ERZURUM (İHA) - İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ender Akyol, "Bugün Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler, Atatürk'ün ne kadar çağını aşan bir lider, büyük bir askeri ve siyasi deha, gerçekçi bir devlet adamı olduğunu göstermiştir" dedi.
İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ender Akyol tarafından "Atatürk, Demokrasi ve 1924 Anayasası konulu konferans verildi. Hoca Ahmet Yesevi Konferans salonunda düzenlenen konferansa Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süheyla Ünal, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Karagöz, akademisyen ve öğrenciler katıldı.
DEMOKRASİ YÜKSELEN DEĞER
Günümüzde demokrasinin söylem ve tartışması, siyasetçilerin ve siyaset bilimcilerin dışına taşarak tüm toplumsal kesimlere yayılan, yükselen bir değer haline geldiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Ender Akyol, bugün demokrasi hemen herkesin inandığı ortak bir değerdir, dedi. Yrd. Doç. Dr. Ender Akyol, "Demokrasi kavramının asıl olarak yükselişe geçmesi 1945 yılından sonrası 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle birlikte gerçekleşmiştir. 2. Dünya Savaşının bıraktığı olumsuz sonuçlar, dünyada bir daha böylesi savaşların yaşanmaması adına demokrasi ve insan haklarını yüceltmiştir. Örneğin Avrupa Konseyi bu düşüncenin bir ürünü olarak 1949 yılında kurulmuştur. Bu bağlamda tarihsel dönemi, iç ve dış koşulları ile birlikte dönemin siyasi, ekonomik ve toplumsal değerleri içinde yorumlamak objektiflik açısından zorunludur. Atatürk dönemi olarak kabul ettiğimiz 1938'e kadarki dönemi de bu çerçevede değerlendirmek gerekmektedir.
1924 ANAYASASI
Akyol şunları söyledi: "Atatürk dönemine demokrasi açısından o dönemin siyasi, ekonomik ve ideolojik ortamı ve değerleri açısından bakılacak olursa, bu dönemi değerlendirmek için demokrasinin düzeyi ve derecesinin durumuna bakmakta fayda vardır. Tek partili dönemden çok partili döneme geçiş ve 1920'lerden itibaren değişik adlarla bildiğimiz inkılaplar, Atatürk ihtilali, cumhuriyet devrimleri, Türk devrimi gibi adların verildiği siyasal, ekonomik, toplumsal, bilim ve kültür alanlarına uzanan köklü yeniliklerin yapılması, laiklik, hukuk, kadın- erkek eşitliği gibi daha bir çok alanda evrensel değerlere yönelme konuları Atatürk dönemi demokrasinin izahı olabilir. Ayrıca Atatürk döneminde, çağdaş demokrasinin bir anlamda altyapısını oluşturan demokratik ilke ve perspektifler de vardı. Halkçılık bu ilkelerin başındadır."
DEMOKRATİK RUH
1924 Anayasası'nın demokratik ruha sahip liberal bir anayasa olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Akyol, "1924 Anayasası, dönemi içerisinde değerlendirildiğinde, demokratik ruha sahip liberal bir anayasadır. 1924 Anayasasının ideolojik esası olan milli egemenlik ve milli irade ilkesi, hukukilik ve yasallık açısından da yeni bir açılımdır. 1924 Anayasası demokratik bir ruha sahip olmakla birlikte Fransız devrimiyle birlikte ortaya çıkan çoğunlukçu demokrasi anlayışını yansıtmaktadır. Modern demokrasinin gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan çoğulcu demokrasi anlayışı ise, demokrasiyi mutlak ve sınırsız bir çoğunluk yönetimi olarak kabul etmez. Demokrasi bir çoğunluk yönetimi olmakla birlikte, azınlığın temel hak ve özgürlükleriyle bağdaştıran bir rejimdir aynı zamanda. 1924 Anayasası, 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir', Türk milletini ancak TBMM temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır, demek suretiyle çoğunlukçu demokrasi anlayışını benimsemiştir. Sonuç olarak Atatürk dönemi yeni bir toplum ve devlet projesi kabul edilebilir. Bu yeni toplum ve devlet çerçevesindeki uzun vadeli amaç, bir ulus devlet oluşturma, devleti ve toplumsal yaşamı laikleştirme, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma ve demokratik devlet biçiminin kurulmasıdır. Gerçekleştirilen devrimler ile geleceğin modern demokratik altyapısının oluşturulması amaçlanmıştır. Bugün Ortadoğu da yaşanan gelişmeler, Atatürk'ün ne kadar çağını aşan bir lider, büyük bir askeri ve siyasi deha, gerçekçi bir devlet adamı olduğunu
göstermiştir" ifadelerini kaydetti.