Erzurum, kehribar, Oltu, damla ve daha birçok zarar görmüş ya da kırılmış değerli tespih taşlarını tekrar onararak can verdiğini aktaran Bülbül, ayrıca birbirinden değerli tespihleri de atölyede satışa sunduklarını ifade etti.
Şanlıurfa’da bir esnaf tespihçilik mesleğine farklı bir boyut kazandırarak hastaneye dönüştürdüğü baba yadigarı 30 metrekarelik atölyede, kırık ve zarar görmüş tespih taşlarını özel teknolojik araçlarla onararak can veriyor.
Şanlıurfa’da çocukluğundan itibaren merak saldığı baba mesleğini sürdüren 32 yaşındaki tespihçi Özer Erbülbül, ‘Tespih Hastanesi’ diye adlandırdığı 30 metrekarelik atölyesinde kırık ve zarar görmüş tespih taşlarını özel teknolojik araçlarla onararak can veriyor. 25 yıldır mesleğini sürdürdüğünü ve tespihçiliğe farklı bir boyut kazandırmak istediklerini belirten Erbülbül, bu yüzden atölyeye ‘Tespih Hastanesi’ diye isim verdiğini söyledi. Müşteriler tarafından tamir için getirilen Erzurum, kehribar, Oltu, damla ve daha birçok zarar görmüş ya da kırılmış değerli tespih taşlarını tekrar onararak can verdiğini aktaran Bülbül, ayrıca birbirinden değerli tespihleri de atölyede satışa sunduklarını ifade etti. Erbülbül, tespih fiyatlarının da 5 ile 10 bin lira arasında değiştiğini söyledi.
Şanlıurfa’da tespihe olan ilginin yoğun olduğunu ve bu yüzden tespihçilikte farklı bir şeyler yapmak istediklerini belirten tespih ustası Özer Erbülbül, “Biz tespih işiyle uğraşıyoruz. Tespih hastanesi dememizin anlamı, Şanlıurfa’nın tespih kültürü geniş olduğu için bu ismi verdik. Tespihlerin genelinde tamirata gelişleri taneleri ve imameler gibi gümüş takım işlerinin minimum yapıldığı yer manasına geliyor. Genelde hasta olan tespihler, mesela imamesi kırılmış gibi hasta tespihler gelince, biz bunları tamir ediyoruz. Ameliyat ettiğimiz ürün baştan sona modifiye ediyoruz. Tespih maddeleri genel olarak kehribar çeşitleri çok sayıda bulunmaktadır. Eskiye dair tespih çeşitleri vardır. Damla kehribar ürünler bulunur. Eski objeler, Alman çatal bıçak setleri, sapında kullanılmış olan malzemeler. Biz Şanlıurfa tabiriyle bunlara bakalit diyoruz. Almanların yapmış olduğu şemsiye, sıkma kehribar dediğimiz ürünler obje diye geçer. Eskiden kalma objeler. Bize gelen ürünler kehribar çeşitlerimiz farklı renkte olmak üzere taş halinde gelir. Bize gelen bu taşlar işyerimizde olan makinelerden kesme işlemi yapılır. Kesme bitikten sonra bu taşlar ölçülere göre küçük taneler haline getirilir. Taşlar kare halinde dilimler yapılır. Taşlar sonra ise delinme işlemi yapılır. Bu taşlar parlatma, ipe dizilişi yapıldıktan sonra tespih haline gelir. Bu tespihler bizim yaptığımız kendi el emeği göz nuru eserlerimizdir. Şuanda elimde olan beyaz sıkma kehribar tespihtir. Biz genelde kehribar, uka, ağaç türleri ve seki malzemeler, Osmanlı zamanında kalma kalıntılar ve kolye çeşitlerini tekrardan işlemler yaparak teşbihe dönüştürüyoruz" dedi.
“TESPİHİN DEĞERİ ALICININ GÖZÜNDEDİR”
Tespihin bir sanat işi olduğunu ve paha biçilemez olduğunu aktaran Erbülbül, “Tespihlere baha biçilmez. Tespih sanattır. Tespih birde merak işidir. Tespih işinde koleksiyonlar müşterileri de mevcuttur. Tespihte fiyat biçilmez. Tespih çeşitleri kalitesine göre 5 liradan başlar 100 bin dolara kadar tespih vardır. Tespihin değeri alıcının gözündedir. Önemli olan kalitedir. Şanlıurfalılar tespih sanatına ilgi gösteriyorlar. Urfa medeniyetlerin başkenti olduğu gibi, kültür ne sanatın başkenti de Şanlıurfa’dır. Urfa’da yediden yetmişe herkes teşbihe meraklıdır” diye konuştu.