Bitlis’in Ahlat ilçesinde yaşayan Ahıska Türkleri, aradan yıllar geçmesine rağmen sürgün edilişlerini unutamıyor. Vatanlarından 78 yıl önce sürgün edilen Ahıska Türkleri, yerleştirildikleri Bitlis’in Ahlat ilçesinde huzur içinde yaşamlarını sürdürüyor.
Stalin liderliğindeki Sovyetler Birliği, 14 Kasım 1944'te Gürcistan’ın Ahıska bölgesinde yaşayan on binlerce Ahıskalı Türkü, "sınır güvenliğini tehdit ettikleri" gerekçesiyle sürgün etti. 2016 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Ukrayna’nın savaş bölgesinden Türkiye’ye getirilip Ahlat’a yerleştirilen 72 Ahıskalı aile, huzur ve güven içerisinde hayatlarını sürdürürken, sürgün edildikleri günü, yaşadıkları acıları ve zorlukları unutamıyor. Sürgün yıllarında çok acılar çektiklerini anlatan Ahlat’taki Ahıska Türkleri, kendilerine kucak açan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Ahlat halkına teşekkür etti. Daha 4 yaşındayken ailesiyle sürgüne gönderilen 82 yaşındaki 10 çocuk annesi Simizar Mehmetoğlu, yaşadıkları zorlukları anlattı. Sürgün yıllarında aç ve susuz kaldıklarını söyleyen Mehmetoğlu, “Aç ve susuz kaldık. Benden küçük kardeşim 40 günlükten öldü. Sahipsiz kaldık. Babamı askere aldılar gittiler. Vietnam savaşının vaktinde çocuktum. 2 oğlan bir kız kaldık. Annem sahipsiz. 40 yıl Özbekistan’da yaşadık. Çok zulüm çektik. Vagonlar da zor yolculuklar yaptık. Aç ve susuz çok zulüm çektik. Özbekistan’da ahırlara bıraktılar. Kapılar açık, kar ve soğuk vardı. Bir ocak ortaya bıraktılar ateş yakıp ısınıyorduk. Samanın içinde yatıyorduk. Çok sahipsizlik ve azap çektik. O zamanlar ben 4-5 yaşındaydım. Bunları gördük. Allah Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan razı olsun. Allah düşman gözlerinden sakınsın” dedi.
"Türkiye'ye geldikten sonra insan gibi yaşadık"-
Enver Aydın ise, “Özbekistan’da doğup büyüdüm. Oradan da 22 yaşındaydım sürgün olduk. Anne babamız Gürcistan'dan sürgün olmuş. Bizim hayatımız böyle sürgünle geçiyor. Allah kimseye böyle sürgünlük ve acı vermesin. Daha sonra Ukrayna’ya gittik. 27 yıl Ukrayna’da yaşadık. 2016 yılında ise Türkiye’ geldik. Allah Razı olsun çok iyi karşılandık. Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm ekibinden Allah razı olsun. Burada iyiyiz çok şükür. Geçinmemiz yerinde. Ukrayna’da yakınlarımız var. İstiyoruz ki onlarda gelsin. Sürgün yıllarında vagonlardan dedelerimizi atmışlar. Bu dönemde kayıplarımız ve ölenlerimiz var bunları duyduk. Özbekistan sürgününü yaşadık. Rusya-Ukrayna bizi kabul etti. Ama Türkiye’ye geldikten sonra insan gibi yaşamayı burada gördüm. Başka hiçbir yerde görmedim. Cumhurbaşkanımıza Allah sağlık versin. Onun sayesinde buradayız. Geride kalan yakınlarımızda gelse çok daha mutlu olacağız. Bizim bir atasözümüz de ‘Kardeşini yitiren bir gün ağlar, anayı yitiren 40 gün ağlar, vatanı yitiren yaşamı boyunca ağlar’ onun için Allah vatanımıza sahip çıkmayı nasip etsin” diye konuştu.
Halime Kehvan ise, “Allah’a şükür biz Türkiye’ye geldik. Namazımızı kılıyoruz, ezan seslerini işitiyoruz. Tarlalarda çalışıyoruz. Cumhurbaşkanımız bize bu iyilikleri verdi Allah ondan razı olsun. Allah şükür buraya geldik ya 1 ekmeğimiz olsa da şükür olsun” ifadesini kullandı.