Çocukluk yıllarına duyduğu özlemi gidermek ve tekrardan o yılları yaşamak için hayallerini pandemi sürecinde hayata geçirdi. Kendi imkânlarıyla oluşturduğu bu sanat evi ve etnografik müzede hem sanatını icra ediyor hem de o yıllara ait anılarını canlandırıyor. Kerpiç evin içinde 1960’lı, 1970’li ve 1980’li yıllara ait birçok antika eşya bulunuyor. O yıllara ait müzikleri plaktan çalarak dinleyen Çevik, kedini o yıllarda hissederek daha motive olduğunu söylüyor ve kendi gibi, geçmişe gitmek isteyen herkesi buraya davet ediyor.
Kurduğu bu sanat evi ve müzenin geçmiş ile bugün arasında bir köprü olduğunu belirten Cem Bahadır Çevik, “Aktif olarak resim yapıyorum. Yaklaşık 8 yıldır devam ettirdiğim, çocuklara yönelik temel sanat eğitimi atölyem vardı. Pandemi dolayısıyla orayı kapattım. Uzun süredir toparladığım nostaljik eşyalarla bu yeri açtım. Burada sadece kendi resimlerimi icra ediyorum ve bundan da çok büyük keyif alıyorum. Benim çocukluğuma dair pek çok irili ufaklı parçadan oluşan bir dekora sahip burası. Benim yaşıtım insanların bu eşyaların her biriyle kendilerini belki çocukluklarına, gençliklerine götürebilecekleri bir köprü vazifesi görüyor buradaki bütün eşyalar ve düzen. Buraya gelip giden arkadaşlarım eş dost, ahbaplarım çok büyük keyif alıyorlar. Şehirde ve bulunduğu sokakta bir marka oldu diyebilirim. Bu beni de çok memnun ediyor. Belediyelerin bu gibi yerlerin sayısını arttırmasını temenni ediyorum.” dedi.