AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili sözlerine sert tepki göstererek, ‘Bu bir ifade özgürlüğü değil. Bu tam tersi terörize bir zemin oluşturmak için teşvik yöntemidir. Yani kalemi, kelamı kurşunlaştırma yaklaşımıdır.’ dedi.
TEPKİ VERMEZSEK VİCDANLARIMIZ RAHATSIZ OLMAZ MI?
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. Olayın ifade özgürlüğüyle izahının mümkün olmadığına işaret eden Milletvekili Aydemir, " Elbette ifade özgürlüğüne sonuna kadar evet. AK Partı zaten o zeminin önünü açtı, ama bu bir ifade özgürlüğü değil. Bu tam tersi terörize bir zemin oluşturmak için teşvik yöntemidir. Yani kalemi, kelamı kurşunlaştırma yaklaşımıdır. Buna biz müdahale etmezsek yarın ardından çıkacak sekellerin hesabını kim soracak? "Kardeşim, milletvekiliydiniz, bu hâl zuhur ettiğinde, açığa çıktığında niye en ufak bir tepki vermediniz?" demeyecek mi millet? Millet demese de vicdanlarımız bize bunu sormayacak mı?’ kaydını düştü.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONUNUN TARİHİ İŞLEVİ
Yaptığı konuşmada TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun tarihi bir işlevi olduğunu hatırlatan Milletvekili Aydemir, ‘Plan ve Bütçe Komisyonu zeminini tarif ettim ben bir vesileyle ve çok saygın olduğunu, çok öğreten bir vasat olduğunu özellikle altını çizerek söylemiştim. Burada insanlar tenkit getirirler, eleştiri yaparlar ama bireysel hukuka asla müdahale etmezler, herhangi bir haksızlık cihetine yönelmezler. ‘ dedi.
AYDEMİR: CUMHURBAŞKANIMIZ ZİRVE ŞAHSİYETTİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın zirve bir şahsiyet olduğunu, ona yapılan saygısızlığa tahammül edilemeyeceğini kaydeden Milletvekili Aydemir, ‘Bizi tarif eden bir yönetim şekli var: Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ve bunun zirvesinde de yüksek bir şahsiyet oturuyor. Bizim dünya durdukça kendisine şükran duyacağımızı altını kalın puntolarla çizerek her konuşmamızda söylediğimiz. Sadece biz değil milyonlar, on milyonlarca insanın duygusuna, düşüncesine tercüman olarak söylüyorum. Böyle bir ismi, birisi çıkıyor, ismi efendim sanatçı olsa da -beni bağışlayın, belki buranın mehabetine uygun düşmeyecek ama- soytarılıkla eş değer bir yaklaşım serdederek ayaklarından asılması telmihinde bulunuyor. Kendisiyle çelişerek yapıyor bunu. Bunlar en basit ifadeyle edebe aykırı şeyler. Bir büyük haksızlıktır. Hepimizin buna karşı durması lazım. Her konuşmacının, özellikle şu Meclis zemininde bulunan, milleti temsil noktasında olan vekillerin, konuşmaya başlamadan önce bu darbe çığırtkanlığını tenkit etmesi lazım, kınaması lazım. Tam tersi, tenkiti bırakın teşyii gibi bir hâlle karşılaşmak bizi üzüyor, bunu yapmamak lazım. ‘ vurgusunda bulundu.
‘SİLLE VURULUR HERKESE SİMASINA LAYIK’
Konuya ilişkin olarak bazı kesimlerce yapılan değerlendirmelerde kıyas yoluna gidildiğini, bunun yanlış olduğunu aktaran Milletvekili Aydemir, ‘ Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmalarından örnekler vererek bir kıyas yoluna gidiliyor, bu da yanlış. Sebebi şu arkadaşlar: Hitabette elbette ki birtakım tarzlar, üsluplar, yöntemler uygularsınız. Hitabetin kendi içinde vardır, bu bir sanattır. Yani "Sille vurulur herkese simasına layık." diye bir aforizma. Efendim, bunu söylersem ben insanlara sille vurmayı teşvik cihetine mi gitmiş olurum? Yok böyle bir şey. Bir karşılık, bir münazarada, bir münakaşada vereceğiniz karşılığı ifade eder. Öyleyse hususen söylüyorum, kavramları, mefhumları muhafaza ederek, onlara saygı duyarak ve mecazın ne anlama geldiğini bilerek burada görüş serdetmek lazım, fikir serdetmek, aktarmak lazım. ‘ yorumunu yaptı.
