Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Milli muharip uçağımızı 2023 yılında semalarımızda, 2030 yılında da Hava Kuvvetlerimizin envanterinde görmeyi arzu ediyoruz. Ben biraz tez canlıyım, aslında bunu öne çekmenin gayreti içerisinde de olmamız lazım. Ne kadar öne çekebilirsek o kadar isabetli olacak” dedi.
Türkiye’nin ilk uydu test tesisi TUSAŞ Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi’nin açılış TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.’nin Kazan’daki tesislerinde gerçekleştirilen TUSAŞ Uzay Sistemleri Entegrasyon ve Test (USET) Merkezi’ açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, merkezin ülkeye kazandırılmasında emeği geçenlere teşekkürlerini iletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayinde diğer kuruluşlar gibi TUSAŞ’da son 12 yılda çok büyük atılımların gerçekleştirildiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz bize yetmediğimiz durumda bağımsız bir Türkiye’den bahsedemeyiz. Bunun adımlarını atmak durumundayız. Dünyanın bir ucundaki de insan biz de insanız. O yapıyorsa biz de yapabiliriz. Yapmamak için hiçbir sebep yok. Ama birileri önümüze bariyeri koyuyor, sonra da bunun üzerinden atla diyor. Biz bunları da atlayacağız, gerekirse bu bariyerleri de kaldıracağız. İşte bu başladı" dedi.
TUSAŞ’ın 1984 yılında sadece F-16’ların fason üretimi için kurulduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, TUSAŞ’ın yapısının 2005 yılında millileştirilerek yeni bir dönemin başladığının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün artık TUSAŞ’ın havacılık alanında dünyanın en önemli kuruluşlarından biri hali geldiğini ifade etti.
UZAYA İLK ADIM
‘Bu tesis bizim için gerçek anlamda uzaya ilk adım niteliği taşıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:"Türkiye 12 yıldır pek çok alanda hayata geçirilmiş olduğu ilklerinden birini de uzay çalışmaları alanında gerçekleştirmiş oluyor. Tarihte savunma sanayi konusunda aslında çok büyük bir müktesebatı olan bir milletiz. Yani bizi şu anda bulunduğumuz noktada görmeyin. Kendimizi böyle bir noktada görmeyelim. Aslında biz bunları başarmışız. Ama nedense patinajla biz geriye gitmişiz. Kadırgalarımızla denizde, toplarımızla karada destanlar yazdık. İstanbul’un fethi başta olmak üzere pek çok savaşta kendi geliştirdiğimiz ve ürettiğimiz silahlarımızla çok büyük başarılar kazandık. Birinci Dünya Savaşı’na geldiğimizde bu üstünlüklerimizi yitirmiştik, buna rağmen Kurtuluş Savaşımızı çok zor şartlarda ürettiğimiz veya yenilediğimiz silahlarla, cephaneyle kazandık. Cumhuriyetin kuruluşunun hemen ardından Gazi Mustafa Kemal’in talimatı ve desteğiyle başlatılan savunma sanayii hamlesi maalesef 1940’lı yıllardan itibaren akamete uğradı. Kurduğumuz uçak fabrikalarını, geliştirdiğimiz otomobilleri, motor fabrikalarını birer birer kapattık. 1926 yılında kurduğumuz tayyare ve motor Türk şirketi 1939 yılına kadar tam 112 uçak üretti. O dönemin şartlarında bu gerçekten muazzam bir başarıdır. Ama maalesef kapısına 1939 yılında kilit vuruldu. Rahmetle andığımız Nuri Demirağ’ın 1936’da başlattığı girişim 1943’te aynı akıbete uğradı. Şayet bu hamle devam etmiş olsaydı hiç şüphesiz bugün Türkiye dünyanın en önemli uçak üreticilerinden biri olurdu."
