19 Mayıs nedeniyle, gençler ve sporculara Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bir resepsiyon veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim ne bölgemize ne de dünyaya sırtımızı dönme şansımız da, hakkımız da yok. Gençler, sorumluluğumuz böyle büyük olduğu için görevlerimiz de çok ağır. Gerçek bağımsızlığın, ancak her alanda kendi ayaklarınızın üzerinde durabilmenizle mümkün olduğunu biliyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde verilen resepsiyonda gençler ve sporcularla bir araya geldi.
Resepsiyonda sporculara ve gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne, milletin evine hoş geldiniz” diyerek konuşmasına başladı. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin dört bir yanından, 81 vilayetten ve yurt dışından gelen gençlerle, bu vesileyle beraber olmanın bahtiyarlığını yaşadığını söyledi.
“KURTULUŞ SAVAŞI, MALAZGİRT’TEN BERİ SÜRDÜRÜLEN MÜCADELENİN EN ÖNEMLİ HALKALARINDAN BİRİSİDİR”
97 yıl önce, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun’a çıkmasıyla yakılan istiklal ateşinin, 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin toplanmasıyla, tamamen millî bir dava hâline dönüştüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok zor şartlarda verilen Kurtuluş Savaşımızı başarıya ulaştırdıktan sonra, 29 Ekim 1923’te, yeni devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanıyla, bu mücadelenin ilk safhasını sonuçlandırdık” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurtuluş Savaşı’nın, bu coğrafyada Malazgirt’ten beri sürdürülen mücadelenin en önemli halkalarından birisi olduğuna işaret etti. Kurtuluş Savaşı’nın, Balkan Harbi’nden, Birinci Dünya Savaşı’ndaki Çanakkale, Kût’ül Amare, Filistin Cephesi, Kafkas Cephesi, Medine Müdafaası’ndan ayrı düşünülemeyeceğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunların hepsi de, yenilgisiyle zaferiyle, birbirinin devamı olan, birbirini adeta besleyen, tamamlayan mücadelelerdir. Esasen Cumhuriyetimiz, Osmanlı’dan, Selçuklu’dan, Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen diğer devletlerimizden farklı, nevzuhur bir devlet de değildir. Tam tersine, Türkiye Cumhuriyeti, bu tarihî sürekliliğin son temsilcisidir. Bunun için Sultan Alparslan’ı Osman Gazi’den, Kılıç Arslan’ı Fatih Sultan Mehmet’ten, Kanuni’yi Sultan Abdülhamit’ten ayrı göremeyiz” diye konuştu.
“ASIL OLAN, MİLLETİN GÖNLÜNDE YER ETMEK”
Gazi Mustafa Kemal’i de, devlet kuran bir kumandan ve lider olarak, bugün bir kez daha saygıyla andıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumhuriyet döneminde ülkeye büyük hizmetleri olan rahmetli Menderes’i, rahmetli Özal’ı, rahmetli Türkeş’i ve rahmetli Erbakan hocamızı da tazimle yâd ediyoruz. Bunların hepsi de milletimizin gönlüne adeta nakşedilmiş, milletimizin kalbinde abideleşmiş isimlerdir. Asıl olan da işte budur; yani milletin gönlünde yer etmektir. Yaptığınız hizmetlerle, duruşunuzla, mücadelenizle bunu başaramamışsanız, tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmaya mahkûm olursunuz” şeklinde konuştu.
Siyasi hayatının tamamında millete hizmet için, milletin gönlünü kazanmak için çalışmış bir kişi olarak, gençlere de aynısını tavsiye ettiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere kendilerini yetiştirmesini, projeler gerçekleştirmelerini, çalışmalarını, üretmelerini, kariyer yapmalarını bunları da ihmal etmemeleri tavsiyesinde bulundu.