HEPİMİZ DEMOKRASİNİN KORUNMASI KONUSUNDA TİTİZ OLACAĞIZ
Plan ve Bütçe Komisyonunda AK Parti Manisa Milletvekili Uğur Aydemir’in yaptığı değerlendirmeyi çok mühim ve değerli bulduklarını ifade eden Milletvekili İbrahim Aydemir, Demokrasi hassasiyetine dikkat çekerek, ‘Uğur Bey çok güzel anlattı, bu çok mühim bir mevzu. Kanuni düzenleme elbette çok önemli ama bizi tarif eden, demokrasiyi tarif eden hâle, altına dinamit döşemeye çalışan yaklaşımı burada deşifre etmek, ona dönük duruşumuzu netleştirmek açısından çok çok mühim. Öyleyse Uğur Bey'in tarifinden sonra kalan kısmını özellikle ben de kayda geçmek istiyorum, (Akpınar) Diyor ki: "Kim Rusya'ya döndüyse, iktidardan gitti onu da söyleyeyim. Adnan Menderes'te randevu almıştı ihtilal oldu, Süleyman Demirel aynı şekilde kuzeye döndüğünde ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına?" Bunu derken hâl diliyle, mimikleriyle bir böyle keyif üzeri olduğunu ve milleti de buna dönük hazırlıklı olmaya yönlendirdiğini her hâliyle görüyorsunuz. Bir sanatçıya -az önce Garo Bey dedi ki: "78 yaşında."- efendim, yaş kemale ermişse ifadelerinize de mutlaka dikkat etmeniz gerekir. Onun çok daha dikkatli olması lazım hele hele sanatçı etiketi taşıyorsa. Ben hiç de öyle bakmadım da, bugüne kadar da bakmadım. Mademki bazı kesimler bakıyor öyleyse dikkat etmesi lazım. Dikkati bırakın, tam tersi toplumu ayrıştıran bir yöntemi, bir yolu tercih ediyor. Hepimiz buna karşı müteyakkız olacağız, dikkatli olacağız. ‘ dedi.
VİCDANLARIMIZ BİZE BUNU SORMAYACAK MI
Demokrasiye yönelik saldırıların ifade özgürlüğüyle izah edilemeyeceğini belirten Milletvekili Aydemir, ‘ "Efendim, ifade özgürlüğü." Elbette ifade özgürlüğüne sonuna kadar evet. AK Parti zaten o zeminin önünü açtı ama bu bir ifade özgürlüğü değil. Bu tam tersi terörize bir zemin oluşturmak için teşvik yöntemidir. Yani kalemi, kelamı kurşunlaştırma yaklaşımıdır. Buna biz müdahale etmezsek yarın ardından çıkacak sekellerin hesabını kim soracak? "Kardeşim, milletvekiliydiniz, bu hâl zuhur ettiğinde, açığa çıktığında niye en ufak bir tepki vermediniz?" demeyecek mi millet? Millet demese de vicdanlarımız bize bunu sormayacak mı? ‘ sualini yöneltti.
YAPILAN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİLDİR
Plan ve Bütçe Komisyonundaki konuşmasında Erzurum’la ilgili bir anekdotu paylaşan Milletvekili Aydemir, ‘ Bakın, ben size Erzurum'dan bir örnek vereceğim. Benim bir kardeşim, hemşehrimiz, Erzurum'da bir beldenin de belediye başkanlığını yaptı; sosyal medyada birisi -ismini vermeyeceğim- o bir vakit şöyle bir şey yazmış: "Efendim, eğer paradan altı sıfır atılırsa -beni bağışlayın, buradaki heyetten özür diliyorum- şurada anırırım." demiş. Bizim bu belediye başkanlığımızı yapan -şimdi değil tabii ki- o da bir heyecana kapılmış, altı sıfır atıldıktan bir müddet sonra bir mesaj yazmış: "Hadi bakalım, anır da bütün Türkiye seni duysun, adi!" İfade aynen bu. Mahkemeye gitmiş -yani basit, Facebook sayfasının altına yazılmış bir mesaj- mahkeme üç buçuk ay hapis cezası tayin etmiş. Mahkeme kararı bende var. Ben mahkemeyi asla burada sorgulamam, kararını da sorgulamıyorum. Kanun neyi vazediyorsa elbette ona göre de bir şeyi açığa çıkacaktır. Ancak sana değdiğinde, sana yöneldiğinde "hakaret" deyip çok basit bir kavramı mahkeme mevzusu edeceksin ama sen her gün yazılarınla teröristleri teşvik eden kavramlar kullanacaksın, cümleler kuracaksın, yol yöntem göstereceksin, buna devleti yöneten Cumhurbaşkanımız yahut da bizim gibi milleti temsil eden milletvekilleri itiraz ettiğinde bağıracaksın "İfade özgürlüğü yok mu?". Kardeşim, ben de gazeteciyim, elbette ki yazalım ancak toplumsal menfaat, toplumun çıkarları, bireyin hakkı hukuku, bunları, çatışma zeminini oluşturmak, bunlara riayet edeceksiniz. Yok böyle bir şey. Yani, bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler...
