Gazeteci Yazar Mehmed Niyazi Özdemir, Türk İslam medeniyetinin iktisadi değerinin 'kul hakkı', sosyal değerinin 'eşitlik', ferdi değerinin ise 'hürmet' olduğunu söyledi.
Erzurum Kültür-Sanat ve Diyaloğu Geliştirme Derneği (ERKÜSAD) ile Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Su Ürünleri Bölümü öğrencileri tarafından Erzurum Lisesi Konferans Salonu'nda bir program düzenlendi. Yazar Mehmed Niyazi'nin konuşmacı olarak katıldığı programa çok sayıda akademisyen, işadamı, sivil toplum kuruluşu temsilcisi ve öğrenci katıldı.
//BATI VE ANADOLU MEDENİYETİ
Konuşmasında, Batı medeniyeti ile Anadolu medeniyetini kıyaslayan Mehmed Niyazi Özdemir, medeniyetlerin mihrak noktasının 'Allah' inancı olduğunu belirtti. Medeniyetlerin iktisadi, sosyal ve ferdi değerlerden oluştuğunu ifade eden Niyazi, Avrupa dünyasının iktisadi değerinin 'azami kâr', sosyal değerinin 'sınıflar' ve ferdi değerinin ise 'hürriyet' olduğuna dikkat çekti.
//HÜRRİYET DEĞERİ
Hürriyet değerinin ferdin bütün hayatında yer tuttuğunu kaydeden Özdemir, bu durumun Avrupalıları yalnızlaştırmaya götürdüğünü söyledi. Niyaz, "Kişi, anne babasına bile hürriyet telakkisi içerisinde oluyor. Avrupa'da 20-40 yaş arası cennetlik ise 40 yaş sonrası cehennem tarzı bir hayat vardır. Çünkü Avrupa'da en korkunç hastalık kanser değil yalnızlıktır." dedi.
Türk-İslam medeniyetinde ise iktisadi değerin 'kul hakkı' olduğunu kaydeden Niyazi, kul hakkının eşit insanlar arasında olabileceğini, bu nedenle sosyal değerin 'eşitlik' ve ferdi değerin ise 'hürmet' olduğunu vurguladı. Hürriyetin değil hürriyet kavgasının Avrupa'nın malı olduğunu dile getiren Niyazi, Kur'an-ı Kerim'den örnek vererek İslam dünyasındaki hürriyet anlayışını şöyle açıkladı: "Allahu Teala: 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim' der. Bizim itikadımıza göre Cenab-ı Allah kadiri mutlaktır ve dileseydi 'Ben sizin Rabbinizim' der, mesele biterdi. Bizim kültürümüzde hürriyet Allah'ın bize bir lütfudur, bu hürriyeti kimse kısıtlayamaz. Devlette başkalarının riayet etmesini sağlar."
//'UMARIZ TIPÇILARIMIZ İBN-İ SİNA YEMİNİ EDER'
Tarihin ve medeniyetin iyi analiz edilmesi gerektiğini belirten Özdemir, Paris'te İbn-i Sina'nın Hipokrat'a ders veren heykeli bulunduğunu söyledi.
Özdemir, "Halbuki bizde tıpçılar Hipokrat yemini ediyor, umarız tıpçılarımız ilerde İbn-i Sina yemini eder. Yabancı araştırmacılarla yaptığımız çalışmada tarihte 1500'lü yıllarda Romanya, İtalya, Fransa, İspanya gibi Latin dünyasını temsil eden üniversite; Avusturya, İsviçre, Belçika, Hollanda Almanya gibi Cermen dünyasını temsil eden üniversite ile bizim dünyamızın beyni olan Fatih Medresesi'ni ele aldık. Cermen dünyasında tıp ile alakalı 12 kitap var, bunun da bir bölümü bizden tercüme edilmiş, ancak Fatih Medresesi'nde 926 kitap vardır. 300 sene sonrasını ele aldığımızda onlar füze gibi ilerliyor biz kafa üstü yere çakılıyoruz. Demek ki bu zaman aralığında medeniyetimizde zihin kırılması oluyor. Biz medeniyetimizi analiz edemiyoruz. Mozart, Mehteran Marşı'nı dinliyor etkileniyor ve Türk marşı yazıyor. Emperyalizmin anahtarı tarihtir. Avrupalılar ilkçağı Batı Roma'nın yıkılması ile sonlandırır. Ancak Batı Roma'nın olduğu dönemde Çin ve diğer uzak doğu ülkeleri bu devletten bağımsızdırlar. Ancak ilkçağı Batı Roma ile sonlandırıyor, kabul ettirmeye yani hafızamızı ve tarihimizi ele geçirmeye çalışıyorlar." diye konuştu.
Program sonunda Yazar Mehmed Niyazi Özdemir’e işadamı Muammer Cindilli 'Erzurumluluk' yazısının yer aldığı tablo hediye ederken, ERKÜSAD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Aras da plaket takdim etti.