“KAÇAK DÖVÜŞTÜLER”
Dünyanın en büyük 100 savunma sanayi şirketi arasına giren TUSAŞ’ın Türkiye’nin gurur kaynağı haline geldiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefimiz bu listeye en az 20 şirketle girmek olmalıdır. Bildiğiniz gibi şuanda dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firması içerisinde 42 şirketle yer alıyoruz. Aynı başarıyı savunma sanayi alanında da göstereceğimize inanıyorum. TUSAŞ bu listeye ilk giren Türk şirketi olarak öncülük görevini yerine getirmiş bulunuyor. Şimdi sıra diğer firmalarımızda. Tabii TUSAŞ’ın bu konuma gelmesinde 2003 yılında savunma sanayinde yerli üretime verdiğimiz önemi bu doğrultuda ortaya koyduğumuz güçlü iradenin çok payı var. TUSAŞ’ta sağolsun kendisine olan güvenimizi boşa çıkarmadı. İşte ATAK helikopterlerimiz tüm zorluklar aşılarak tasarlandı, üretildi. Semalarımızda gururla vazifesini yerine getirmeye başladı. ATAK ile ilk adımları attığım zaman yetkilileri ile İtalya’da ilk görüşmeleri yaptığımız zaman doğrusu zaman zaman ‘acaba soru’ aklıma geliyordu. Çünkü yıllar yılı bildiğiniz gibi küresel sermaye bizlerle ortak üretimlere girme noktasında hep kaçak dövüşmüştür, gelmemiştir. Samimi olarak bir ortak üretimi ülkemizde yapmaya yanaşmamıştır” dedi.
HÜRKUŞ uçağının Avrupa’da sertifika alma aşamasına geldiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ANKA İnsansız Hava Aracı’nın sürekli geliştirilerek hedefledikleri düzeye yaklaştığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, GÖKTÜR-2 uydusunu 2012’de uzaya fırlattıklarını ve bu uydunun başarıyla hizmet vermeye devam ettiğini vurguladı.
“BEN BİRAZ TEZ CANLIYIM”
“TUSAŞ’ın hikayesi Türkiye’nin hikayesinin aslında bir özetidir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu bu şekilde değerlendirmemiz lazım. Bu kuruluşumuz 2000 yılında 90 milyon dolarlık cirosu ve 2 bin çalışanıyla neredeyse kapanma durumuna gelmişti ve o gün iktidara geldiğimizde doğrusu o zamanki Savunma Bakanım Veysi Bey’le birlikte bu konular üzerinde değerlendirmelerimizi yapmış ve kararlılıkla işin üzerine üzerine gitmiştik. Bugün ise TUSAŞ 1 milyar doları aşan cirosu ve 5 bin çalışanıyla kendi alanında dünyanın en büyük 80. şirketi olarak karşımızda duruyor. Nereden nereye. TUSAŞ’ı sadece buradan, Kazan’daki bu tesislerden ibaret görmemek gerekir. Biz sadece burada yokuz. Biz şuanda Ostim’de varız. Ankara’da organize sanayi bölgelerinde faaliyet gösteren kuruluşlarla yürütülen çalışmalarda takdire şayan bir büyüme göstermiş bulunuyor. Sadece Ostim’e aktarılan iş hacmi 12 yılda 10 kat arttı. Çok önemli. TUSAŞ’ın bugün sadece yardımcı olarak yan sanayi verdiği iç hacmi 2005 yılındaki toplam cirosundan dahi fazla. Bu büyük iş hacmi Kazan’da bir havacılık ihtisas organize sanayi bölgesi kurulmasının da yolunu açtı. İşte böylesine önemli bir başarıyı konuşuyoruz. 2023 yılında TUSAŞ’ı her bakımdan çok daha ilerde, çok daha büyük projelerin içerisinde görmek istiyoruz. Milli muharip uçağımızla ilgili karar savunma sanayi icra kurulundan bildiğiniz gibi çıkmış bulunuyor. Bu uçağı 2023 yılında semalarımızda, 2030 yılında da Hava Kuvvetlerimizin envanterinde görmeyi arzu ediyoruz. Ben biraz tez canlıyım, aslında bunu öne çekmenin gayreti içerisinde de olmamız lazım. Ne kadar öne çekebilirsek o kadar isabetli olacak” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İLK UYDU MERKEZİ”
Yatırım maliyeti Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Türksat A.Ş. tarafından karşılanan USET Merkezi, GÖKTÜRK-1 projesi kapsamında TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. yerleşkesinde kuruldu. İşletme hakkı TUSAŞ’A verilen USET Merkezi’nin temeli, 29 Ekim 2011 tarihinde atıldı. 9 bin 800 metrekare kapalı alana ve 3 bin 300 metrekare- yüz bin sınıfı temiz odaya sahip olan merkezde, uyduların fırlatma esnasında ve uzayda görevi boyunca maruz kalacağı mekanik, ısıl, akustik ve elektromanyetik etkileşim ortamları oluşturabilecek ve uluslararası standartlarda kalifikasyon testleri gerçekleştirebilecek. Merkezde, GÖKTÜRK-1 uydusu ile Türkiye’nin ilk yerli uydusu Türksat-6A’nın montaj yapımı, ileri entegrasyon ve çevresel testleri gerçekleştirilecek.