“İSTİKLAL VE İSTİKBAL MÜCADELESİ BİTMEDİ”
“Milletle birlikte olmak, milletle beraber yol yürümek, onun gönlüne girmek daima önceliğiniz olsun” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Baki ne diyor, ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer’ diyor. Aslı olan nedir? İşte bu kubbede sadayı bırakabilmektir. Hepimiz öleceğiz. Ölüm bizim için mukadder. Bundan kaçmak, bundan uzaklaşmak mümkün mü? Ölüm bizim için mukadder olduğuna göre öldükten sonra lanetle anılmakta var, rahmetle anılmakta var. Temenni ederim ki bizler rahmetle anılanlardan olalım. Bugün burada bulunuyor olmanızı dahi, bu yöndeki kararlılığınızın bir emaresi, bir işareti olarak görüyorum. Allah yolunuzu ve bahtınızı açık etsin” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 19 Mayıs’ta ilk adımı atılan yeni süreç sonunda Cumhuriyetin kurulduğunu, ama istiklal ve istikbal mücadelesinin bitmediğini, bitmeyeceğinin altını çizdi.
“GERÇEK BAĞIMSIZLIK, HER ALANDA KENDİ AYAKLARINIZIN ÜZERİNDE DURABİLMENİZLE MÜMKÜN”
Geriye dönüp sadece 93 yıllık Cumhuriyet tarihine bakıldığında dahi, farklı görüntü ve isimler altında bağımsızlık mücadelesinin kesintisiz şekilde sürdüğünü görüldüğüne dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Balkanlarda, Kafkaslarda, kuzeyimizde, güneyimizde yaşanan hadiselerin hepsi de, bizim geçmişimizle ve bugünümüzle yakından ilişkilidir. Şu anda karşımdaki siz genç kardeşlerime baktığımda 20 yılı bile inanıyorum ki zor hatırlarsınız. Acaba 20 yıl önce nasıl bir Türkiye vardı? Hani bu yaşamak başka bir şey okumak başka bir şeydir. 20 yıl önce nasıl bir Türkiye’ye sahiptir, acaba bugün nasıl bir Türkiye’ye sahibiz? Komşularımızla ilişkilerimiz ne noktadaydı? Kim Suriye’de, Irak’ta, Orta Doğu’da yaşananların bizimle ilgisi olmadığını söyleyebilir? Kim Libya’daki, Kuzey Afrika’daki gelişmelerin bizimle hiçbir alakasının bulunmadığını iddia edebilir? Karadeniz, Akdeniz, Ege çevresinde meydana gelen her hadisenin bizi ilgilendirmediğini kim düşünebilir? Bu halkayı Güney Asya’dan Doğu Avrupa’ya kadar dilediğiniz kadar genişletebilirsiniz. Bizim ne bölgemize, ne de dünyaya sırtımızı dönme şansımız da, hakkımız da yok. Gençler, sorumluluğumuz böyle büyük olduğu için, görevlerimiz de çok ağır. Gerçek bağımsızlığın, ancak her alanda kendi ayaklarınızın üzerinde durabilmenizle mümkün olduğunu biliyoruz. Bu anlayışla, geçmişte temelleri atılmaya başlanan demokrasi ve kalkınma çabalarını, son 13 yılda çok ileri düzeylere ulaştırdığımıza inanıyorum.”
“BUGÜN IMF'YE BORÇ VEREBİLECEK BİR ÜLKEYİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin 2002 yılı sonunda sadece IMF’ye 23,5 milyar dolar borcu olan bir Türkiye’nin var olduğunu unutmamalarını istedi. Bugün IMF’ye borç verecek bir Türkiye’nin var olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası’nın döviz rezervinin 27,5 milyar dolar olduğunu; başbakanlığı döneminde 136 milyar dolara kadar ulaşan döviz rezervinin şu anda 113 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
Merkez Bankası’ndaki döviz rezervinin 165 milyarı yakalayacaklarına inandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, döviz rezervi ne kadar güçlü olursa, finans sektöründe ne kadar güçlü hale gelirseniz, dünyaya karşı ekonomide dik duruşun da o kadar farklı olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye’nin, küresel ve bölgesel düzeyde yaşanan tüm krizlere rağmen hâlâ hedefleri doğrultusunda yürümeye devam ediyorsa, son 13 yılda elde edilen başarılar sayesinde olduğunu ifade etti.