AYDEMİR’DEN AKİFÇE VURGU
Demokrasiyi kesintiye uğratan her eylem ve söylemi, darbeci anlayışı telin ettiklerini kaydeden Milletvekili Aydemir, Mehmet Akif Ersoy’un böylesi zihniyete ‘Tükürün’ vurgusunu yaptığı şiirini paylaşarak, ‘(Maalesef) bizde bir damar var, bizde sevimsiz bir damar var; darbe damarı. Bu, şimdiye ait değil. Tarihimizde çok var. Buna dönük kayıtlar düşülmüş, bunu telin eden ifadeler kullanılmış, yazılar yazılmış, söylemler geliştirilmiş, hatta hatta şiirler yazılmış. Mesela, bizim eşsiz şairimiz, millî şair diyor ki bu darbe teşnelerine, darbeye yatkın olanlara "Bunlara tükürün." diyor, tükürün telmihiyle, tükürün yöneltmesiyle bir güzel dörtlük yazıyor. Diyor ki: "Tükürün milleti alçakça vuran darbelere!/Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!/Tükürün Ehl-i Salîb'in o hayasız yüzüne! /Tükürün onların aslâ güvenilmez sözüne!/Medeniyet denilen maskara mahlûku görün/Tükürün maskeli vicdânına asrın, tükürün!" Evet, aslında biz tüküreceğiz bunlara. Aksi hâlde onlar bizi boğar, demokrasiyi boğar, yok eder. Oradan besleniyorlar bunlar. Kanser hücresi gibiler. Öyleyse yekpare düşünmemiz lazım, hep birlikte kenetlenip burada bir duruş sergilememiz lazım.’ dedi.
‘SEN HERKESİ KÖR, ALEMİ SERSEM Mİ SANIRSIN’
Bu şahısların, Cumhurbaşkanına ve demokrasiye yönelik saldırgan sözlerinin tevil edilmeye çalışıldığını, bu sözlerin tevil edilemeyeceğini belirten Milletvekili Aydemir, ‘Efendim, bir tevil getiriliyor bazen, hatta az önce bir arkadaşımız da gene "Ya efendim, o öyle demek istemedi filan da..." Bu hâlde de, Ziya Paşa'yı bilirsiniz değil mi, Ziya Paşa Erzurumludur. "En ummadığın keşf eder esrâr-ı derûnun/ Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?" diyor Ziya Paşa. Arkadaşlar, hepimiz her şeyi biliyoruz, görüyoruz. Öyleyse birbirimizi aldatmaya, kandırmaya gerek yok. Bir zirve isim var, o zirve ismin adı Recep Tayyip Erdoğan. Onunla biz iftihar ediyoruz. Onun oluşturduğu şemsiyeyle bu ülke on altı, yılda yüz altmış yılda yapılmayacağı yaptı. İnşallah, 2023, 2053 hedeflerini de onun tanzimiyle gerçekleştireceğiz. Ayar verme noktasında da Sayın Cumhurbaşkanımız o kadar tabii bir hâl üzeredir ki asla mask kullanmıyor, maske kullanmıyor. Neyi biliyorsa hakikat olarak ve özellikle milletten aldığı ışığa göre bir tavır sergiliyor. Buna şapka çıkarmak, buna saygı duymak gerekirken tenkit etmeyi, hele ayar veriyor gibi bir yaklaşım serdetmeyi ben sığ bir düşünce olarak görüyorum. ‘ sözleriyle konuşmasını tamamladı.