SAMET ÖZÜNAL(GHA) - Halk arasında şeker hastalığı olarak bilinen ve görülme sıklığı yüksek olan diyabet hastalarında kansere yakalanma riskinin, diyabet hastası olmayanlara oranla daha fazla olduğu bildirildi. Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi (BEAH) Endokrinoloji Kliniği Şefi Yrd. Doç. Dr. Şenay Arıkan, diyabet ve kanser ilişkisinin, uzun süredir tartışılan konular arasında olduğunu ve diyabet hastalarındaki kanser riskinin yıllardır gözlemlendiğini söyledi.
//DİYABET VE KANSER İLİŞKİSİ
Diyabet hastalarında, diyabeti olmayan aynı yaş ve cinsiyetteki kişilere kıyasla artmış kanser risklerinin tanımlandığının bilindiğini kaydeden Arıkan, buna rağmen kesinlik arz eden kalıtsal bir veri olmadığını dile getirdi. Bu riskin çeşitli kanser türleri açısından da değişiklik gösterdiğine dikkat çeken Arıkan, “Pankreas, prostat, karaciğer, kalın bağırsak, meme, mesane kanseri gibi vakaların, diyabet hastalarında daha sık görüldüğü ve sayılarında artış olduğu bilinmektedir.” dedi.
Yrd. Doç. Dr. Arıkan, diyabette kanser riskinin ve oranının neden arttığına yönelik çeşitli araştırmalar yapıldığına dikkati çekerek, nedenler arasında obezite ile pankreastan salgılanan ve kan şekerini düşüren bir hormon olan ‘insülin’ direncinin ilk sırada yer aldığını belirtti. Kan şekerinin aşırı yükselmesi olarak tanımlanan “hiperglisemi”nin de diyabet ve kanser ilişkisinde ikinci önemli neden olduğuna dikkati çeken Şenay Arıkan, “Diyabetik hastalarda genellikle çok fazla tıbbi sorun bir arada olduğu için, bazen rutin taramalar aksayabiliyor. Bu nedenle gecikmiş taramalarda önemli bir neden olarak karşımıza çıkıyor.” diye konuştu.
//TEDAVİ SÜRECİ
Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi (BEAH) Endokrinoloji Kliniği Şefi Yrd. Doç. Dr. Şenay Arıkan, bir diğer önemli nedenin de, diyabet hastalarında var olan diğer hastalıklar nedeniyle kanser tedavisi komplikasyonlarının fazlalığı olduğunu belirterek, diyabete ilişkin kanser riskinde ve ölüm oranlarındaki artışta, diyabet tedavilerinin de payı olabileceğini ifade etti. Arıkan, “Tüm kanserler için yüksek doz insülin kullanımının riski arttırabileceği ve insülin direncinin ve hiperinsülineminin önlenmesinin en önemli prensip olması gerekir.” diye konuştu.
İnsülin ihtiyacının en aza inmesi için kilo kontrolünün sağlanması, doğru beslenilmesi ve egzersize önem verilmesi gerektiğine işaret eden Arıkan, “Tüm tip şeker hastaları, uygun erken teşhis yöntemleriyle yakın takip edilmelidir. Halihazırda kanseri olan şeker hastalarının diyabet tedavileri, mutlaka bu durumları gözetilerek, titizlikle yeniden düzenlenmelidir.” şeklinde konuştu.