Vazgeçilmez kültürel değerlerin en önemlilerini “Dil, tarih ve kahraman ecdadımız” olarak sıralayan MHP Genel Başkan Yardımcısı Erzurum Milletvekili Prof. Dr. Kamil Aydın, kültürel değerlerin turizmle kesiştiği en önemli noktanın tanıtım misyonu olduğunu belirtti.
Aydın, Tanıtım doğru yapılırsa, sadece turizme değil her anlamda ülke ve değerler tanıtımına da katkı olacağını söyledi.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Kapadokya Alan Başkanlığı bütçeleri üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına TBMM’nde konuşan Kamil Aydın, “Vazgeçilmez kültürel değerlerimiz arasında en önemlisi, ses bayrağımız dediğimiz güzel Türkçemiz ve maziden atiye başı dik ve saygın bir biçimde ulaşımımızı sağlayan o şanlı, şerefli tarihimiz ve o tarihimizi yazan kahraman ecdadımızdır” dedi.
Bir milletin dünden bugüne ve yarına yaşayıp yaşatarak kuşaktan kuşağa aktardığı siyasi, edebi, tarihî, hukuki ve örfi tüm değerler manzumesini muhafaza edip, dünya medeniyetine tanıtımının yapılmasını öngördüklerini söyleyen Aydın, “Bu değerler manzumesi içerisinde dil birliği yani ortak dil bilinci ve tarih şuuru geliyor. Bizi biz yapan vazgeçilmez kültürel değerlerimiz arasında en önemlisi, ses bayrağımız dediğimiz güzel Türkçemiz ve kahraman ecdadımızdır. Kültürel değerlerin muhafaza ve müdafaası ile aynı zamanda uluslararası boyuta taşınması, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunu oluşturmuş, iki ayrı kurum olarak varlık bulan yapı, daha sonra bünyesine Atatürk Kültür Merkezi ve Atatürk Araştırma Merkezini de alarak Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumuna dönüşmüştür” şeklinde konuştu.
Hayat tarzını biçimlendiren dil ve tarihle birlikte, bir diğer ortak noktanın da dil, örf, tarih, sanat ve edebiyatın anlaşılıp anlatılması, aynı zamanda uluslararası boyutta hak ettiği yere ulaşmasını sağlama olarak nitelendiren Kamil Aydın, “Türk milletinin yıpratılan, yok edilen veya akamete uğratılan soydaş ve akraba topluluklarla ilişkilerini yeniden imar etme yükümlülükleri benzer hedef ve amaçlara sahip TİKA, YTB, TÜRKSOY, TÜRKPA ve Yunus Emre gibi ulusal ve uluslararası kültürel kurum ve kuruluşlarla yakın iş birliği ve eş güdüm içerisinde yürütülecektir. Bunu gerçekleştirmenin yolu öncelikle tanıtımdan geçmektedir, işte, kültürel değerlerin turizmle kesiştiği en önemli nokta da burasıdır” sözlerini kaydetti.
TÜRKSOY’un zaman zaman Türk kültür şehirleri ilan ettiğini bildiren Kamil Aydın, Erzurum için de, bir sonraki Türk kültür şehri adaylığına namzet olmasını istediğini belitti. Aydın, tanıtım misyonu eğer doğru yapılırsa sadece turizmin değil, her anlamda ülke ve değerler tanıtımına da katkıda bulunacağını belirterek kültürel, tarihî, sanatsal değerlerine yapılan saldırıların, oluşturulan bilgi kirliliği ve algı operasyonları olduğunu açıkladı.
İngiliz istihbarat üretimi olan "Mavi Kitap" ve "Gece Yarısı" gibi sinema yapımlarını ucube olarak niteleyen Aydın, bu sinema filmlerinin kara propaganda oluşturduğunu söyledi.
Somut iki örnekten bahseden Aydın konuşmasına söyle devam etti; “Ben tanıtım bağlamında çok dikkatimi çeken, Fransa'da meydana gelen bir olayı anlatacağım. Türkiye'de bir yaz tatili geçirip, bir komşuda bir çay, bir kahve içip, sonrasında ‘Ya, bu Türkler ne kadar kadirşinas insanlar’ deyip ahde vefasını gösteren, Paris'teki PKK gösterilerinde ‘Yeter artık!’ deyip yüzlerine açık bir şekilde "Siz teröristsiniz, Türkler soykırımcı olamaz ancak sizden çıkar çıkarsa." diyen Fransız kadınıdır. İşte, turizmin ve tanıtımın gerçekten böyle düşünebileceği, çok çok etkilendiğim bir örnektir.
‘Bu ülkede can güvenliği ve emniyetten söz edilemez’ diyen Aydın; “Kriz arayıcılarına rağmen geçen hafta bir Kapadokya seyahati sonrası bir turist çift video çekimi yapıp koyuyor. ‘Buralar çok emniyetli, çok güzel. Ne olur gelin, Türkiye'nin bu eşsiz güzelliklerine sizler de tanıklık edin’ diyebilme cesaretini ve gerçekten insani tavrını gösteren bir turist çiftinden örnek vermek istedim. Bunların her ikisi de kamuoyuna yansıdı.
Elbette ki kalkınma topyekûn bir hadisedir. Turizm çok hafife alınacak, çok basite alınacak bir mesele değildir. Paneller, oturumlar ile kat edemediğimiz mesafeyi misafir ettiğimiz, iki çay arası sohbette bulunduğumuz turistlerle elde edebiliyoruz. zaman zaman turizm, iş, akademik, siyasi ziyaretler için yurt dışına gidiyoruz, özellikle o şatafatlı otellerde nedense Türkiye'nin hiçbir kanalı gösterilmiyor ya da sansür uygulanıyor. TRT World'ü izlemek istiyoruz bulamıyoruz kendilerine büyük tehdit olarak gördükleri Çin ve Rusya'nın bütün kanalları çok açık ve net bir şekilde yayın yaparken TRT World'ün yayınının engellemesini anlamakta zorlanıyorum.”