İçişleri Bakanı Efkan Ala, hiçbir anayasal kurumun millet egemenliğini kullanma yetkisine sahip olmadığını, böyle bir yetkiyi tanımadığını söyledi.
MHP’nin İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında, kamu düzenini sağlamada görevlerini yürütemediği, PKK-KCK’nın faaliyetlerini engelleyemeyerek paralel devlet yapılanmasına zemin hazırladığı, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını akamete uğratma girişimlerinde bulunduğu iddiasıyla verdiği gensoru önergesinin gündeme alınması TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmedi.
“HİÇBİR ANAYASAL KURUM MİLLET EGEMENLİĞİ KULLANMA YETKİSİNE SAHİP DEĞİLDİR, TANIMIYORUM”
Mevcut anayasanın darbe anayasası olduğunu belirten ve hiçbir anayasal kurumun milletin egemenliğini kullanma yetkisine sahip olmadığını, böyle bir yetkiyi tanımadığını belirten Bakan Efkan Ala, “Anayasaya yemin ediyoruz, uyuyoruz. Bu anayasanın kötü bir anayasa olduğunu söylememize engel bir durum yok, olsa da tanımıyoruz. Bu anayasa darbe anayasasıdır, kötü bir anayasadır, doğru dürüst bir anayasa değildir. Anayasada diyor ki, ‘milletindir egemenlik, millet bu egemenliğini devletin anayasal kurumları eliyle kullanır.’ Katılıyor musunuz buna Allah aşkına. Millet egemenliğini milletvekilleri eli ile kullanır, referandum yoluyla kullanır. Hiçbir anayasal kurum millet egemenliği kullanma yetkisine sahip değildir, tanımıyorum. Bu anayasa derhal değişmelidir. Milletin iradesini gasp etmiş, satır aralarına gizlemiştir, söküp çıkartıp millete teslim etmek bizim görevimizdir” dedi.
“TÜRKİYE KÜÇÜK BİR DEVLET GİBİ DAVRANAMAZ”
Gensoru önergesi görüşmesinde hakkındaki iddialarla ilgili genel kurul kürsüsünden konuşan İçişleri Bakanı Efkan Ala, Türkiye’nin basit hesapların arenası olamayacağını kaydederek, “Türkiye’nin sorunları da, fırsatları da, tehditleri de büyüktür. Risklerde ve bu tehditlerde başarılı olmanın temel nedeni milletimizin kabul edebileceği siyasi inisiyatifi alıp, milletimizin ihtiyaçlarını karşılayacak olan politikalar üretip milletimizin onayını aldıktan sonra kararlılıkla uygulamaktır. Türkiye küçük bir devlet gibi davranamaz, basit hesapların arenası olamaz” diye konuştu.
“BİZİM DERDİMİZ, MİLLETTEN GENSORU ALMAYALIM”
Kendisinin talimat verdiği gibi cümlelerin kullanıldığını hatırlatan Bakan Ala, “Ben, TBMM’den talimat alırım ve bu benim için onurdur. Hiç kimse de bu Meclise, Meclis Başkanvekiline ve Başkanına talimat veremez. Verecek olanın karşısında daha önce darbe girişiminde bulunanların karşısında durduğumuz gibi dururuz. Darbe hangi enstrümanla yapılıyorsa onunla karşısında durulur” dedi.
“Bizim derdimiz, milletten gensoru almayalım” ifadelerini kullanan Bakan Ala, siyasi istikrarın kıymetinin bilinmesi ve baş üstünde tutulması gerektiğini kaydetti. Bakan Ala, “Bazı arkadaşlarımız demokrasi ile terör arasındaki ilişkiyi kuramıyor olabilirler. Demokrasi teröre olan desteği azaltır. Halkın adalete olan güvenini artırır, size meseleyi topyekun çözme ortamı çıkartır” şeklinde konuştu.
“KÜRTLER DE BENİM KARDEŞİMDİR, ONLARIN DİLİ YASAKLANDIĞINDA AYNI TEPKİYİ KOYARIM”
Türkçe'nin yasaklanmasının karşısında durduğu gibi Kürtçe'nin de yasaklanmasının karşısında duracağını belirten Bakan Ala, “Diyarbakır Cezaevi'nin zulmünü bilmeyen bu meseleyi çözümde bir katkıda bulunamaz. İnsanların anadillerini yasaklamayı kınayamayanlar bu meselenin çözümüne katkıda bulunamaz. Ben Bulgaristan’da Türklerin isimleri, dinleri yasaklandığında siyasal bilgiler öğrencisiydim, Saraçhane’de en önde yürüyordum, yine yürürüm. Benim dilim yasaklanıyordu. Benim dilim yasaklandığı zaman hangi tepkiyi koyuyorsam, benim kardeşimin, Kürtler de benim kardeşimdir, onların dili yasaklandığında aynı tepkiyi koyarım” ifadelerini kullandı.
“MİLLETİMİZ DE ONAYLARSA BİR DAHA Kİ DÖNEM ADAYIM”
Muhalefet milletvekillerine önerilerde bulunan ve salon siyasetinin milletin derdine deva olmayacağını kaydeden Bakan Ala, “İnşallah Allah fırsat verir, milletimiz de onaylarsa bir daha ki dönem adayım, aranıza katılma şerefine nail olacağım. Burası parlamentodur, çeşitli görüşler olacak. Böyle temel problemlerde milletimizin geleceğini düşünerek, birbirimizi hırpalamadan, kimseyi ötelemeden, 78 milyonun devlet olduğunu unutmadan, yani hazineden maaş alanlar sadece devlet değildir, hazineye vergi verenlerde devlettir, onlar biraz daha fazla devlettir. Oralarda teşkilatlanmaya bakın, o bölgelerde teşkilatlanmaya bakalım. Sadece salon siyasi ile milletin derdine deva bulmak zordur. Genel ilkeler üzerinden, Türkiye’nin genel hedeflerine doğru yürümezsek, basit meseleleri büyütürsek, çok büyük meseleleri basite indirgersek sadece kendimize yazık etmiş olmayız, memlekete, millete yazık etmiş oluruz” açıklamasında bulundu.