salonu çok amaçlı kullanacaklarını ifade eden Metin, bir konser salonu yapmanın ''30-40 koltuk yerleştirmek'' anlamına gelmediğini, salonun donanımlı olması gerektiğini söyledi.
Konser salonunda kuyruklu piyano bulunmasının önem taşıdığını dile getiren Işın Metin, ''Kuyruklu piyanosu olmayan salona konser salonu denilemez. Bu bir aldatmacadır. Konser salonu diyorsunuz, konuk sanatçıların seçmesi için birkaç tane kuyruklu piyanonuz olması lazım'' görüşünü dile getirdi.
Donanımlı olmayan konser salonlarının ''perdesi olmayan sinema salonuna'' benzediğini belirten Metin, Türkiye'nin ve dünyanın geldiği şartlarda donanımlı bir konser salonunun şart olduğunu kaydetti.
ÇAĞDAŞ KONSER SALONU KONSEPTİ
Cumhuriyet döneminde dünya çapında sanatçıların Türkiye'de çalıştıklarını hatırlatan Metin, şunları söyledi: ''Cumhuriyet'in ilk yıllarında yokluk, sıkıntılar içinde çok düzgün orkestralar, sazlar, piyanolar vardı. O dönemin en değerli sanatçılarıydı. Şimdi Boğaz'a üçüncü köprüyü yapalım mı diye konuşuyoruz. Atatürk'ün naaşını Boğaz'dan vapurla geçirmişiz, köprü yokmuş. Konser salonunda piyano olsun mu, olmasın mı, kaç konser salonu olsun, bu konuşulacak şey mi? Zaten olması lazım. İstanbul'da güzel bir salon olsun mu? Bu bir soru bile olmamalı. Zaten olmalı, daha iyisini yapabilir miyiz diye düşünmek lazım. Daha büyüğünü mü yapalım diye düşünmemiz lazım. Buna talep var mı? Tabii ki var. İstanbul, Ankara, İzmir'i boş verin, Anadolu'ya gidince neyle karşılaşıyorsunuz bir bakın. Adıyaman'daki konserimiz o kadar ilgi gördü ki seyirci taşların üzerine bile oturdu. Bilkent Senfoni Orkestrası ilk kurulduğunda misyonlarından biri de Anadolu festivalleriydi. Neredeyse her ile gidildi. Bunların arasında Güneydoğu, Doğu Anadolu da vardı. Hepsinin arşiv kayıtları da duruyor. Biri istatistik çalışması yapmak isterse klasik müziğe talep var mı bu illerde diye, biz arşivlerimizi açarız, kaç kişi gelmiş, sayarlar. Bu soru işaretleri de ortadan kalkar.''
''MÜZİK DERSİ YARARLI''
Metin, müzik dersi alan çocukların analitik konularda, matematik, fizik, fen derslerinde iki kat daha başarılı olduklarına ilişkin bilimsel deneyler olduğunu söyledi.
Müzik öğretmenlerinin yetişmesi gerektiğini dile getiren Işın Metin, ''Müzik dersini kaldırmanın ne anlamı var? Oradan kazandığınız 40 dakikayı neye harcayacaksınız? O 40 dakikayı koyun, hatta üç katına çıkarın ama müzik dersini de müzik dersi gibi yapın. Çünkü kötü müzik dersi kadar kötü bir şey olamaz'' diye konuştu.