ERZURUM (İHA) - Erzurumgiad Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Alim, “Tüketen bir öğrenci ve gençlik profili değil tasarlayan ve üreten bir gençlik profili yetiştirilmelidir” dedi.
“Uluslararası ilişkilerin temel taşını belirleyen en önemli unsurun hiç şüphesiz ki, ekonomik ilişkilerdir ve devlet mekanizmasının küresel denklemindeki yerini belirleyen de ekonomik unsurlardır” diyen Alim, “Ekonominin önemini uzun uzadıya anlatmaktan ziyade, Buradaki kalkınmanın nasıl olabileceğine değinmek istiyorum. Türkiye de özellikle son 10 yılda ekonomi adında birçok reform yapıldı. Ama eksiklerimiz hala çok.
Ekonomik sorunlarımız arasında ekonominin yayılmasını ve istihdamsız büyüme önemli bir yer tutmaktadır. Eğer 2023 yılı için kendimize Dünya nın ilk 10 ekonomisi içine girmeyi hedef koyduysak. Ekonomiyi tabana yaymak zorundayız. Aksi taktirde ekonomi belirli çevrelerin elinden çıkamaz ve Gayri Safi Milli Hasıla ( GSMH ) tablosu küçük zikzaklar çizerek yerinde sayar” diye konuştu.
EKONOMİYİ TABANA NASIL YAYARIZ
Amerika’da 1950’lerden beri yine Avrupa da senlerdir uygulanan Girişimcilik modelinin Türkiye de son birkaç yıldır kamuoyunun dikkatine sunulduğunu anlatan Alim, “Nitekim bunların ne kadar yeterli olduğu soru işaretidir Burada önemli bir husus var oda; Girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılarak, kaynaklara ulaşımının önündeki engellerin kaldırılması ve bu kültürün, toplumun tabanına yayılmasına olanak sağlamıştır. Bu kültür ile işletme kuracak olan kişi niçin o işletmeyi kurması veya kurmaması gerektiği, kısa, orta ve uzun vadedeki hedeflerinin neler olabileceği, işin nasıl geliştirilmesi, finansal, organizasyon el yönetimin nasıl olması gerektiği gibi birçok konuda donanım sahibi olmuş olacak, buda belli bir vizyon çerçevesinde kendi işin daha sağlıklı temeller üzerinde kurmasına olanak sağlayacak. Burada en önemli görevde Milli Eğitim Bakanlığı, Üniversiteler, Sivil Toplum Örgütleri ve Ajanslara düşmektedir. Tüketen bir öğrenci ve gençlik profili değil tasarlayan ve üreten bir gençlik profili yetiştirilmelidir. Amerikan ekonomisi yaşadığı krizlere rağmen hala dünyanın en güçlü ekonomisi ise hiç şüphesiz ki bunun önemli nedenlerinden biriside, üretkenliğe sevk eden ve girişimci ruhlu eğitim sistemidir” dedi.
GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Alim daha sonra şunları kaydetti;
“Toplumsal algılamalar en önemli sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ata erkil anlayış ve devletçi toplum yapısı ekonomideki yaklaşımları da etkilemektedir. Gençler memur olmak için teşvik ediliyor, sistemdeki bireyi buraya yönlendiriyor. Türkiye’ de yapılan araştırmalar neticesinde üniversite mezun olan öğrencilerin % 26 girişimcilik geriye kalanını ise Devlet dairesi istiyor Nitekim ekonomi kalkınma, birey memur olunca değil ticari hayata girince kalkınır. Geçmişten gelen bu yanlış algının değiştirilmesi ve siyasi erkin gençlere yeni opsiyonlar sunması gerekmektedir.
Girişimciliğe teşvik aileden başlayıp Gençlerin girişimci olması için gereken teşvikler uygulanmalı, bu noktada; en başta sistem şeffaf hale getirilerek kendi işini kurmak isteyenler karmaşık bir sistemle karşı karşıya bırakılmamalıdır.
Toplam çalışan nüfus içindeki kadınların oranı % 27 bu daha da arttırılarak kadının işgücüne katılımın önündeki engellerin kaldırılması ve girişimci ruhunun açığa çıkartılması için uzun vadeli politikalar geliştirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, Girişimcilik üzerine çok şey söylenebilir; Nitekim özellikle Amerika da başarı hikayeleri ile beraber birçok şey söylenmiştir de, Türkiye 2023 vizyonun geliştirmek, kişi başına düşen Milli Gelirini arttırmak, refah düzeyi daha yüksek bir toplum oluşturmak ve siyasi arenada daha etkin bir konumda olmak istiyorsa, kendi girişimcilerini yaratmak isteyen ve başarı hikayelerini oluşturmak zorundadır. Girişimciliğin toplumun ve insanların hayatlarını değiştiren ve tüm toplumları ve ulusları geliştiren gücüne inanarak çalışmamız gerekiyor. Dünyanın en refah 20 ülkesinden 19’unun uluslararası endekslere göre dünyanın en girişimci ülkeler olması asla tesadüf değildir.
Erzurum Genç Girişimci İş Adamları Derneği olarak yapmış olduğumuz araştırma ve söyleşirlere göre iş insan ve yönetici profilinin hızla değişmekte olduğunu ortaya koyuyor. Geçen ilk bahar ayları süresince ekonomide yaşanan ve zamanla dalgalanmalara karşı verilen tepkilerin, geçmiş yıllara göre daha dirençli ve olgun olması da bu gözlemleri güçlendiriyor.”