“VEREN EL ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR DİYEREK, YARDIMLARIMIZI DEVAM ETTİRİYORUZ”
Dünya donör ülkelerine bakıldığı zaman birinci sırada Amerika’nın, ikinci sırada Türkiye’nin, üçüncü sırada ise İngiltere olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Neyle biz ikinci sıradayız? 2015 rakamını veriyorum, 4,5 milyar dolar biz az gelişmiş ülkelere destek veriyoruz, yıllık bu. Fakat millî gelire oranla baktığımızda şu anda dünya birincisi hangi ülke biliyor musunuz? Türkiye. Çünkü millî geliri bizden katbekat fazla olan ülkeler maalesef bu tür yardımları yapmıyorlar. Ama biz, ‘veren el alan elden üstündür’ diyerek yardımlarımızı devam ettiriyoruz. İşte Suriye’de şurada 6 yıl içerisinde sadece faturalı olarak 10 milyar doların üzerinde destek verdik. STK’larımız, belediyelerimiz, bir o kadar da onların desteği var. Biz acaba bize Avrupa’dan, Mülteciler Konseyi’nden para gelecek mi, gelmeyecek mi, buna bakmadık, 10 milyar doları aşkın bu desteği verdik. Şu anda 26 noktada çadır kentler, konteyner kentler var” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda Avrupa’nın ‘şu kadar verelim, bu kadar verelim’ sözleriyle şahsen çok fazla ilgilenmediğini de kaydetti. “Verseler de, vermeseler de bu para bizim bütçemize girmeyecek, bu Suriyeli kardeşlerimize gidecek” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama ne yapıyorlar? Oyalıyorlar. Şu ana kadar bize Birleşmiş Milletler Mülteci Konseyi’nden gelen destek 450 milyon dolardır, bizim yaptığımız harcama ise faturalı 26 milyar dolardır, yani 1’e 20’nin üzerinde düşünebiliyor musunuz; Türkiye bu” şeklinde konuştu.
“TESLİM ALDIĞIMIZDAN DAHA İYİ BİR TÜRKİYE BIRAKMAK İÇİN ÇALIŞTIK”
2003 hedeflerini gerçekleştirmek için önlerine çıkan ve çıkartılan tüm engellere rağmen var güçle uğraştıklarını ve bu yolda her gün mesafe kat ettiklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunun yanında sizlere 2053, 2071 vizyonlarını geliştirip hayata geçirebilmeniz için en uygun, en ideal, en mümbit zemini oluşturmaya çalışıyoruz. Bakın, 2053’ü, 2071’i siz hazırlayacaksınız, bizler o günleri göremeyeceğiz, bizler ebedi âlemden sizleri izleyeceğiz, ama sizler onun inşallah mimarları olacaksınız. Bugün burada bulunan sizler başta olmak üzere, tüm gençlerimizden şimdiden 2053 vizyonu için hayallerini, ideallerini, hedeflerini ortaya koymalarını bekliyorum. Biz sizlere teslim aldığımızdan daha iyi bir Türkiye bırakmak için çalıştık, çalışıyoruz. Sizlerin de daha sonraki nesillere çok daha büyük, çok daha güçlü bir Türkiye devredeceğinize inanıyorum.”
“SİZ, KALEMİN SİLAHTAN ÜSTÜN OLDUĞUNA İNANAN BİR GENÇLİKSİNİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle her bir araya gelişinde ülkenin geleceğine dair ümitlerinin daha da arttığına dikkat çekti. Gençlerin heyecanının, dinamizminin ve gayretlerin kendilerine güç verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarihe de, tarife de sığmayan bir milletin evlatları olarak gözlerinizdeki ışık, yüreğinizdeki sevgi inşallah hiç eksilmesin diyorum. Ecdadımızın mirasını yükseltecek, yüceltecek bir gençlik yetiştirmek için her alanda çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Sizler Güneydoğu’nun o dağlarında, bu ülkeden kaçarak Kandil’in dağlarında bu millete ihanet eden o şebekenin elhamdülillah içinde değilsiniz. Sizler silahını kalemi olarak kullanan, siz kalemin silahtan üstün olduğuna inanan bir gençliksiniz. Sizler bilgisayarın tuşlarına basıyorsunuz, silahların tetiğine değil, sizin farkınız bu ve bu tuşlarla siz dünyada yeni bir gelecek inşallah inşa ediyorsunuz. Üniversite öğrencisiyseniz, düşünün 76 üniversiteden aldık şu anda 193 üniversiteyle istedik ki… Benim Muş’taki gencim, Hakkâri’deki gencim nasıl Ankara’ya gelecek, nasıl İstanbul’a gelecek, parası var mı, pulu var mı? Ne yapalım? O buraya gelemeyecekse biz devlet olarak ilmi, okulu onun ayağına götürelim dedik ve Hakkâri’sinde, Muş’unda, Ağrı’sında, Kars’ında, her yerde üniversite olmayan ilk bırakmadık. Eğer yurtlarda kalıyorsanız, 294 bin yatak kapasiteli 425 yeni yurdu biliyorsunuz. Yükseköğrenim kredi ve burslarını 45 liradan aldık 400 liraya çıkarttık, bunun yanında 280 lira da beslenme yardımı var, yurtlarda kalan yavrularımız bu desteği de alıyor, bu rakamın lisansüstü eğitim için 800 lira olduğunu görüyoruz, doktora eğitimi için 1200 lira olduğunu biliyorsunuz. Geçmişte bunlar var mıydı?” diye sordu.
EĞİTİM ALANINDA YAPILAN REFORMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerle beraber adeta bu yolda yürüdüklerini, gençlerin başka ülkelere bakmamasını, ‘benim devletim var, benim devletim bizi yolda yalnız koymaz” demelerini istediklerini belirterek, “İlkokuldaki yavrumuz, ortaokuldaki yavrumuz, lisedeki yavrumuz, o da sırasının üzerinde kitabını bulsun dedik, çünkü biz kitap bulamıyorduk. Maalesef biz kitap bulamadığımız için hocalarımız ders anlatırdı, biz çalakalem not tutardık veya ağabeylerimizden teksir notu satın alırdık, biz böyle okuduk. Ama şimdi kuşe kâğıtla hazırlanmış kitapları yavrularımızın sırasının üzerine okullar açılırken veriyoruz. Niye? Geleceği sağlam inşa edelim. Cebenizdeki telefonların, kullandığınız internetin, çantanızdaki bilgisayarın, yani hayatımızın her alanında vazgeçilmez öneme sahip teknoloji konusunda nereden nereye geldiğinizi biliyorsunuz” dedi.
13 yılda 5 milyon 645 bin yeni istihdam oluştuğunu, 5 milyon 645 bin kişiye iş sağlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı dönemde spor tesisi sayısının bin 575’ten 3 bin 377’ye, lisanslı sporcu sayısının 278 binden 6 milyon 232 bine çıktığını sözlerine ekledi.
“YAPILMAZ, OLMAZ DENİLEN MARMARAY’I YAPTIK”
“Sporcu bir gençlik, ama hepsinden öte istiyorum ki sportmen bir gençlik” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Velhasıl hangi alana bakarsak bakalım işte geldik 79 senede 6 bin100 kilometre bölünmüş yolu olan bir Türkiye vardı, ama şu son 12 yılda biz yaklaşık 18 bin kilometre bölünmüş yol inşa ettik. Bunu da geç, yapılmaz, olmaz denilen Marmaray’ı yaptık denizin altından. Çünkü bizim dedemiz Fatih karadan kadırgaları yürüttü, biz de denizin altından, evet, hızlı treni yürütüyoruz. Ve 3 yılda geçen yolcu ne kadar biliyor musunuz? 130 milyon, 3 yılda” diye konuştu.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü 26 Ağustos’ta açacaklarının bilgisini veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bağlantı yollarının ihalesin de yapıldığını, en geç 3 yıl içerisinde o yolların da biteceğine dikkat çekti.
MODERN TÜRKİYE’NİN İŞARET FİŞEKLERİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yani bir taraftan gireceksiniz, ta Kınalı’dan Akyazı’ya kadar hiç durmadan bastırıp gideceksiniz ve manzaralar sağa bak, sola bak doyumsuz. Ve hamdolsun, ülkemiz nereden nereye geldi? Bitmedi, şimdi bir de Avrasya Tünelini inşallah bu yılın sonuna kadar bitirmenin gayreti içerisindeyiz, yine denizin altından bu defa araçlar geçecek, katlı tünel. Bir başka adım, o da hızlı devam ediyor inşallah, İzmit Körfezi, onun da biliyorsunuz son tabliyeleri Başbakanımız, Ulaştırma Bakanımız, birlikte gittik monte ettik ve o da hızla devam ediyor, ama karşı tarafta Yalova-Orhangazi arasında Osman Gazi Köprüsünü adeta oraya 40 kilometrelik bir otoyolla bağladık, o da bitti. O ne yapacak? O da İstanbul’u İzmir’e bağlayacak ve süre 8,5 saatten 3 saat 15 dakikaya düşecek. Bunlar modern Türkiye’nin işaret fişekleridir. İşte yeni nesil, A’dan Z’ye belki genç nesil bunu bilmeyebilir, ama inşallah o yollardan geçtikçe, yolun sağına bak yemyeşil, soluna bak yemyeşil, bunları gördükçe sizler de inanıyorum ki diyeceksiniz ki, çevreci bir Türkiye’yi biz şimdi yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
“BİLGİSİZ HİKMET, HİKMETSİZ BİLGİ OLMAZ”
Terör örgütlerinin maşası hâline gelen, kendini yetiştirmek yerine zamanını kötü alışkanlıklarla öldürmeyi tercih eden gençlerin de var olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Eskiler eskimezler, şöyle der: Sui misal emsal teşkil etmez, yani kötü örnek, örnek gösterilmez, biz iyilere bakacağız. Elbette kötü örnekleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz, çalışmayı da sürdüreceğiz. Ama asıl önemli olan, idealimizdeki gençlerimiz için neler yaptığımızdır, neler yapabileceğimizdir. Sadece iyi mühendis, iyi doktor, iyi avukat, iyi öğretmen, iyi iktisatçı, iyi işletmeci olmak yetmez, aynı zamanda inancı, kültürü, irfanı, idrakiyle iyi birer insan da olmamız gerekiyor; biz bu yola çıkarken bu inançla çıktık. Gençler, bilgi ve hikmet, bu iki kavramı unutmayın, bilgisiz hikmet, hikmetsiz bilgi olmaz.”
“YIKICI DEĞİL YAPICI DÜŞÜNEN, GENÇLERLE YOL YÜRÜMEK ARZUSUNDAYIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kolu eylem, yumruğu vurmak için kalkan değil, selam vermek, dua etmek, iş yapmak için kalkan gençlere ihtiyaçlarının olduğunu söyledi.
Yüreği kendi devletine, kendi halkına kinle, nefretle, öfkeyle dolu değil, kalbi ülkesine ve milletine hizmet aşkıyla, sevgisiyle kıpır kıpır olan gençlere geleceği emanet etmek istediklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vaktini heba eden değil vaktini en iyi şekilde değerlendiren, yıkıcı değil yapıcı düşünen, konuşan, hareket eden gençlerle yol yürümek arzusundayız. Bugün her biri taze fidan olan gençlerimizin yarın ülkelerini ve milletini kucaklayacak ulu çınarlara dönüşmesini sağlayacak şartları oluşturmak için inşallah hep birlikte çok fazla gayret göstereceğiz. Aramızda sporcularımız var ve sporcularımıza önümüzdeki olimpiyatlarda şimdiden üstün başarılar diliyorum. Altınlarınız bol olsun, gümüşleriniz bol olsun, bronzlarınız bol olsun, gelecekle mukayese edilmeyecek kadar bol olsun, Allah sağlığınızı daim etsin. Bu düşüncelerle bir kez daha Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni, milletin evini teşrifleriniz için sizlere teşekkür ediyorum. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramınızı bir kez daha kutluyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum” dedi.